Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dan NATO’ya terörle mücadelede dayanışma çağrısı yapıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından NATO Uzmanlar Grubu’nun “NATO 2030: Yeni Bir Çağ İçin Birliktelik” başlıklı raporunun ele alındığı bir panel düzenlendi.
Türkiye’nin NATO’ya katılımının 69. yıldönümü olan 18 Şubat 2021 tarihinde gerçekleştirilen panel, Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının koordinasyonunda yürütülen “WeAreNATO” iletişim kampanyası kapsamında yapıldı.
“NATO, Türkiye’nin üyeliğiyle önemli bir avantaj elde etti”
İletişim Başkanı Altun, “İttifakın savunduğu değerler uğruna, vatan toprağından binlerce kilometre ötede, Kore’de şehitler veren ülkemiz, yıllar içinde İttifakın önemli bir parçası haline geldi. NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye, NATO misyon ve harekatlarına en fazla katkı yapan 5, İttifaka havada erken uyarı ve yakıt ikmal uçağı katkısı verebilen 4, NATO ortak bütçelerine en fazla iştirak eden 8 ülkeden biri konumuna yükseldi.” dedi.
Türkiye’nin güvenlik ve savunma planlamalarının merkezinde yer alan NATO’ya olan taahhütlerini bugüne kadar hep yerine getirdiğini ve getirmeye devam ettiğini belirten Altun, şunları kaydetti:
“Ancak İttifakın da kendisini yenileme, günümüzün tehdit önceliklerine göre güncelleme ve 2030’lu yıllara uyarlama zamanı geldiği açıktır. Bugün karşı karşıya olduğumuz güvenlik risklerini, Soğuk Savaş’ın bakış açısıyla kavrayamayız. NATO’nun bilhassa terör örgütlerinden kaynaklanan asimetrik tehditler karşısında çok daha kararlı, etkin ve proaktif davranması artık bir zorunluluk halini almıştır.
Bu çerçevede, ülkemizin maruz kaldığı saldırılar karşısında müttefiklerimizden çok güçlü bir dayanışma bekliyoruz. Terör örgütlerine karşı ilkeli ve kararlı bir duruş sağlanmasını temin edecek bir değişimi tüm üye ülkelerle birlikte gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Zira güvenliğin bölünmezliği, dayanışma ve beraberlik ruhu, NATO ittifakını ayakta tutan taşıyıcı unsurlardır. Bu ilkelerin gözetilmesi NATO’nun 2030’lu yıllarda da itibarını ve güvenilirliğini sürdürmesi bakımından elzemdir.”
“NATO’ya olan güvenimize gölge düşüyor”
Fahrettin Altun, “Türkiye, aynı zamanda NATO’nun da hududu olan güney sınırlarının ötesinde, Avrupa’yı ve tüm müttefikleri etkileyen terör örgütlerine karşı göğüs göğüse çarpışırken, bu örgütleri tek başına bozguna uğratırken, kahramanca mücadelemizin karşılığı olarak müttefiklerimizden akıl ve izandan yoksun açıklamalar dinlemek ve müttefik bildiklerimizin ortak düşman olan terör örgütlerinin yanında yer aldığını görmek bizleri üzüyor, NATO’ya olan güvenimize gölge düşürüyor. Bu kirli politikalar, İttifakın onurunu da lekeliyor. Masum sivilleri canice katleden eli kanlı terör örgütleriyle mücadelemize amasız, fakatsız destek verilmesini istemek, en doğal müttefiklik hakkımızdır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Haksız, hukuksuz silah ve teçhizat ambargoları…”
Altun, “Libya’da ve Doğu Akdeniz’de NATO’nun güney kanadını zayıflatan adımların atılmasını istemiyoruz. Suriye’de ve Irak’ta terör örgütlerinin terörle mücadele adı altında silahlandırılmasına ve desteklenmesine şiddetle karşı çıkıyoruz. İttifakımızın, bugün karşı karşıya olduğumuz tehditlerle en etkin biçimde mücadele etmesini sağlayacak adımları hep birlikte atmamız gerektiğini ısrarla vurguluyoruz. Üye ülkelere yönelen güvenlik tehditlerine karşı gösterdiğimiz hassasiyeti müttefiklerimizden de görmeyi bekliyoruz. Ancak söz konusu hassasiyeti maalesef bugüne dek göremedik. Türkiye, bölgesinde yaşanan ve uluslararası güvenliği tehdit eden gelişmeler karşısında NATO’dan hak ettiği desteği alamadığı gibi, millî güvenliğini sağlamaya yönelik meşru girişimleri sebebiyle haksız ve hukuksuz bir şekilde silah ve teçhizat ambargolarına konu ediliyor.” Dedi.
“Türkiye diz çökecek bir ülke değil”
Fahrettin Altun, “Suriye’den Doğu Akdeniz’e kadar, milli güvenliğimizi korumak için attığımız her adımda baskıyla karşılaşmamıza, caydırıcılığımızı en üst seviyede tutma çabalarımızın her seferinde müttefiklerimiz tarafından sekteye uğratılmasına rağmen asla vazgeçmedik. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle ‘kötü komşu insanı ev sahibi yapar.’ Gece gündüz çalışarak kendi askeri endüstrimizi oluşturduk. Her türlü hafif ve ağır silah, askeri araç, gereç teçhizat, silahlı ve silahsız insansız hava aracı üretiminde her geçen gün gücümüze güç katarak ilerliyoruz. Zira askeri, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur. İddia sahibi olmak çok çalışmayı gerektirir. Biz dünyaya karşı sözü olan bir milletiz.” diye konuştu.
“ABD’nin terörle mücadelede Türkiye karşıtı pozisyonu son derece yakışıksız”
İletişim Başkanı Altun, 15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ terör örgütünün elebaşı ve üst düzey sorumlularının NATO müttefiki Amerika Birleşik Devletleri’nde özgürce yaşamaya devam ettiğine dikkati çekti.
NATO’nun ikinci büyük ordusuna sızan ve ülkenin terörle mücadelesini sekteye uğratan bu üniformalı teröristlerin işledikleri suçların Türk milletinin zihninde tazeliğini koruduğunu belirten Altun, “FETÖ elebaşının iadesi ile ilgili haklı taleplerimiz bugüne dek karşılık bulamadı. Gerek PKK/PYD/YPG gerekse FETÖ terörüyle mücadelemizde, müttefik bildiğimiz Amerika Birleşik Devletleri’nin sürekli Türkiye karşıtı bir pozisyon alması diplomatik olarak son derece yakışıksızdır. Terörün ırkı, rengi, dili, dini yoktur, olamaz. ‘Benim teröristim kötü, senin teröristin iyi’ yaklaşımından bugüne dek hiçbir fayda elde edilmemiştir. Bu süreçte herkes kaybetmiştir.” dedi.
“Müttefiklerimiz bizimle samimi bir dayanışma sergilemeli”
Türkiye’nin NATO’nun vazgeçilmez bir ortağı olduğunu vurgulayan Altun, bazı müttefik ülkelerin Türkiye’ye karşı takındığı tutumu İttifaka mâl etmenin doğru olmayacağını, nitekim bu durumun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yaptığı tüm görüşmelerde tekrar tekrar ispatlandığını dile getirdi.
İçinde bulunulan çağın yeni ve benzeri görülmemiş sorunları da beraberinde getirdiğine işaret eden Altun, “Kimsenin tek başına kolay kolay başa çıkamayacağı sınamalar ve tehditlerle karşı karşıyayız. Bu stratejik tabloda ittifakların önemi daha da artıyor, müttefiklik hukukunun da yeniden tanımlanmasına ihtiyaç duyuluyor. Türkiye, kendisinden yardım isteyen eli hiçbir zaman geri çevirmemiştir. Biz 70 sene önce yaptığımızı bugün de yapmaya, İttifaka değer katıp tüm zorlukları birlikte göğüslemeye hazırız. Yeter ki müttefiklerimiz de bizimle samimi bir dayanışma sergilesin, bunun İttifakımızı zayıflatmayacağı, tam tersine güçlendireceğinin bilincinde olsun.” diye konuştu
Önerilen İçerik: NATO’dan Türkiye’ye yönelik S-400 açıklaması
Kaynak: SavunmaSanayiST.com