Alçak İrtifa Hava Savunması ve Bahar Kalkanı Harekatı

Roketsan-ATMACA-Banner

Türkiye Cumhuriyeti’nin hava sahasını koruma görevi, Türk Hava Kuvvetleri tarafından sağlanmakla beraber, nokta hava savunması ise kuvvetlerin kendi sorumluluklarına verilmiş olan yüksek değerdeki kritik tesislerin korunmasıdır. Bu noktalar, askeri tesisler olacağı gibi ülke ekonomisini ve sanayiini ayakta tutan sivil tesisler de olabilir.

Bu gibi önemli ve kritik tesislerin nokta hava savunmaları, uzaktan yakına prensibi ile bir hava savunma şemsiyesi altına alınarak gerçekleştirilir. Yüksek, Orta ve Alçak İrtifa Hava Savunma sistemleri olarak adlandırılan üç boyutlu planlamada, nokta savunması için Kısa Menzilli Hava Savunması [SHORAD] önem arz etmektedir.

STM Banner

Hava taarruzlarını uygulayan taraf, hedef ülkenin önce radarlarından daha sonra av-önleme uçaklarından, daha sonra da yüksek ve orta irtifa füzelerinden kurtulmaya çalışacaktır. Bütün bunlardan kurtulan uçaklar ise hedef bölgesinde namlulu hava savunma silahları ve alçak irtifa hava savunma füzeleri ile karşılaşacaklardır. Hedef ülke, hava taarruzlarının etkilerini en alt seviyeye indirebilmek için öncelikle muhtemel hava taarruzlarının tespit, ikaz ve reaksiyon süresini en kısa süreye indirebilmeli, hava hedeflerinin önlenebilmesi için aktif ve pasif hava savunma sistemini etkin olarak kullanabilmelidir.

1.Dünya Savaşı ile uçaklara karşı kullanılan namlulu silahlarla başlayan hava savunma sistemlerine, zaman içerisinde parçacıklı ve güdümlü mühimmat kullanabilen daha uzun menzilli toplar ve füze sistemleri eklenmiştir. Buna karşılık olarak uçar platformlardaki gelişmeleri, havadan yere atılan mühimmatların daha akıllı ve uzun menzilli hale gelmesi, uçakların elektronik harp kapasitelerinin yükselmesini gösterebiliriz.

f-16

Namlulu hava savunma silahları, hedef tespit ve teşhis radarlarına yakalanmadan savunma bölgesine girmeyi başaracak hava hedeflerine karşı etkili olarak kullanılabilen son kademe silahlarıdır. Namlulu hava savunma silahlarının mühimmat tapalarının, hava hedefinin yakınında mühimmatın paralanmasını sağlayan ve bu paralanmadan meydana çıkan parçacıkların etkili bir şekilde hedefe isabet etmesini sağlayan tapa çeşidi (Proximity Fuze) olması arzu edilir. Bu şekilde hedefte azami tahrip meydana gelir. 40mm ve 35mm topların öteden beri kullanılabildiği bu tip mühimmata karşılık 35mm toplarda ayrıca Oerlikon, AHEAD mühimmatını devreye sokmuştur.

Söz konusu 35 ve 40mm toplar, gelişmiş atış kontrol sistemleri ile yüksek irtifadan uçan ve uzun menzilden saldırı yapabilen savaş uçaklarına olmasa da atılan mühimmatlara, seyir füzelerine, insansız hava aracı ve helikopterler gibi hedeflere karşı oldukça etkili olmaya devam etmektedirler.

Günümüzde güdüm ve füze teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde namlulu uçaksavar sistemleri, yerlerini füze sistemlerine bıraksa da daha önce de ifade ettiğimiz gibi namlulu silahlar hala etkin olarak kullanılmaktadır. Burada amaç, her hedefe füze gibi maliyetli bir silahın sarf edilmemesini sağlamak ve füze sisteminin etkisiz kaldığı ve/veya isabet sağlayamadığı durumda oluşturacağı mermi barajı ile seyir füzesi gibi hedefleri imha etmektir.

Saydığım gelişmelerin yanında artan İHA/Drone tehdidi nedeniyle elektronik savunma sistemleri de kullanılmaya başlanmıştır. Yakın gelecekte, Yüksek Enerji Silahları ve Elektro Manyetik Toplar da savunma sistemlerine dahil olmaya başlayacak ve saldıran taraf için yeni saldırı ve elektronik harp teknikleri ile mühimmatlar geliştirmek/kullanmak zorunluk olacaktır.

Hava Savunması, çok alçak irtifadan başlayarak yüksek irtifaya ve uzaya kadar uzanan katmanlardan oluşan bir alana, düşman hava unsurlarının ve uzun menzilli füzelerinin girişini, girebilenlerin ise hedeflerine ulaşamamalarını sağlama mücadelesidir. Bu mücadele her zaman tek bir yönden ya da tek tip bir hava unsuru ve mühimmatla olmaz. Mesela ABD gibi bir ülkenin saldırısına yapılacak savunma, farklı yönlerden yoğun elektronik harp koruması altında gelen farklı tipte hava unsurları ve bunların taşıdığı farklı güdüm ve menzillere sahip mühimmatlara karşı olur.

Körfez Savaşı’na Katılan ABD Hava Kuvvetleri Uçakları
Körfez Savaşı’na Katılan ABD Hava Kuvvetleri Uçakları

Katmanlı Hava Savunması, geniş alan için orta ve yüksek irtifaları, nokta ve bölge için orta ve alçak irtifaları kapsayan, birbirinin içinde sıfıra yakın ölü bölge bırakacak şekilde oluşturulmaya çalışılan bir yapıdır. Bu yapının içinde havadan erken uyarı uçakları, yer konuşlu farklı menzillerde tarama yapabilen sabit ve mobil radarlar, aktif ve pasif algılayıcılar, uçaksavar füze ve top sistemleri ile bunların bağlı olduğu komuta kontrol merkezi bulunur.

Birbirine çeşitli şekillerde bağlı bu tespit araçlarından alınan bilgilerle oluşan hava resminin komuta merkezinde işlenmesi ile tespit edilen tehdide/tehditlere karşı en uygun hava unsurunun ve/veya yer konuşlu top/füze sisteminin yönlendirilerek tehdidin caydırılmasına/önlenmesine çalışılır. Bunun sağlanabilmesi için de gelişmiş tespit, iletişim ve savunma silahlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Tabi bütün bir yapının ulusal yani diğer bir ifadeyle yerli ve milli olması, düşmanın özellikle elektronik harp gücüne dayanma noktasında önem teşkil etmektedir.

Bu duruma en güzel örnek 1991’de yapılan Çöl Fırtınası Harekatı gösterilebilir. Irak, Kuveyt’i işgal ettiği sırada envanterinde Rus yapısı ağırlıklı olmak üzere batı kaynaklı arama ve takip radarları, SA-2, SA-3, SA-6, SA-7, SA-8, SA-9, SA-13, SA-14 ve SA-16’dan oluşan 16.000 radar ve ısı güdümlü füze, 14.5mm ve 23mm hafif uçaksavar silahları ile ZSU-23/4 ve ZSU-57/2 KMU ile Fransız-Alman Roland hava savunma sistemleri vardı. Bu yapı, Fransız yapımı Kari C3 (komuta kontrol iletişim) sistemi ile birbirine bağlanmıştı. Ancak bu sistemleri koalisyon hava gücüne karşı ne kadar etkin kullanabildi!

Irak Radar ve Hava Savunma Sistemleri

ABD ve koalisyon güçlerinin uyguladığı Elektronik Harp ve Düşman Hava Savunmasını Bastırma/Yok Etme (SEAD/DEAD) teknikleri ile F-117 ve Tomahawk füzeleri ile yapılan saldırılar sonucunda radar ve iletişim sistemlerini etkin kullanamayan Irak ordusunun kara birlikleri, radar ve hava savunma sistemleri ile hava desteğinin de olmaması nedeniyle kolay hedef oldular. CNN’den izlediğimiz görüntülerde Irak uçaksavarları, Bağdat’a yapılan saldırıda gökyüzünü izli mermilerle aydınlatmaktan başka bir şey yapamadılar. Çöl Fırtınası süresince Irak ordusu, çoğu ısı güdümlü füzelerle gündüz şartlarında olmak üzere 37 uçak ve 5 helikopter düşürebildi.

TARİHUÇAK MODELİHAVA SAVUNMA SİSTEMİGÜDÜM TİPİVURULMA ZAMANI
     
17.1.1991F-15EAAAGECE
19.1.1991F-15ESA-2ERADARGECE
19.1.1991F-16CSA-6RADARGÜNDÜZ
19.1.1991F-4GAAAGECE
19.1.1991F-16CSA-3RADARGÜNDÜZ
31.1.1991AC-130HSA-16ISIGÜNDÜZ
2.2.1991A-10ASA-16ISIGÜNDÜZ
15.2.1991A-10ASA-13ISIGÜNDÜZ
15.2.1991A-10ASA-13ISIGÜNDÜZ
19.2.1991A-10ASA-9ISIGÜNDÜZ
22.2.1991A-10ASA-16ISIGÜNDÜZ

Hava Savunma Katmanı’nın en altında bulunan Kısa ve Çok Kısa Menzilli Hava Savunma sistemleri (SHORAD-VSHORAD) genel olarak Radar/Elektro Optik kontrollü toplar, çeşitli ısı ve radar güdümlü füzelerden oluşur ve amacı alçak irtifadan gelen hava tehditlerini tahrip ederek veya engelleyerek sabit tesis, hava üssü, liman, radar, uzun menzilli hava savunma sistemleri ve hareket halindeki birlikleri savunmak olarak tanımlanabilir. Bunlar ayrı ayrı kullanılabildiği gibi günümüzde daha etkin bir savunma yapabilmek için top + füze kombinasyonu mobil/çekili sistemler kullanılmaya başlanmıştır.

1970’lerde SHORAD, Rus SA-3 ve SA-6, ABD Chaparral, Fransız – Alman Roland ve Crotale gibi kısa-orta menzilli, orta irtifalı yerden havaya füze (SAM) sistemlerinden oluşuyordu. ABD, Soğuk Savaş döneminde Avrupa’da konuşlu kuvvetleri için ihtiyaç duyduğu kısa menzilli hava savunma sistemlerini yerel üreticilerden alma yoluna gitti. İngiltere’deki üslerin korumasını daha sonra bize hibe edilen Rapier, Almanya’daki üslerin korumasını ise bir dönem TSK’nın da ilgilendiği Roland ile sağladı.

rapier tsk ile ilgili görsel sonucu
Rapier

Mobil kuvvetlerin alçak irtifa hava savunması M-163 Vulcan ve 35mm’lik 2 namlulu Alman Gepard gibi Kundağı Motorlu Uçaksavar sistemleri tarafından sağlanmaya çalışılırken, geniş alanların ve stratejik alanların korunması ise Skyguard Atış Kontrol Radarı tarafından idare edilen 35mm’lik toplar ve Sparrow Füzeleri ile sağlandı. 1970 ve 1980’lerde, soğuk savaşın zirvesinde, uçaksavar topları ve füzelerin birleşimi, savaş alanındaki hareketli kuvvetlerin korunması ihtiyacı olarak gelişti.

Batıda Starstreak, Mistral ve Stinger füzelerinin kullanıma alınması, doğuda ise SA-8 OSA, SA-9 Gaskin, SA-13 ve SA-19 Grison gibi mobil hava savunma sistemlerin geliştirilmesi sonucunda, 1980 ve 1990’larda mobil birlikleri saldırı helikopterleri ve A-10 ya da SU-25 gibi yakın hava destek platformlarının saldırılarından korumaya yönelik kullanılan VSHORAD (Çok Kısa Menzilli Hava Savunma) sistemleri kullanıma girmeye başladı.

Stinger
Stinger

Radar kontrollü silahlar ve SA-7/14/18, Stinger ile Mistral gibi Çok Kısa Menzilli Hava Savunma (VSHORAD) füzelerinin kullanıldığı ikinci “yakın” savaş katmanında aynı zamanda anti-füze koruması sağlayabilecek silah sistemleri de bulunmalıdır. Bu seviyede etkin bir savunma yapabilmek için Radar/EO kontrollü top + füze karışımı sistemler daha uygundur.

Çoğu füze, uçaklara ve helikopterlere karşı etkiliyken, Rus Tunguska/Pantsir gibi mobil ve üzerinde radar + gündüz-gece kameraları + top + füze birlikte bulunan sistemler veya parçacıklı mühimmat kullanan Atış Kontrol Radarı ile idare edilen hava savunma topları, seyir füzeleri de dahil güdümlü mühimmatlara karşı kullanılabilmektedir. Adı geçen sistemler, üzerlerinde taşıdıkları füzelerle 10 km gibi menzillerde, 30 mm’lik top sistemleri ile de 3-4 km menzillerde etkili olabilmektedir.

Bahar Kalkanı Harekatı ve Hava Savunması

Türk Silahlı Kuvvetleri 2000 m’den 8000 m’e kadar menzillerde ve +/- 5000 m irtifaya kadar 20-35-40mm Toplar, Tek-Er tarafından kullanılan FIM-92 Stinger Füzesi, Atılgan ve Zıpkın Kundağı Motorlu Stinger sistemleri, Rapier B1X Füze Sistemi ile yeni envantere girmeye başlayan Korkut Kundağı Motorlu 35mm Uçaksavar Topu ve Alçak İrtifa Radar Sistemleri kullanmaktadır. Yakın zamanda bu sistemlere, 15+ km menzil ve 10 km azami irtifada önleme yapması hedeflenen IIR başlıklı füze kullanan Hisar-A ve 6 km etkili menzili ve 4 km irtifası olması planlanan IIR arayıcı başlıklı yerli olarak geliştirilen Porsav MANPADS sistemleri de eklenecektir.

Ayrıca Envanterdeki GDF-001 ve GDF-003 model 35mm’lik toplar modernize edilerek parçacıklı mühimmat kullanabilir hale getirilecek ve ASELSAN tarafından geliştirilen Atış İdare Cihazı (AİC) ile beraber liman, üs gibi sabit tesisleri gerek havadan yere kullanılan güdümlü/güdümsüz mühimmatlara karşı gerekse C-RAM rolünde atılan havan ve roket gibi mühimmatlara karşı 4000 metreye kadar hava savunma için daha etkin kullanılmaya başlanacaklardır.

Katmanlı Hava Savunma Ağı, Balistik Füze Savunma Sistemi, Füze Savunma Sistemi, Hava Savunma Sistemi, Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi, Çok Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi, Orta İrtifa Hava Savunma Sistemi, Yüksek İrtifa Hava Savunma Sistemi,
HİSAR-A Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi

Yakın zamanda TSK tarafından icra edilen Bahar Kalkanı Harekatı, bize ve harekatı yakından izleyen dünyaya hava savunmasının ve katmanlı hava savunmasının ne kadar önemli ve uygulamasının zor olduğunu gösterdi. Bunu önce sınırın Suriye tarafındaki operasyon bölgesinde yerden ve havadan hava savunması bulunmayan birliklerimize Rus/Suriye uçakları tarafından yapılan hava saldırıları sonucunda şehit olan ve yaralanan askerlerimiz ile gördük. Devamında ise TSK tarafından dünyada ilk kez uygulanan bir taktik/yöntem ile eş zamanlı havada bulunan çok sayıda ANKA ve TB2 SİHA’larımızın, elektronik harp sistemlerimizin koruması altında, Suriye hava sahasındaki etkin operasyonlarını izledik.

Medyadan izlediğimiz ve uzmanların anlatımıyla operasyon boyunca yerli üretim elektronik harp sistemlerimiz, Suriye ordusunun hava savunma ve muhabere sistemleri -ki bunların arasında son dönemin popüler sistemlerinden Pantsir de var- üzerinde etkili olması sayesinde, yine yerli üretim insansız hava araçlarımız ve mühimmatları ile Suriye ordusuna ait hava savunma sistemleri, zırhlı araçları, topçu sistemleri ve piyade unsurları dahil birçok hedef başarıyla vuruldu. Bildiğimiz kadarıyla Suriye’ye ait Rus yapısı hava savunma sistemleri tarafından vurulan SİHA’larımız olmakla beraber uygulanan taktikler sayesinde çok etkin bir savunma yapamadılar.

Pantsir SAM, pantsir suriye, pantsir vurulma anı, pantsir,
TSK tarafından vurulan Pantsir

Bahar Kalkanı Harekatı bize ve dünyaya TSK’nın operasyon yeteneğini, İHA’ların ne kadar etkili platformlar olduğunu ve yerli üretim sistemlere sahip olmanın önemini gösterdi. Bununla beraber birçok kişi, bu operasyon sırasında vurulan Rus yapısı hava savunma sistemlerinin işe yaramaz oldukları izlenimine kapıldı. Ben şahsen bu fikre pek katılmıyorum. Karşımızda yıllardır süren iç savaş nedeniyle ekipman, eğitim ve lojistik yönden gücünün önemli bir kısmını kaybetmiş, Rusya’nın desteği ile ayakta durabilen muharebe ve muhabere yeteneği zayıf kuvvet vardı.

Asıl önemli olan Bahar Kalkanı Harekatı sırasında uyguladığımız taktikler daha gelişmiş muharebe gücüne, muhabere ve hava savunma ağına sahip bir güce karşı kullanılabilir miydi? Böyle bir durumla karşılaşırsak, rakibin kabiliyetlerinin tespitinin doğru yapılması ve ona göre taktikleri geliştirilmesi gerekecektir.


Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu