MAM-L Kurbanı: T-72

Roketsan-ATMACA-Banner

ROKETSAN tarafından Lazer Güdümlü Anti-Tank Füzesi (L-UMTAS) üzerinden geliştirilen MAM-L, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) tarafından geliştirilen ANKA ve Baykar Savunma tarafından geliştirilen Bayraktar TB2 tipi Silahlı İnsansız Hava Araçları’ndan atılarak; Suriye, Libya ve Karabağ’da büyük çoğunluğu tıpkı T-34 gibi bir devrin sembolü haline gelmiş, 25.000’den fazla üretilmiş T-72 tankı olmak üzere şu ana kadar 100’den fazla tank imha etti.

Bu yazımızda, çeşitli muharebe sahalarında MAM-L’nin hedefi haline gelmiş T-72 tankını inceleyeceğiz.

STM Banner

1960’lı yıllarda servise alınan Alman Leopard 1 ile Amerikan M60 tanklarına karşı Doğu Avrupa düzlüklerinde üstün gelmesi ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ana karasını koruması için 1967 yılında T-72 tanklarının tasarım süreci başladı. 1968 yılında, “Object 172” olarak isimlendirilen ilk T-72 prototipi ortaya çıktı. 1970 yılında yaşanan bazı problemler sebebiyle yeniden tasarım aşamasına dönüldü ve bu aşamada T-64 tanklarından çok fazla esinlenildi. 1 Ocak 1972’de SSCB hükümeti tarafından yayınlanan bir kararname ile T-64A tanklarının üretiminin durdurulmasına ve Object 172’nin seri üretime geçmesine izin verildi. Seri üretim hazırlık aşamasında yapılan küçük değişikliklerle yenilenen ve Object 172M olarak adlandırılan, gelecekte ikonik bir tank olacak olan T-72 tanklarının üretimi 7 Ağustos 1973 tarihinde başladı.

T-72

İlk ciddi sınavına, 1982 Lübnan Savaşı esnasında İsrail Merkava tankları karşısında çıktı. Üstün rakibine karşı diş göstermiş olsa da Merkava tanklarına karşı üstünlük sağlanamaması ve karşılaşılan problemlerin çözülmesi amacıyla 1985 yılında ’B’ modernizasyonu gerçekleştirildi. Bu modernizasyonunu en önemli kılan durum; günümüz Rus AMT (Ana Muharebe Tankı)’lerinin temelini oluşturan T-90 tanklarının, T-72B tankları üzerinden geliştirilmiş olmasıdır. Bu modernizasyonda 2A46-M topuna geçilmiş, taret korunması arttırılmış ve ön gövde zırhına ‘appliqué zırh’ eklenmiştir. İlk olarak T-55 Enigma tankında NERA tabanlı zırha çok benzer bir zırh yapısı deneyen Ruslar, T-72B tanklarının taret yanak korunması için de bu yapının daha gelişmiş halini kullanmışlardır. Sanılanın aksine Ruslar da her ne kadar bazı önemli farklılıklar olsa da Batı ülkeleri gibi NERA tabanlı sandviç zırh yapısı kullanmaktadır.

NERA (Non-Explosive Reactive Armor), ERA ile benzer korunmayı hedefler fakat patlayıcı madde bulundurmaz. İki metal plaka, aramid gibi ısıya dayanıklı ve güçlü astarı sandviçler. HEAT başlıklı bir mühimmat tarafından vurulduğunda, darbe enerjisinin bir kısmı astar tabakasına dağılır ve ortaya çıkan yüksek basınçtan dolayı çarpma alanındaki plakalar şişer ve bükülür. Bu sayede zırhın etkin kalınlığı artar ve oluşan şekil değişimlerinden dolayı jetin düzgün bir yol alması engellenerek maksimum efektiflik sağlanır. Tek bir NERA plakası, ERA’ya kıyasla daha az korunma sağlar fakat zırhta şişme miktarına bağlı olarak boşluklu şekilde birden fazla plaka yerleştirilmesi ile daha fazla korunma sağlanır. Tek kullanımlık olmaması ve tandem başlıklı mühimmatlara karşı birden fazla kullanıldığı taktirde daha etkili olması ile ERA’dan daha avantajlıdır. Yaklaşık 5 yıllık ömre sahip olup, bu süreden sonra değiştirilmelidir. Bu değiştirme işlemi ise oldukça kolay bir şekilde gerçekleşmektedir.

T-72 tankları bir sonraki ciddi sınavını ise 2003 Irak Askeri Müdahalesi’nde verecekti. T-72 tankları, bu süreçte hiç daha önce karşılaşmadığı kadar ağır bir hezimete uğrayacaktı. Öyle ki bu müdahalede bulunan birçok İngiliz tankçıları anılarında, “Bir düşman tankına atış yaptığımızda, tankı vurup vuramadığımızı anlayamıyorduk. İlk zamanlarda emin olmak için birden fazla atış icra ederdik fakat vurduğumuz tankların yanına gittiğimizde gerçeği anladık. Yaptığımız atışlar sonucunda tanka isabet eden mühimmat; çoğunlukla isabet ettiği yerden girip zıt bölgeden çıkıyordu, zırhta inanılmaz kırılmalar meydana geliyor ve tanklar tanınmaz hale geliyordu.” gibi benzer ifadeler kurmuştur. Burada yaşanan hezimet, T-72B tanklarından esinlenerek üretilen T-90 tanklarında da taret korunması üzerine büyük bir devrime sebep oldu. 2004 yılında T-90A modernizasyonu gerçekleşti ve T-90 tanklarının tamamı bu modernizasyona uğrayıp bir önceki versiyon bir nevi tarihten silindi. Bu modernizasyon ile altıgen bir taret yapısı ortaya çıktı ve bu yapı ile bu tanklar adeta taret korunmasında çağ atladı. Benzer şekilde T-72B3 modernizasyonu da ilerleyen yıllarda gerçekleşecekti.

T-72

T-72 tankları; tıpkı T-34 tankları gibi kolay üretimi, muadillerine göre oldukça ucuz olması, iyi kabul edilebilecek bir ateş gücüne sahip olması, korunma açısından belirli ölçüde güven vermesi ve T-34-85’de olduğu gibi dönemin gereksinimlerini karşılamakta geride kaldığı süreçlerde başarılı modernizasyonlar ile çağa tekrar ayak uydurması ile sembol haline geldi. Öyle ki günümüzde devam etmekte olan farklı bölgelerdeki çatışmalarda T-72 tankları, en önde görev almayı sürdürüyor.

Belki de tarihin tozlu sayfalarına karışmadan önceki son zamanlarında olan T-72 tankları, en büyük ve zorlu sınavını ise Türk SİHA’larına karşı vermek zorunda kaldı. B ve B3 modernizasyonlarında HEAT başlıklı anti-tank mühimmatlarına karşı korunmayı arttırmak için Kontakt5 ve Relikt gibi ağır sınıf ERA’lar, T-72 tanklarına eklendi. Hatta Javelin gibi tankın hedeflendiği taktirde ölümcül hasar alması muhtemel bölgeleri içinde en zayıf bölge olan tavan zırhını hedef alan mühimmatlara karşı bir reaksiyon gösterebilmek için taretin tavanında da belirli bölgelere ERA döşendi. Ağır sınıf Relikt ERA’lar taretin etrafını sararken Kontakt1 ERA’lar tavanda belirli kesimlere yerleştirildi. Tandem başlıklı mühimmatlara karşı ERA’lar kesin bir korunma sağlamıyor olsa da bu tip mühimmatlara karşı isabet alındığı anda ortaya çıkan patlama esnasında yaşanan genleşme sayesinde ortaya çıkan geçici zırh etkisi ile önemli bir korunma sağlıyor.

Suriye’de Libya’da ve Karabağ’da toplamda 70’den fazla T-72 tankı MAM-L tarafından imha edildi. Suriye’de aktif olarak kullanılan T-72 tanklarının modellerine baktığımızda karşımıza M, A, AV, B ve B3 modelleri çıkarken; Karabağ’da A, AV, B ve B3 modelleri işgalci Ermeni güçleri tarafından kullanılmaktadır. Libya’da ise T-72A ve AV modelleri darbeci General Hafter güçlerine hizmet etmektedir.

MAM-L Mühimmatı

700mm RHA’dan fazla delme kapasitesine sahip tandem başlıklı MAM-L, genellikle tankın kulesinin arka bölümünden tankın tam ortasına yani mühimmatların otomatik doldurucu etrafında dizildiği bölgeye yönelik bir açı ile T-72 tanklarını vurarak imha etmektedir. Tam tersi yönden aynı açı ile yapılan atışlar, top kalkanına üstten açılı bir isabet gerçekleşebilme ihtimali ve bu ihtimal dahilinde MAM-L’nin yaratacağı maksimum etkinin oldukça indirgenebilir olması ile tercih edilmemektedir. Benzer açı ile yan bölgelere yapılacak atışlar da Relikt ya da Kontakt5 gibi ağır sınıf ERA’ların önemli derecede geçici zırh etkisi oluşturması ve açıdan dolayı efektif korunmanın artması sebebiyle tercih edilmemektedir. SİHA’ların uçtuğu irtifalardan 90 dereceye yakın açılarla tankları hedefleyip vurmak pek mümkün olmaması sebebiyle optimum çözüm 2000 yıldan daha fazla zamandır süregelen TSK bilgi birikimi ile ortaya konmaktadır. Türk mühendisleri ve Türk şirketlerinin göstermiş olduğu başarılı ürünler, TSK bilgi birikimi ve becerikli personeller bir araya geldiğinde ortaya büyük bir başarı çıkmaktadır.

 Vuruş Görüntüleri: 


Yazar: Yusuf METİN   I   Kaynak: SavunmaSanayiST

  Sarsılmaz

2 Yorum

  1. Yusuf Metin’e teşekkürler. Kaliteli,hayli öğretici. ” 2000 yıldan beri” kısmını okurken ise neden şapşalca sırıttım, pek bilemiyorum. Ama gene de hayli iyi.

TÜRKK için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu