Biden yönetimi, Çin ve Rusya ile giderek artan mücadeleye odaklanmak amacıyla Orta Doğu’daki Amerikan askeri varlığını ve silahlanmasını büyük ölçüde azaltıyor.
Açıklamalara göre Pentagon; Irak, Kuveyt, Ürdün ve Suudi Arabistan gibi ülkelerden yaklaşık sekiz adet Patriot füzesavar sistemi bataryasını geri çekiyor. Ayrıca Bölge Yüksek İrtifa Alan Savunması Sistemi (THAAD)’nin de Suudi Arabistan’dan geri çekildiği ve bölgeye konuşlandırılmış olan savaş uçaklarının sayısının azaltıldığı da ifade edildi.
Hızlı şekilde gerçekleşen geri çekilmeler, Orta Doğu sahasında yaşanan son değişikliklerin ve Biden yönetimindeki Washington’un stratejilerinin bir yansıması olarak görülüyor. Orta Doğu’daki etkin değişikliklerden biri olarak ise Amerika’nın bölgedeki varlığının temel sebeplerinden biri olarak gösterilen Afgan karşı ayaklanmasının güç kaybetmesi gösteriliyor.
İran politikasında yumuşama
Ayrıca Biden yönetimi, ABD’nin Orta Doğu’daki baş düşmanı olan İran’a yönelik politikasını yumuşatarak 2015 uluslararası nükleer anlaşmasının gözden geçirilmiş bir versiyonunu yeniden imzalamak için müzakerelere odaklanıyor. Sebebi ise yetkililerin Trump yönetiminin izlediği korkutma politikasının ardından daha sakin bir politikanın takip edilmesi ile savaş riskinin azaldığını kaydetmesi.
Pentagon, Eylül 2019’da bir Suudi petrol tesisine İran İHA’ları tarafından kapsamlı bir saldırı düzenlendikten sonra Patriot füzesavar bataryalarını ve THAAD sistemini Suudi Arabistan’a göndermeye başlamıştı.
“Suudi Arabistan kendi başının çaresine bakabiliyor”
Yetkililer, Suudi Arabistan’a yapılan bu askeri desteğinin İran’ı ve vekil güçlerini istikrarı bozan eylemlerden caydırmadığını ifade etti. Ayrıca Suudi Arabistan’ın, çoğu roket saldırısını kendi başının çaresine bakabildiğini de eklediler. Bu yüzden yetkililerce Suudi Arabistan’da önceki dönemlere kıyasla bu konudaki ABD desteğine daha az gereksinim duyulduğu açıklaması yapıldı.
ABD ayrıca geçen yıl askeri varlığını yarı yarıya azalttığı, 2500 askerini geri çektiği, Irak’taki varlığını da azaltmaya devam ediyor.
ABD, Ocak 2020’de İran’ın ABD birliklerinin konuşlandığı batı Irak’taki Al Asad üssüne füze atışı gerçekleştirilmesinden sonra Patriot füzesavar sistemlerini Irak’ta konuşlandırmıştı. İran’ın bu saldırısı, İran askeri lideri Kasım Süleymani’yi öldüren ABD drone saldırısının karşılığıydı.
İHA’larla donatılmış İran destekli milisler, Irak’taki ABD ve koalisyon güçleri için hala bir tehdit unsuru olmaya devam ediyor. Son haftalarda Bağdat ve kuzey Irak’a yapılan bir dizi insansız hava aracı saldırısıyla suçlanıyorlar. Ancak İran ise son saldırıların arkasında olduğunu yalanladı.
Ayrıca bu yıl Suudi Arabistan’a da içlerinden en az biri bir kraliyet sarayı kompleksini vuran 100’den fazla saldırı düzenlendi.
Üst düzey bir savunma yetkilisi, ekipmanın geri çekilmesinin bölge için daha geleneksel bir savunma düzeyine dönüş anlamına geldiğini söyledi. Eski Başkan Donald Trump yönetimindeki ABD, İran’a karşı izlenen korku politikası ile maksimum baskı kampanyasını desteklemek için aktif olarak savunma sistemleri, askerler, jet avcı uçakları ve deniz savaş gemileri konuşlandırmıştı ama tüm bu yapılanlar ABD’nin beklediği kadar etkin olmamıştı.
Ayrıca yetkililer, ABD füzesavar sistemlerinin son birkaç yılda yoğun bir şekilde kullanıldığını ve bakım ve yenileme çalışmaları için ABD’ye iade edilmesi gerektiğini de söyledi.
Austin, Suudi Veliaht Prensi MbS’yi Bilgilendirdi
Yetkililer, daha önce bildirilmeyen son geri çekilmelerin, Savunma Bakanı Lloyd Austin’in Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ı değişiklikler hakkında bilgilendirdiği 2 Haziran tarihli bir görüşmenin ardından bu ayın ilk günlerinde başladığını söyledi. Kaldırılan askeri teçhizatın çoğunun Suudi Arabistan’dan geldiği de belirtildi.
Bu hamle, ABD’nin bu yıl Orta Doğu’dan Patriot füzesavar bataryalarını ikinci kez geri çekişi oldu. Bu bahar, ABD ordusu Suudi Arabistan’dan en az üç adet Patriot füzesini çıkarmış ve bir THAAD’ı da çıkarmayı düşünmüştü.
Bölgeden geri çekilen kaynakların ABD’nin orada konuşlandırdıklarının sadece bir kısmı olduğunu vurgulayan üst düzey bir savunma yetkilisi, “Gördüğünüz şey, kaynakların stratejik önceliklere göre yeniden düzenlenmesidir” dedi.
ABD askerleri Suriye’de kalmaya devam edecek
“Suriye ve Irak da dahil olmak üzere bölgede hala ayrılmayan on binlerce gücümüz var. Körfez ortaklarımızın ülkelerinde de hala kapatılmayan üslerimiz var, yani bölgede hala önemli bir varlık gösteriyoruz” sözlerini de ifadelerine ekledi.
Bölgedeki ABD savunmasının artırılması kararından etkin rol oynayan eski yetkililer ise, o zamandan beri hem Orta Doğu’da hem de ötesinde koşulların değiştiğini söyledi.
Trump yönetimi sırasında eski savunma bakan yardımcısı vekili Kathryn Wheelbarger, “Suudi Arabistan kendi savunma yeteneklerini geliştirdiği ve ABD’nin İran’la olan gerilimi diplomatik araçlar kullanarak çözmeye çalıştığı ölçüde, bu karar mantıklı” dedi.
Wheelbarger ifadelerine şunları da ekledi, “Biraz artan risk var mı? Evet. Ancak bu, riski ortadan kaldırmakla değil, riski yönetmekle ilgilidir.”
Biden yönetiminin askeri güç duruşunun önümüzdeki ay gözden geçirilmesi bekleniyor, ancak Pentagon’un zaten hamlelerini Çin ve Rusya’ya karşı koyma hedefini destekleme eksenli planladığı biliniyor.
Bazı yetkililer, çekilmenin Orta Doğu’daki askeri ve ekonomik nüfuzlarını genişleten Rusya ve Çin için bir fırsat olarak görülebileceğini söylerken savunma yetkilileri ise yabancı askeri satışlar, güvenlik iş birlikleri, ortak askeri tatbikatlar ve ABD kara birliklerinin bakımı da dahil olmak üzere birçok şekilde ABD’nin bölgeye müdahalesinin hala var olduğuna ve olacağına vurgu yaptı.
Bir savunma yetkilisi ise konuya ilişkin, “Evet, Rusya ve Çin, ABD’ye güvenilemeyeceği mesajını vermek için duruşta ayarlamalar yapmaya çalışacaklar. Gerçek şu ki, hiçbiri Amerika Birleşik Devletleri’nin ve bizim sağladığımız şeyin yerini alamayacak” şeklinde iddialı bir açılamada bulundu.
Orta Doğu’da yapılan tüm bu stratejik hamlelerin yanı sıra Biden yönetimi, Başkan Biden’ın hafta başlarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı zirvede merkeze Rus siber saldırıları ve asker yığınakları konularını alarak Rusya ile ilişkileri daha yönetilebilir bir hale getirmeye çalışıyor.
ÖNERİLEN İÇERİK: Yunan Patriotları Suudi Arabistan yolcusu
Kaynak: SavunmaSanayiST.com, The Wall Street Journal