S-400’ün F-35’i tespit etmesi mümkün müdür?

Roketsan-ATMACA-Banner

Savunma politikaları söz konusu olduğunda, S-400 ve F-35 üzerine yapılan tartışmalarda oldukça popüler olan bu konu, gündemi bir hayli meşgul etmişti. Bu soruların kaynağında en başta Rus kaynaklarda, S-400 hava savunma sisteminin, “hayalet uçak avcısı” olduğu iddia edilmesi akabinde ABD’nin hazırladığı infografiklerde tespit ve angajman mesafesi için maksimum 21 deniz mili (~39 km) ibaresi koyulması yatıyor.

Nihayetinde kağıt üstünde 600 km’leri aşan menzilleri ile hava soluyan hedefler odaklı HSS’ler içinde en iyi teknik özelliklerden birine sahip bu radarlar doğaları gereği her nesnenin tespit ve takibini aynı mesafede yapamazlar. Mesela bir B-52 uçağı ile F-16’nın tespit mesafesi oldukça farklıdır çünkü her cisime özgün bir “etken yansıtırlık yüzeyi” (radar kesit alanı-rcs) değeri vardır. Cismin geometrisine, büyüklüğüne, malzemesine, gönderilen dalga boyuna, yüzeyin elektromanyetik özelliklerine kadar bir sürü faktöre bağlı olan bu özgün değer, savaş uçaklarında nispeten daha da düşüktür. Ek olarak çok daha düşük radar kesit izine sahip olduğu düşünülen 5. Nesil “hayalet” uçaklarda bu alan, metal bir top veya daha küçük bir nesne olarak nitelendirilmektedir. Peki F-35 için belirtilen radar kesit izi nedir ? Bu konu hakkında kesin bir bilgi var mıdır ? Elbette böyle kritik bir bilginin net bir cevabı yok, yani açık kaynaklarda bulmak mümkün değil. Fakat program başından itibaren resmi ağızlardan yapılan açıklamalar ve sektör profesyonellerinin konuya yaklaşımı ortaya birbirine yakın birkaç değer çıkarmıştır. F-35 için program başında metal bir golf topu boyutunda görüntüden bahsedilmiş fakat bunun hangi dalga boylarına karşı ve uçağın hangi açısından olduğu bildirilmemiştir, yani aşağı yukarı 0.0015 m2 bir yüzey alanından bahsedilmiştir. Akademik yayınlar ve açık kaynaklar ise yine F-35’in RCS değerinin 0.0015 ile 0.005 m2 arasında olduğunu düşünmektedir. Bu RCS değerlerini “all-aspect” RCS değeri olarak bir varsayım yapalım, ikinci olarak elde yeteri kadar bilgi olmaması sebebi ile uçağın geometrisinin küre olarak varsayarak RCS değerini dalga boyundan bağımsız halde düşünelim. Yaptığımız bu varsayımlar neticesinde yukarıda mevzu bahis radarlar, bu boyutta bir nesnenin tespitini hangi mesafede yapabilir veya angajman uygulayabilir buna bakalım. Logaritmik ölçekte hazırlanan grafikler üzerinde 0.0015, 0.003 ve 0.005 m2 radar kesit izlerini eğriler ile kesiştirelim. Elde ettiğimiz bilgilerin özetini aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.

STM Banner
Tablo 1: S-400 radarlarının F-35 için teorik tespit mesafeleri

 

Figür 1: Gözetleme radarlarının belirtilen radar kesit izlerini tespit mesafeleri
Figür 2: Opsiyonel radarların belirtilen radar kesit izlerini tespit mesafeleri
Figür 3: Angajman radarların belirtilen radar kesit izlerini tespit mesafeleri

Sonuçlar:

  • Ana gözetleme radarı 64N6E2, ABD’nin F-35 için belirttiği radar kesit izini (0.0015 m2) maksimum 55 km’de tespit edebilmekte, ancak diğer kaynaklardaki radar kesit izleri ile bir ortalama oluşturulduğunda yaklaşık 61 km gibi bir mesafe ortaya çıkmakta. Fakat radar çalışma prensiplerini az çok takip edenler bilir ki, burada önemli bir arazi etkisi, meteorolojik ve aletsel hata payları mevcuttur. En iyi ihtimaller söz konusu olduğunda verim değerleri için kabaca %75-80 gibi rakamlar telaffuz edilebilir. Böylece tespit mesafesi için azami ~47-48 km’ler makul olur.
  • Grafiklere göre angajman radarı, 92N6E Grave Stone ise ABD’nin belirttiği RCS’ye sahip F-35’e ~46 km’den angaje olabiliyor. Birinci maddede bahsedilen verim söz konusu olduğunda bu rakam yaklaşık 34 km’ye tekabül etmekte. Yani ABD’nin info-grafiklerde belirttiği 40 km’nin altında angajman mesafesi iddiası bu anlamda teorik olarak bir nebze doğru. Hatta Aviationweek tarafından hazırlanan analizde bu mesafe tam 34 km olarak belirtilmiş, yani benim elde ettiğim verinin bire bir aynısı.
Figür 4: S-400’ün F-35’e karşı maksimum angajman mesafesi[5]
  • C Bandı gibi daha yüksek frekansta çalışan opsiyonel 96L6E Cheese Board ve UHF, L bandında çalışan düşük frekanslı AESA 67N6E Gamma DE EW radarları, tespit mesafeleri söz konusu olduğunda daha başarılı gibi görünmekte. Özellikle yeni nesil T/R modülleri ile Gamma D3E, L bandında bu kadar küçük bir nesneyi 100 km’nin üzerinden tespit edebilmekte. Ayrıca burada F-35’in küre biçiminde bir geometriye sahip olduğu ve radar kesit izinin frekanslardan bağımsız olduğu varsayımı yapılıyor. Gerçekte ise böyle bir durum olası değil, F-35 geometrisinin farklı açılarda, farklı dalga boylarında farklı RCS’lere sahip olduğu düşünülüyor. En basitinden F-35, “küre” değil de “küp” bir geometriye sahip olsa idi, radar görüntüsü gönderilen dalga boyunun karesi ile ters orantılı olacaktı. Bu anlamda yapılan küre varsayımının temeli, bilgi eksikliğine dayanıyor. Bu tip stratejik öneme sahip ve dengeleri değiştirebilecek düzeyde bilgilerin açık kaynaklarda mevcut olması zaten mümkün değil.
  • Açık kaynaklardan edinilen bu bilgilerin doğruluğu kesinlikle bilinmemekle birlikte, yapılan bu analizlerin teoriden ibaret olduğunu ve herhangi bir bağlayıcılığı olmadığını kesinlikle unutmamak gerekiyor.

Yazar: Oğuzhan Eren          Kaynak: SavunmaSanayiST.com

TUALCOM Gif Baner   Sarsılmaz

4 Yorum

  1. Çok teknik bir yazi ve yorum.
    Oğuzhan beye teşekkür ederim.
    Savunma sanayi İhracatımızın
    artması ile de daha da gelişecektir.
    Her gun yeni bir şeyler duymak ne güzel.

  2. Verilere göre yi s-400 f35 ve f22 lere uzun menzil hava savunması sağlamamakla birlikte iyi kamufle edilmiş bir S-400 veya herhangi bir hava savunma sistemi işini yapacaktır.Ayrıca bu verilere göre f35 ve f22 tehlike bölgesine girmeden faydalı yükü bırakacağı.O zaman yapılması gereken 2 şey var 1.Düşmanı yerinde vurmak 2.Bu uçaklardan atıklacak faydalı yükleri yok edecek HSS. ek önlem olarakta erken uyarı radarları olan İHA lar.ABD nin tarihinde askeri bir başarı yoktur.Yıllardır düzenli bir ordu ile savaşmadı ABD askerlerinin ciddi düzenli bir ordu direncinde $ için savaşacakları ihtimali ne olabilir ölünün paraya ihtiyacı olmayacağını paralı askerler bilir.ABD ordusu Irak ordusu gibi dağılabilir.

    1. Dogru duzenli ordu ile savasmadi fakat savas baslamadan o duzenli orduyu ortadan kaldirmis oluyor, bu durumd abizim yapmamiz gerken toplumsal olarak tek vucut olmak, su an turkiye kendisine saldirmadan abd angaje olup mudahalede edemez ayrica abd askeri hic bir zaman topraklarimiza ayak basmaya cesaret edemeyecektir, denizde veya hava da bir catisma daha olasi ins ulke olarak bu senaryoya hazirlikli oluruz, bu duruma cuval olayindan itibaren baslayip donanmayi ve hava kuv ona gore hazitlasaydik simdi cok farkli olurduk omrunu lst cikarma gemisi yapmakdan elde ki hurda firkateynlere bir el atmak kimsenin aklina gelmemis,

Talip Sepici için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu