Milli Savunma Bakanı Hulusi AKAR, Türkiye’nin Müşterek Taarruz Uçağı (JSF) F-35 Lightning II programıyla ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu.
Müşterek Taarruz Uçağı (JSF) F-35 Lightning II ile ilgili olarak Türkiye ve ABD arasında 2.1 milyar dolarlık bir sözleşme olduğunu vurgulayan Bakan AKAR, “Konu hala devam ediyor. 2.1 milyar dolarlık bir sözleşmemiz var. 1.4 milyar dolarını ABD’ye ödedik. Bu uçakların binden fazla parçasının üretimine devam ederken, sıkıntı yaşanıyor. Sıkıntıların giderilmesi için görüşmeler sürüyor. Nasıl bize Patriot vermeyerek S-400’ü almak zorunda bıraktınız, aynı şeyi F-35’te yapmayın diyoruz.” açıklamalarında bulundu.
Lockheed Martin planlanandan daha az F-35 üretecek
Müşterek Taarruz Uçağı (JSF) F-35 Lightning Projesinin ana yüklenicisi Lockheed Martin, 2020 yılında, planlanandan daha az sayıda F-35 Lightning II üretimi gerçekleştirecek.
Halihazırda dünyanın en büyük savunma sanayii projelerinden birisi olan Müşterek Taarruz Uçağı F-35 Lightning II Projesi, Koronavirüs salgınından oldukça etkilendi. F-35 Lightning II tedarik zincirinde birçok sorunla karşılaşan ana yüklenici Lockheed Martin, 23 Mayıs’tan itibaren üretim hızını azalttı ve buna müteakiben, 2020 yılı için planlanan 141 adetlik F-35 teslimatı hedefinde, 18 ila 24 adetlik bir düşüş yaşanacak.
Lockheed Martin’in F-35 Programından sorumlu Başkan Yardımcısı Greg Ulmer, “COVID-19 salgını, Lockheed’in tedarik zincirinin zamanında parça üretmesini zorlaştırdı ve sonuç olarak şirket, F-35 üretiminin yavaşlayacağı bir çalışma programına geçti.” ifadelerine yer verdi.
Türkiye’nin F-35 Projesindeki rolüne değinen Greg Ulmer, “Türkiye’nin üretim payıyla ilgili olarak üretimi devralacak firmalar zaten tanımlandı. Türkiye’nin üretiminin devre dışı bırakılmasının sonucu olarak, F-35 projesindeki üretimin etkilenme olasılığı düşük.” açıklamalarında bulundu.
Ancak, ABD Hükümeti Hesap Verebilirlik Ofisi’nin (GAO) hazırladığı F-35 tedarik raporunda, Türkiye’yi F-35 programından çıkarma girişiminin programın aksayan üretim ve tedarik sürecini daha da sekteye uğratabileceğine dikkat çekilmişti.
GAO raporunda, “Türkiye’nin Temmuz 2019’da Rus savunma ekipmanı almasından kaynaklı kaygılar nedeniyle programdan çıkarılması üretim risklerini daha da artıracak. Program Türk tedarikçiler tarafından üretilen 1005 parça için yeni kaynak belirledi ancak şu anda 15 parça istenilen oranda üretilemiyor.” ifadesi kullanıldı.
“Türkiye’nin ayrılması 500-600 milyon dolarlık ek maliyet getirir”
Geçtiğimiz günlerde T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail DEMİR tarafından yapılan açıklamada ise “Amerika Birleşik Devletleri tarafında tam ne olup ne bittiği ile ilgili net bir veri yok elimizde. Ancak, son gelişmeleri ve ilişkilerin daha sıcaklaşmasını gördük.
F-35 sürecinde sürekli olarak benim vurguladığım, biz bu süreçte bir ortağız ve ortaklılıkla ilgili tek taraflı yapılan hareketlerin hiçbir yasal dayanağı yok ve mantıklı da değil. Bütün ortaklık yapısını düşündüğümüzde atılan bu adımın, S-400 ile ilişkilendirilmesinde de bir temel yok. Türkiye’ye uçağı vermemek ile ilgili karar almak bir bacaktır ama diğeri ise hiç alakası olmayan bir konu. Biz bunu muhataplarımıza defalarca dinlendirmemize rağmen ve dillendirdiğimizde de hiçbir mantıklı cevap alamamıza rağmen, süreç devam ettirildi. Kendi ifadeleriyle bile bütün bu süreçte, projeye en az 500-600 milyon dolarlık bir ek maliyet geleceği dillendirildi. Yine bizim hesaplarımıza göre, uçak başına en az 8 ila 10 milyon dolar civarında ilave bir maliyet geleceğini görüyoruz.” ifadelerine yer verilmişti.
Lockheed Martin tarafından Türk Hava Kuvvetleri için üretilen altı adet F-35A Lightning II savaş uçağının, bakımları yapılmak suretiyle ABD’de bekletildiği biliniyor. Uçakların henüz herhangi bir kuvvete nakilleri yapılmadı ve resmen Türk malılar.
Kaynak: SavunmaSanayiST.com
