Bağdat Saldırısının Ardından İran’ın Füze Gücü’ne Bakış

Roketsan-ATMACA-Banner

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, 03.01.2020 tarihinde yaptığı açıklama ile Bağdat’taki Uluslararası Havalimanı’nda Haşd-i Şabi komutanlarını hedef alan saldırıda, İran Kudüs Güçleri Komutanı Kasım Süleymani ve Haşd-i Şabi komutanı Ebu Mehdi el Mühendis’in öldürüldüğünü duyurdu.

Olayın ardından İran askeri ve sivil kaynakları, Kasım Süleymani ve beraberindeki topluluğun, Amerika Birleşik Devletleri tarafından icra edilen bir saldırıda öldürüldüğünü doğruladılar. İran’ın dini lideri Ali Hamaney tarafından İran Devlet Televizyonu’na yapılan açıklamada, Süleymani’nin “cennete gittiğini, suçluları çok sert bir intikamın beklediğini” söyledi. Hamaney’e ek olarak birçok İran Devrim Muhafızı Komutanı, “ABD bölgedeki askerlerini çekmeli veyahut onlar için tabut sipariş etmeli” şeklinde açıklamalarda bulundu.

STM Banner

Kasım Süleymani’yi hedef alan Bağdat saldırısının ardından, Twitter platformunda “Iran”, “Kasım Suleymani”, “World War 3” ve “Dünya Savaşı” hashtagleri, dünya genelinde trendlere girdi.

Bu olaydan yola çıkarak bu yazımızda, olası bir İran-ABD “çatışması” esnasında İran’ın kulanacağı ana silah sistemleri olan füze sistemlerine değineceğiz.

kasım süleymani

Oldukça karışık bir yapılanmaya sahip olan İran Silahlı Kuvvetleri, bölgedeki diğer ülkeler gibi kara ağırlıklı bir ordudur. Personel sayısı oldukça yüksek olsa da (yaklaşık 600.000) İran Silahlı Kuvvetleri, gerek personelinin eğitim seviyesi gerekse platform çeşitliliği açısından oldukça kötü durumdadır. Ancak uzun yıllardır füze teknolojisi üzerinde çalışmalar gerçekleştiren İran, bu alanda gerçekten önemli bir konuma yükselmiştir. Ürettiği füzelerin dairesel sapma mesafesi (CEP) zaman zaman eleştirilse de İran; Yemenli Husiler’in, Hizbullah’ın ve Esad’ın füze ile roket arzını karşılamasına ek olarak, istenilen bölgede yerel üretim kabiliyeti sağlamasıyla birlikte bu alanda oldukça stratejik bir konumdadır.

İran, temel olarak balistik füze ve seyir füzesi alanında çalışmalar gerçekleştirmektedir. Bu alandaki üretim ve geliştirme çalışmaları, İran’daki yeraltı merkezlerde gerçekleştirilmektedir. Ek olarak Suriye’de de, rejimin ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla birkaç adet üretim tesisi bulunmaktadır. Hatta bunların bir kısmı, kısa sürece önce İsrail Hava Kuvvetleri (IAF) tarafından vurulmuştur.

Soumar Seyir Füzesi
Soumar Seyir Füzesi

İran tarafından geliştirilen çeşitli füze sistemleri:

Füze İsmiFüze TipiHarp Başlığı TipiMenzili
Tondar 69SRBMKonvansiyonel150 km
Ra’adSeyir FüzesiKonvansiyonel

Nükleer

350 km
Fateh-110SRBMKonvansiyonel

Kimyasal

200-300 km
Shahab-1SRBMKonvansiyonel

Kimyasal

Biyolojik

Nükleer

285-330 km
Shahab-2 (Scud-C)SRBMKonvansiyonel500 km
ZolfagharSRBMKonvansiyonel700 km
Qiam-1SRBMKonvansiyonel

Nükleer

700-800 km
Shahab-3MRBMKonvansiyonel

Nükleer

Kimyasal

1.300 km
EmadMRBMKonvansiyonel

Nükleer

Kimyasal

1.700 km
Ghadr 1MRBMKonvansiyonel

Nükleer

Kimyasal

1.950 km
SejjilMRBMKonvansiyonel

Nükleer

2.000 km
KhorramshahrMRBMKonvansiyonel2.000 km
SoumarSeyir FüzesiKonvansiyonel

Nükleer

2.000 – 3.000 km

Yukarıda tabloda yer alan füzeler ek olarak, İran’ın Shahab-4 ve Shahab-5 IRBM projeleri mevcuttur. Akıbetleri bilinmeyen bu iki projede yer alan füzelerin menzilleri 3.000 ve 4.300 kilometredir. Bu füzelere ek olarak İran’ın, Kuzey Kore’den BM-25 isminde 4.000 kilometre menzilli bir füze tedarik ettiği de bilinmektedir.

İran’ın balistik/seyir füze gücü ile ABD Ordusu’na bağlı bölgedeki üslerin konumları göz önüne alındığında, olası bir çatışma veya savaş durumunda her iki ülke için de önemli kayıpların olacağı aşikardır. Ancak nükleer harp başlığına sahip bir füzenin ateşlenmesi durumunda bu risk, bütün bölge ülkeleri için geçerlidir. Kasım Süleymani için İran’ın bu riski alıp alamayacağı ise şu an için bilinememektedir.

İran, ABD’ye ek olarak İsrail ile de çok yüksek gerilimli bir ilişkiye sahiptir. İsrail gelişmiş bir hava ve füze savunma ağına sahip olsa da, çeşitli noktalardan ateşlenen birçok balistik/seyir füzesini bertaraf edemeyeceği aşikardır. İsrail Hava Kuvvetlerini düşündüğümüzde, aynı durum İran için de geçerlidir. Bu sebepten ötürü bu iki ülke (çoğunlukla İsrail), Suriye’de birçok kez karşı karşıya gelmelerine rağmen büyük çaplı bir çatışmaya girmemişlerdir.


Yazar: Anıl ŞAHİN     |     Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir Yorum

  1. İran ABD’yi bu bölgeden süpürür Suudileri de paketlerse bizim için çok iyi olur. Gerekirse hepsine o sahip olsun biz PKK’yı yokedelim yeter. Husiler bile operasyon çekiyorsa ABD’nin koruması altındaki yerlere İran herhalde baya bir kevgire çevirir, İranda da şehitler olur ama adamlar zaten şehadet istiyorlar.

Atabek kerimov için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu