F-16 Blok 70 Türk Hava Kuvvetleri’ne Ne Katar?

Roketsan-ATMACA-Banner

Türkiye F-16 Fighting Falcon’un en modern konfigürasyonu olan F-16 Blok 70 tedarikini amaçlıyor. Bu yazımızda, F-16 Blok 70’e değineceğiz.

Eylül 2021’de Türkiye, Milli Savunma Bakanlığı kanalıyla ABD’den F-16 Blok 70 satın alma talebinde bulundu. Türkiye’nin talebi, 40 adet F-16 Blok 70 savaş uçağı ile Türk Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan F-16’ların modernizasyonu için 70 adet modernizasyon kitini kapsıyordu.

STM Banner

ABD’li Temsilciler ile Senatörlerin bir dizi engelleme girişimi neticesinde, Türkiye’ye F-16 Blok 70 satışını engellemeye yönelik bazı yasa tasarıları hazırlandı. Ancak bu tasarılar, hayata geçemedi. Biden yönetiminin onayladığı F-16 Blok 70 satışı, artık son aşamada ve ABD Kongresi’nden onay bekleniyor. Bu yazımızda, en modern F-16 konfigürasyonu olan F-16 Blok 70’i özet bir şekilde inceleyeceğiz.

Yazıya geçmeden önce şu anekdotu vermekte fayda var: F-16’lar, Türk Hava Kuvvetleri’nin halihazırda ana vurucu gücünü oluşturuyor. Türk Hava Kuvvetleri envanterinde, tamamına yakını lisans altında Türkiye’de üretilmiş 235 adetten fazla F-16 Fighting Falcon yani ‘Savaşan Şahin’ bulunuyor. Bunlar; Blok 30, Blok 40, Blok 50 ve Blok 50+ konfigürasyonundalar. En modern F-16’larımız, yaklaşık 10 yaşında olan F-16 Blok 50+’lardır. En eski F-16’larımız ise ortalama 30 yaşında olan Blok 30’lardır.

F-16 Blok 30
F-16 Blok 30

Türk F-16 Blok 30’ları, halihazırda TUSAŞ tarafından yapısal modernizasyondan geçiriliyor. Bu modernizasyon ile uçuş ömürleri, 8000 saatten 12000 saate çıkarılıyor. Böylelikle uçakların, 2030’lu yıllara kadar görev yapmasının önü açılıyor.

F-16’nın Blok 60 konfigürasyonu, Lockheed Martin tarafından Birleşik Arap Emirlikleri için geliştirildi ve sadece bu ülkenin envanterinde bulunuyor. F-16 Blok 70 ise son zamanlarda öne çıkan, en yeni F-16 konfigürasyonu. Diğer F-16 konfigürasyonlarındaki uçaklar 4. nesil olarak adlandırılırken, F-16 Blok 70 ise 4.5 nesil olarak adlandırılmakta. 2015 yılında ilk uçuşunu gerçekleştiren F-16 Blok 70, halihazırda Lockheed Martin tarafından birçok ülkeye pazarlanıyor.

F-16 Blok 70’in Öne Çıkan Özellikleri

Filipinler'e F-16 Blok 70/72 Satışı için onay

En yeni F-16 konfigürasyonu olan Blok 70’ler;

  • Hem donanımsal hem de yazılımsal olarak F-35 ve F-22 radarları ile benzerlik taşıyan APG-83 AESA Radar,
  • Legion Pod ile IRST kabiliyeti,
  • AN/ALQ-254(V)1 “VIPERSHIELD” Elektronik Harp Paketi
  • Yeni Kokpit gibi oyun değiştiren diyebileceğimiz teçhizatları ile karşımıza çıkıyor.

APG-83 AESA radar

AESA radarlar, Pulse-Doppler radarlara kıyasla;

  • Görüş alanlarını çok daha hızlı bir şekilde tarayabilmeleri ve bu sayede birçok hedefi daha iyi bir şekilde takip edebilmeleri,
  • Elektronik karıştırmaya karşı çok daha iyi direnç göstermeleri,
  • ‘Interleaved Mod’ ile hem hava, hem de kara/deniz hedeflerini aynı anda izleyebilmesi,
  • Daha yüksek menzil ve daha düşük görünürlük (tespit edilebilirlik) kabiliyetleri ile öne geçmektedirler.

Menzil açısından bakacak olursak; 1 metrekare boyutundaki hedefleri tespit mesafesi için karşımıza böyle bir tablo çıkmakta:

f-16-aesa-radar
Fotoğraf: matec-conferences

Görselde gördüğünüz radarları sınıflandıracak olursak;

  • APG-68(V)9: Şu anda Türk Hava Kuvvetlerinde CCIP modernizasyonu geçirmiş Blok 40, 50 uçaklarında ve Block 50+’larında kullandığı Pulse-Doppler radardır.
  • APG-83: Şu anda F-16 Blok 70/72’lerde kullanılan AESA radardır
  • APG-80: Şu anda dünyada sadece Birleşik Arap Emirlikleri’nin sahip olduğu F-16E/F Blok 60’ların kullandığı AESA radardır.

AESA olan APG-80 ve 83’ün APG-68(V)9’a kıyasla menzil avantajı görülmekte. Ancak APG-80’in APG-83’e kıyasla daha uzun menzil avantajının olması, ana sebep olarak soğutma sistemindeki farklılıktır. APG-80’de sıvı soğutma sistemi kullanılmakta.

Elektronik karıştırmaya karşı dayanıklılık konusunu basitçe anlatmamız gerekirse; elektronik karıştırma sistemleri, genel olarak kendilerini izlemeye çalışan radarın frekansında yayın yaparak radarın, kendilerinin yönlerini görmelerine rağmen mesafe bilgisi alamamalarına sebep olur.

APG-83 Radar
APG-83

Radar, elektronik karıştırma yapan araca yeterince yaklaşıp “burn-through” mesafesinin içine girerse elektronik karıştırma etkisiz kalabilir. Ancak bunun için hedefe yaklaşmak gerekmektedir.

AESA radarlar ise frekanslarını geniş bir bant aralığında değiştirebilme kabiliyetine sahiptir. Frekanslarını her iletim yaptıklarında rastgele olmak üzere değiştirebilirler. Bu yönteme de “chirping” denir. Bu şekilde Radar İkaz Alıcıları (RWR)’nda radarın tespit edilmesi de zorlaşmaktadır.

Legion Pod ile IRST Kabiliyet

Legion Pod; bölgedeki hedefleri radar kullanmadan, ısı üzerinden pasif bir şekilde bulma ve izleme üzerine kurulu bir IRST sistemidir. Hedefleri pasif yöntem ile izlediğinden herhangi bir radar radyasyonu yaymadığı için hedef uçaklarda RWR bulunsa dahi izlendiklerini anlamaları çok güçtür.

Özellikle radara karşı düşük görünürlüğe sahip olan F-22 ve F-35 gibi 5. Nesil Avcı Uçaklarına karşı oyun değiştirici bir ekipman olabilmektedir.

Ek olarak Legion Pod’larda, artık doğrudan podlar arası data-link kabiliyeti de bulunmaktadır. Bu da aynı bölgede bulunan müttefik uçakların IRST Podlarının hedefleri, uçakların bulunduğu konuma göre farklı noktalardan ve açılardan izleyip birbirleri arasında sürekli olarak bilgi alışverişi yapmasına olanak tanımakta. Bu kabiliyet ile pilotların durumsal farkındalığı bir üst seviyeye taşınmaktadır.

legion-pod

Uçaklarda bulunan data-link kulanımı yerine podlar arasında data-link tercih edilmesi ise Lockheed Martin tarafından bir nevi eski sistemlerin bant genişliği açısından kısıtlı olması ve bu yüzden bilginin yeterince hızlı iletilemeyeceği ihtimali ile açıklanmıştır. Ancak podlar arası data-link sisteminin, podları oldukça hızlı bir şekilde birbirlerine bağlayabilmektedir.

Ancak Legion Pod gibi IRST sistemlerin bir nevi aşil tendonu ise performanslarının hava durumu gibi çevresel etkenlere oldukça bağlı olmasıdır. Zira bu sistemler kızılötesi izler ve görüntü üzerinden çalıştığı için bu görüntüyü kapatabilecek herhangi bir bulut veya yağmur/kar yağış durumu, sistemin performansını azımsanmayacak oranda düşürebilmektedir.

AN/ALQ-254(V)1 “VIPERSHIELD” Elektronik Harp Paketi

L3Harris üretimi AN/ALQ-254(V)1 Elektronik Harp paketi ise F-16 Blok 70’i şu anda bulunan tehditlere karşı korumaktadır. Ek olarak pilota daha yüksek durumsal farkındalık sağlamaktadır.

Yeni Kokpit

f-16v-kokpiti

F-16 Blok 70’ler, artan pod ve aviyonik sayısı dolayısıyla kokpitlerinde eski modellere göre ortada olmak üzere bir tane fazladan büyük bir ekran taşımaktadır. Daha fazla ekran bulunması, birçok sistemin pilot tarafından daha kısa süre içerisinde daha kolayca kullanılmasına olanak sağlayabilmektedir.

Kıyaslama için Blok 70 öncesi F-16 kokpitlerine bir örnek:

F-16C-Blok-40

F-16 Blok 70’ler, pilotlarına yeni ve gelişmiş sensörleri ile oldukça üstün durumsal farkındalık sağlamakta ve bu sırada düşman tarafından uygulanabilecek elektronik karıştırma uygulamalarının bir kısmından etkilenmeden operasyon gerçekleştirebilecek bir uçak olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk Hava Kuvvetleri’nin 40 adedi yeni alım, 80 adedi modernizayon şeklinde olmak üzere 120 adet yeni podlar ve kabiliyetler ile beraber AESA radara sahip F-16 Blok 70’e sahip olması; bölgede Türk hava gücünü arttırıp, bir güç çarpanı olarak caydırıcılığın pekiştirilmesinde büyük rol oynayacaktır.

Bu sayede Türk Hava Kuvvetleri’nin, F-35 Lightning II’daki kadar olmasa da önemli bir kabiliyet artışına sahne olması beklenmektedir. Milli Muharip Uçak’ın 2029 yılında operasyonel olacağı düşünüldüğünde; olası F-16 Blok 70 alımının, Hv.K.K.lığı için kritik öneme sahip olduğu düşünülmektedir.

Ancak tedarik edilen modernizasyon kiti ile elde edilecek kapasitesinin, ÖZGÜR Projesi ile milli imkanlarla elde edilebileceği de değerlendirilmektedir.

ÖNERİLEN İÇERİK: TUSAŞ F-16 Blok 70 Savaş Uçaklarının Üretimine Talip


Kaynak: SavunmaSanayiST.com

TUALCOM Gif Baner   Sarsılmaz
Başa dön tuşu