Mısır Hava Kuvvetleri Analizi

Roketsan-ATMACA-Banner

Basından ve sayfamızdan takip edildiği üzere Mısır, özellikle 2013 yılında ki darbeden sonra büyük çaplı silah alımları gerçekleştirmekte, işin açığı ordusunu orantısız biçimde büyütmeye çalışmaktadır.

Bu kapsamda ABD, Rusya ve Fransa’nın kapısını çalan Mısır, majör diyebileceğimiz platform olarak 2 adet Mistral sınıfı helikopter gemisi, 4 adet Type-209/1400 sınıfı Denizaltı, 1 adet FREMM sınıfını Fırkateyn, 4 adet Gowind 2500 sınıfı Korvet, 4 adet Ambassador Mk3 sınıfı Korvet, 1 adet Tarantul R-32 sınıfı Korvet, 24+12 adet Rafale savaş uçağı, 46 adet Mig-29M2 savaş uçağı, 12 adet Su-35 savaş uçağı, 10 adet AH-64 Apache taarruz helikopteri (Envanterde 46 adet daha var.), 46 adet Ka-52 Alligator taarruz helikopteri, 10-12 adet Mi-24 Hind taarruz helikopteri, 400+100 adet T-90MS tankı, 468 adet Chairman 4×4 Mayına karşı korumalı araç ve 350 adet RG-33 Mayına karşı korumalı araç satın aldı.

STM Banner

Bunların yanında sahip oldukları M1A1 Abrams tankları için ABD’den binlerce tank mühimmatı, yine sayı bilgisini bulamadığımız CH-4/5 tipi ve Wing Loong silahlı insansız hava aracı ve sayısı belli olmayan Panthera T6 Zırhlı Personel taşıyıcı araç da alan Mısır, oldukça dikkat çekici bir silahlanma politikası uyguluyor.

Ä°lgili resim

Okurken bile dudak uçuklatacak bir silah ve mühimmat alımına girişen Mısır’ın ise bu kadar tankı, savaş uçağını, saldırı helikopterini ve savaş gemilerini ne yapacağı ise öyle zannediyoruz ki kimse tarafından tam olarak anlaşılamamış vaziyette. Kimi yorumlara göre bu, darbe ile başa gelen Sisi’nin dış politikada elini güçlendirmek için yaptığı bir çeşit parayla dost satın almak, kimi yorumlara göre ise Akdeniz’e kendine rakip olarak gördüğü Türkiye’ye karşı bir savaş hazırlığı.

Bizde bu yazıda bizi daha çok ilgilendirmesinden kaynaklı ikinci yorum üzerinde duracak, Türkiye için iyiden iyiye ciddi bir tehdit haline gelen Mısır’ın hava gücünü irdeleyerek olası bir savaşta Türk Hava Kuvvetleri ile karşı karşıya geldiği takdirde ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını analiz etmeye çalışacağız.

Öncelikle Mısır’ın aktif hava araçlarının envanter adedi hakkında bilgi sahibi olalım:

Ä°lgili resim

Elimizdeki bilgilere göre, 24+12 adet sipariş verilen Rafale uçaklarından 24 adedi şimdiye kadar teslim edildi. Son açıklamaya göre Mısır, 24 adede ilave olarak 30 adet Rafale daha alacak. 46 adet sipariş verilen Mig-29M2’ların ise tamamına yakının teslim edildiği değerlendiriliyor. Bunların yanında 15 adet Mirage-2000 savaş uçağına sahip olan Mısır’ın, havada ki ana vurucu gücünü ise F-16 uçakları oluşturuyor. Farklı Block modellerinde toplam 218 adet F-16 savaş uçağına sahip Mısır an itibariyle eldeki bilgilere göre toplam 265 adet modern muharip jet uçağına sahip. Bunların dışında sayıları yaklaşık olarak 75 olan Mirage V, 40 adet Alpha Jet ve adet bilgisi belli olmayan J-7 gibi eski/hafif saldırı uçakları da mevcut.

Spesifik anlamda uçakları inceleyecek olursak:

Yedi farklı projede tedarik edilen F-16 uçaklarının sırasıyla sipariş sayıları şöyle:

34 adet F-16A Block 15, 8 adet F-16B Block 15, 34 adet F-16C Block 32, 6 adet F-16D Block 32, 102 adet F-16C Block 40, 42 adet F-16D Block 40, 16 adet F-16C Block 52, ve 4 adet F-16D Block 52.

Ä°lgili resim

Görüldüğü üzere F-16’nın niceliği konusunda Mısır, Türk Hava Kuvvetleri ile denk olarak değerlendirilebilir. Fakat harp sahasında daha büyük öneme sahip olan nitelik kavramına baktığımızda Mısır’ın bu konuda geride olduğunu söyleyebiliriz. CCIP projesi kapsamında büyük yetenekler kazanan Türk F-16’ları, Mısır F-16’larına karşı dahili sistemler anlamında en kötü ihtimalle denk haldedir. Fakat bunun yanında harici sistem olarak değerlendirebileceğimiz mühimmat konusuna gelecek olursak Türk F-16’ları bu anlamda oldukça önde gözükmektedir. Zira F-16’ların kullanacağı çok önemli bir mühimmat olan AIM-120 Amraam füzeleri ABD tarafından Mısır’a satılmamaktadır.

Bu eksiklik Mısır F-16’larını, Türk F-16’larına karşı hayli zor duruma düşürmektedir. Mısır’ın an itibariyle F-16’larda kullanabildiği en gelişmiş ve en uzun menzilli füze AIM-7 Sparrow füzeleridir. Adet bilgisine sahip olmadığımız bu füzeler ise en nihayetinde eski nesil füzelerdir ve günümüzde etkinliğinin az olduğu değerlendirilmektedir.

aim7 ile ilgili görsel sonucu

F-16’lardan sonra Mısır’ın en önemli uçaklarından biri olan Rafale ile devam edelim.

Yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi şuan için 24 adet Rafale’e sahip olan Mısır, Rafale konusunda ise F-16’ların tam zıttı bir durum yaşamaktadır. Bu zıtlık birim uçak sayısının az olmasına karşın Rafale’lerin çağımızın gelişmiş uçaklarından biri olmasından kaynaklanmaktadır. Açık kaynaklarda 60 km menzile sahip olduğu söylenen MICA EM/IR füzeleri ile donatılan bu uçaklar aynı zamanda AESA radar kullanmaktadır. Tayyarenin kullanıyor olduğu RBE-2 AESA radarı ise yine açık kaynaklarda ki bilgilere göre:

Ä°lgili resim

  • Radar kesit alanı 0.0001 m2 olan hedefler: 11~13 km+
  • Radar kesit alanı 0.001 m2 olan hedefler: 20~23 km+
  • Radar kesit alanı 0.1 m2 olan hedefler: 62~73 km+
  • Radar kesit alanı 1.0 m2 olan hedefler: 110~130 km+
  • Radar kesit alanı 5.0 m2 olan hedefler: 165~195 km+
  • Radar kesit alanı 10.0 m2 olan hedefler: 195~230 km+ mesafeden tespit edilmektedir.

Bu noktada Mısır’da aslında yine bir mühimmat eksikliği bulunmaktadır. Rafale tipi savaş uçaklarına sahip olmasına rağmen Mısır, uzun menzilli Meteor füzesine sahip olmadığı için Rafale uçakları da Türk F-16’lar için başa çıkılamaz değildir. Açıkçası MICA füzesinin operasyonel anlamda yetkinliği hakkında çok malumatımız olmadığı için iyi veya kötü bir değerlendirme yapmamız yanlış olacaktır fakat en azından 60 km olarak bilinen menzili üzerinden bir yorum yapacak olursak: Sayı adedine bağlı olarak Rafale’lere caydırıcılık katabilirler. Eğer sayıları az ise işte o zaman yine Türk F-16’larına karşı dayanmaları zor olacaktır diyebiliriz.

egypt rafale ile ilgili görsel sonucu

Günümüzde radarınız ne kadar gelişmiş olursa olsun eğer vuruş menziliniz de aynı şekilde gelişmiş seviyede değilse, radarı sizden daha kötü fakat sizinle yaklaşık vuruş değerlerine sahip bir uçağa karşı pek bir üstünlüğünüz kalmamaktadır.

Uzun lafın kısası Rafale savaş uçakları da gerek sayısının kısıtlılığından gerekse üstünlük sağlayacak mühimmat yoksunluğundan ötürü Türk F-16’larına karşı net bir üstünlük hali içinde değil, daha çok bir denklik hali içindedir.

Gelelim Rus yapımı Mig-29M2 jetlerine:

mig-29 egypt air force ile ilgili görsel sonucu

Mısır Hava Kuvvetleri envanterinde yer alan Rus yapımı bu uçaklar eski nesil Mig-29 uçaklarına göre oldukça gelişmiş yeteneklere sahip. Fly-by-wire yani bilgisayar kontrollü olma özelliği kazanan Mig-29, artırılmış menzil ve harekat yarıçapına, önemli ölçüde azaltılmış radar kesit alanına ve artırılmış silah yüküne sahiptir. Ayrıca uçak yine eski nesil Mig-29’lar ile mukayese edildiğinde 2,5 kat daha az bir bakım ve idame masrafına sahiptir. IRST sensörüne sahip uçaklar aynı zamanda durumsal farkındalığı artıracak (Radar ikaz alıcı, füze ikaz alıcı gibi) diğer başka gelişmiş sensörlere de sahiptir.

Uçağın eksiği olarak sayabileceğimiz tek hususu bir AESA radara sahip olmayışıdır. Zhuk-ME Doppler Radarına sahip uçağın hava hedeflerini 120 km’den tespit edebileceği kaynaklarda belirtilen bilgiler arasında.

Avrupa ve ABD menşeili diğer savaş uçaklarında yaşanan mühimmat sıkıntısı bu uçaklarda yaşanmamaktadır. Bunun sebebi Mısır’ın elinde R-77 Adder tipi görüş ötesi hava-hava füzelerinin bulunuyor olmasıdır. R-77’ler açık kaynaklarda yaklaşık 100 km menzile sahip olduğu ve 12 G seviyesinde dönüş yapabildiği açıklanan 4,5 mach hıza sahip Rus yapımı hava hava füzeleridir.

Vuruş menzili MICA füzesine oranla çok daha yüksek olan R-77’ler dolayısıyla Mısır Mig-29M2’leri, Rafale ve F-16 jetlerine göre Türk F-16’ları için çok daha büyük bir tehdittir. Özellikle ilerleyen dönemlerde sayılarının artmasıyla birlikte savaş anlamında tam kapasiteye ulaşıldığında kesinlikle ciddiye alınması gerekecek bir kuvvet haline gelecektir.

Son olarak bunların yanında Mısır Hava Kuvvetleri envanterinde 15 adet bulunan Mirage-2000’lere gelecek olursak, Mirage-2000’ler genel itibariyle eskimiş, çağımıza ayak uydurmakta zorlanacak ve Türk Hava Kuvvetleri’ne karşı kullanılması durumunda Mısır için pek efektiflik sağlayamayacak uçaklardır. Bundan ötürü bu uçaklar üzerinde diğer uçaklar kadar durmayacağız.

mirage-2000 egypt air force ile ilgili görsel sonucu

Bunun da haricinde yine Mig-21, J-7, Mirage V ve Alpha Jet’ler için de aynı şekilde detay bilgilere girmeyeceğiz.

Genel anlamda omurgası F-16 savaş uçaklarının oluşturduğu Mısır Hava Kuvvetleri bunların yanında hava-hava muharebesi için esas olarak Rafale ve Mig-29M2’leri kullanmaktadır. Envanterde yer alan diğer uçaklar ise hava muharebesinde etkinlik gösteremeyecek durumdalardır.

meteor missile ile ilgili görsel sonucu

Su-35 Flanker-E faktörü:

Gelelim Mısır Hava Kuvvetleri’nin son hamlesi olan Su-35 tipi savaş uçaklarına. Su-35 Flanker-E savaş uçakları; Su-27 ve Su-30’lar temel alınarak geliştirilen, tek koltuklu, çift motorlu, manevra kabiliyeti muazzam, an itibariyle operasyonel anlamda en gelişmiş Rus menşeili avcı uçağıdır.

su-35 egypt ile ilgili görsel sonucu

Uçak 3 boyutlu itki yönlendirme sistemi ile görüş içi menzilde yani it dalaşında rakipsiz olarak addedilebilecek bir uçaktır. Bunun yanında IRBIS-E PESA radarı ve IRST sensörleri başta olmak üzere sahip olduğu radar ve sensör sistemleri sayesinde görüş ötesi menzilde de oldukça başarılıdır. Elektronik harp kapsamında da büyük yetenekleri olduğu dile getirilen Su-35’ler özetle kullanıcısı için tam bir ölüm makinesidir. Hava muharebeleri için biçilmiş kaftan olma niteliklerine sahiptir.

Peki, bu mükemmel uçaklar Akdeniz üzerinde ki dengeyi değiştirebilir mi?

Hiç şüphesiz ki Su-35’ler Mısır Hava Kuvvetleri’ne çok şey katacaktır. Fakat tıpkı Rafale ve Mig-29’larda olduğu gibi bu uçakta yine nicelik anlamında yetersiz olacaktır. Mısır’ın şuan için yapılan açıklamalara göre 12 adet Su-35 alması planlanmaktadır. Her ne kadar Su-35’ler bir ölüm makinesi olsalar da 12 adet gibi mütevazi bir sayı ile savaş kazandırmaya muktedir olamayacaklardır.

su-35 egypt ile ilgili görsel sonucu

Bu noktada Türkiye’ye gelebilecek ciddi bir tehdidin yalnızca ilerleyen tarihlerde siparişlerin artmasıyla mümkün olacağını söyleyebiliriz. Spesifik olarak şöyle bir açıklama da getirebiliriz: 12 adet Su-35 sadece katkı sunar. Bu sayı 24’e yükseltilirse katkının payı artar. 36’ya yükseltilirse iyiden iyiye bir kuvvet sağlanmış olur. 48’e yükseltilirse artık ciddi anlamda tehdit oluşturmaya başlar. 60 adet ve sonrasında ise artık Su-35’ler hava savaşını domine edecek hale gelirler.

Bu kadar çeşitlilik faydalı mıdır? Yoksa zararlı mıdır?

Dönüp dolaşıp her makalede konuyu buraya bağlama gibi bir amacımız yok ancak, Rus uçakları neden tercih edilmiyor? başlıklı makalemizde de bahsettiğimiz gibi farklı menşei de uçak bulundurmak, havacılıkla pek alakası olmayan kişiler için faydalı olarak görülse de bu kadar çeşitlendirme yapmak bir hava kuvveti içerisinde kaos yaşanmasına sebep olur.

ABD ve Fransa yapımı uçaklar bile temel olarak NATO teknolojisine uyumlu olmasına karşın, lojistik anlamda ve bakım/idame anlamında birbirinden bariz farklar içermektedir. Aynı çatı altında hatta akraba sayılacak sistemler içerisinde bile böylesine farklar oluyorken envanteri amiyane tabirle “aşure” yapmanın da harp etme yeteneğini artırmayacağı, hatta aksine azaltacağı gayet açıktır.

Savaşın sürdürülebilirliği anlamında lojistik kaos zaten yeterince büyük bir sorundur fakat hadi bu konu bir şekilde çözülmüş olsa dahi harp sahasında yaşanacak çok daha büyük bir sorun mevcuttur. Bu da savaşın her şeyi olan muhabere yani iletişimdir.

Günümüz dünyasında iletişim geçmiş zamanda da olduğu gibi oldukça önemlidir. Fakat bu iletişimin kurulması artık yalnızca telsizlerle, telefonlarla, telgraflarla sağlanmamaktadır. Elektronik ve dijital olarak da artık çeşitli haberleşme sistemlerinden bahsedebilmekteyiz. Ve hatta bunlara bağlı olarak bir “ağ merkezli harp” kavramından da bahsetmekteyiz. Dolayısıyla bir savaş esnasında ki özellikle bu çok hızlı ve anlık olarak cereyan edecek olan hava savaşı ise bu sistemler oldukça büyük önem arz eder hale gelmektedir.

Yani örneğin bir savaş uçağının kilitlendiği bir hedefi dost diğer savaş uçağına aktarabilmesi, bir havadan erken ihbar ve kontrol uçağının aynı şekilde tespit, teşhis, takip sırasında elde ettiği verileri dost birliklere aktarabilmesi, bu şekilde ki veri paylaşımları ve haberleşme sayesinde verimliliğin artmasının yanı sıra dost ateşinin de önüne geçilmesine olanak sağlamaktadır.

f-16 data link ile ilgili görsel sonucu

Dolayısıyla Rafale ile Su-35’in veya Mig-29 ile F-16’nın bu iletişimi sağlayamayacak olmasından kaynaklı olarak Mısır Hava Kuvvetleri bir hava muharebesine giriştiğinde büyük aksaklıklar ve dezavantajlar yaşayacaktır.

HİK Desteği:

Açık kaynaklarda bulunan envanter bilgilerine göre Mısır’ın elinde yalnızca 7 adet eski nesil E-2 Hawkeye tipi havadan erken ihbar ve kontrol uçağı bulunmaktadır. Bu uçakların savaş uçaklarına sağlayacağı katkılar, Türk Hava Kuvvetleri envanterinde yer alan E-7T Barış Kartallarının sağlayacağı faydalar ile aşık atacak seviyede değildir. Üstelik hava savaşında daha ciddi rakip olacak olan Mig-29 ve Su-35’ler ile telsiz dışında iletişim sağlayamayacak olmaları da gözden kaçırılmamalıdır.

Ä°lgili resim

Son olarak Pilotaj…

Son olarak pilotaj konusunda çok kısa bir değerlendirme yaparsak, Mısır’ın bugüne kadar özellikle İsrail’e karşı giriştiği savaşlarda devamlı olarak pilotlarının yetersizliği ortaya çıkmıştır. Bu kötü unvan belki bugün iyiye doğru evrilmektedir ancak uluslararası tatbikatlar ve benzeri organizasyonlarda yine de Mısır pilotlarının kabiliyetli olmaları ile alakalı bir duyumu en azından biz duymadık. Yani Dünya’da Türkiye’nin ardından, Pakistan, Yunanistan, Güney Kore, İsrail gibi ülkeler pilotaj konusunda öne çıkarlarken, Mısır’ın henüz bu şekilde öne çıkarıldığına tanık olmadık.

‫احدث طائرات في العالم‬‎ ile ilgili görsel sonucu

Sonuç:

Mısır, yalnızca hava kuvvetleri açısından değil, tüm silahlı kuvvetleri açısından dikkat edilmesi gereken bir güç haline gelmiştir. Hem kara, hem hava hem de deniz gücü gitgide yükselen Mısır bu sebeple kesinlikle ciddiye alınması gereken; ülkemiz için büyük tehditlerden birisidir. Yakın zamanda Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve İsrail ile çeşitli ortaklıklar ve ittifaklar kuran Mısır, adeta Yunanistan yerine ülkemizin önüne sürülmeye çalışılmaktadır.

Ä°lgili resim

Uluslararası anlamda kimsenin karışmayacağı bir savaşta veya el altından Mısır’ın desteklenmesi haricinde başka müdahalelerin yapılmayacağı bir savaşta Mısır’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı dayanması pek mümkün değildir.

Spesifik olarak hava savaşını değerlendirecek olursak, Mısır potansiyel bir tehdit olarak algılanmalıdır ancak aktif bir çatışma durumunda Akdeniz üzerinde karşı karşıya gelmesi muhtemel savaş uçaklarından Mısır’a ait olanların genel olarak büyük oranda kayıp vereceğini söyleyebiliriz. Türkiye’ye ait olanlar ise kabul edilebilir oranda zayiat verecektir.

Sonuç itibariyle Mısır’ın şuan ki kuvvet yapılanmasına karşın havada Türkiye’nin büyük bir üstünlüğü bulunmaktadır.

ÖNERİLEN İÇERİK: Mısır ve Fransa arasında dev silah anlaşması


Yazar: Abdullah Bekci     Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir Yorum

  1. Güzel bir analiz olmuş kaleminize sağlık… Keşke yakıt ikmal uçağı konusuna da temas etseydiniz. Mısır’ın yok diye biliyorum… Bu durumda menzil dışında muharebe edebilir mi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu