Rusya’nın Entegre Hava Savunma Sistemi (EHSS) Mimarisi

Roketsan-ATMACA-Banner

Rusya’nın NATO’nun Doğu Kanadı, Çin’in ise Birinci Ada Zinciri üzerinde oluşturmaya çalıştıkları EHSS; bir dizi karmaşık, yer tabanlı ve hava platformları üzerindeki tespit ve gözetleme sistemleri ile yüzeyden havaya füze (SAM) sistemlerinden oluşan çok katmanlı savunma sistemidir. Rusya ve Çin’in tam hava sahasından men etme yaklaşımı, SAM bataryaları ve radar ağları ile yer radarı tarafından yönlendirilen avcı uçaklarının kullanımı şeklindedir.

Önceki nesil sistemlere göre daha yetenekli ve uzun menzilli olan modern SAM sistemlerinin (S-400/SA-21, S-300V4/SA-23) mobiliteleri yüksektir, dakikalar içinde kurulabilir ve ateş ettikten sonra toplanıp yer değiştirebilirler. Ayrıca nokta savunma sistemleri, elektronik harp sistemleri ile de desteklenebilir. Sistemler; izlenmeyi, hedeflenmeyi ve uzun mesafelerden vurulmayı zorlaştıran frekans atlamalı dijital radar ile donatılmıştır. Bu sayede karıştırmaya karşı daha iyi direnç sağlarlar ve çalışırken tespit edilmeleri daha zordur. Uzun menzilli sistemlere sahip ülkeler, sınırlarının ötesinde komşu ülkelerin hava sahalarındaki hareket özgürlüğünü tehdit edip kısıtlayabilir.

STM Banner

SAM sistemleri için broşürlerinde bahsedilen maksimum menzil, genellikle orta-yüksek irtifalarda uçan tankerler gibi büyük, çevik olmayan hedefler içindir. Çevik ve alçaktan uçabilen hedefler için bu menziller daha düşüktür. Bununla birlikte, uzun menzilli SAM sistemleri, daha fazla sayıda orta ve kısa menzilli SAM sistemleri ile yer radarları ve AWACS uçakları ile bağlantılıdırlar. Bu; harici hedef veri kaynakları ile S-400 (SA-21) gibi sistemlerin, radar ufkunun çok ötesindeki hedeflere karşı uzun menzilli füzelerini kullanabilmesini sağlar. Bu nedenle, rakip hava kuvvetleri için modern EHSS’ye karşı operasyon planlaması, tek başına çalışan S-400 (SA-21) gibi modern bir sisteme karşı yapılacak operasyondan daha karmaşık ve zorlayıcıdır.

Modern bir Entegre Hava Savunma Sistemi, bir hava kuvvetinin yüzleşeceği en zorlu tehditlerden biridir. SAM teknolojisi, 1960’larda hava savaşının önemli bir bileşeni haline geldiğinden bu yana önemli ölçüde gelişmiştir. NATO’nun sahip olduğu hava gücü ve bu gücün sahip olduğu yetenekler, Rusya ve Çin’i SAM sistemleri geliştirmek için önemli kaynaklar harcamaya zorlamıştır. Özellikle Rusya, Soğuk Savaş zamanından beri, etkili SAM sistemleri geliştirmiştir.

NATO’ya yönelik SAM tehdidi üzerine yapılan tartışmalar, çoğunlukla uzun menzilli sistemler üzerinde yoğunlaşır. Aslında S-300VM/4 (SA-23) ve S-400 (SA-21) serisi modüler sistemler; bağımsız bir batarya şeklinde değil, bir arayüz ile aynı zamanda kendisini de koruyan kısa menzilli sistemleri de kontrol edebilecek şekilde çok katmanlı bir yapının parçası olarak kullanılmak üzere tasarlanmışlardır.

55K6E
55K6E

Bir SA-23 veya SA-21 taburu en az bir D4M1, Polyana veya 55K6E komuta kontrol aracı içerir ve bu araçlar bulundukları birimin komuta ve kontrol görevini yaptıkları gibi ayrıca aldıkları veriyi işleyerek diğer hava savunma sistemleriyle de paylaşma görevi yaparlar. Gelişmiş takip radarları ve atış kontrol sistemleri, tabur içinde bulunabilecek S-200 (SA-5), S-300 PMU1/2 (SA-20) ve BUK-M1/2 (SA-17) gibi sistemlere daha doğru hedef bilgisi paylaşarak etkinliklerini arttırabilir.

Bir S-300/400 bataryası, radarının yüzey şekillerinden kaynaklı radar kapsama alanı sınırlamasını, olası düşman tehdidine daha yakın konuşlandırılmış bir BUK sisteminin yada havada bulunan Bir A-50/100 HEİK veya Mig-31 BM Foxhound uçaklarından aldığı radar bilgisiyle telafi ederek durumsal farkındalığını arttırabilir ve düşman hedefine diğer birimlerden aldığı radar bilgisi ile ateş açabilir.

rusya hava savunma

Entegre Hava Savunması içindeki kısa/orta menzilli SAM ve hava gözlem sistemleri ile uzun menzilli SAM sistemleri arasında radar ve hedef bilgisi paylaşımı, SEAD/DEAD görev güçlerinin işini zorlaştırma potansiyeline sahiptir. Bununla birlikte, Rusya’nın, EHSS’nin teorik olarak birden fazla kara ve hava tabanlı radar varlıkları ile hava savunma sistemlerini başarılı bir şekilde bir araya getirip gerçek zamanlı olarak kullanılabilirliği hakkında önemli soru işaretleri bulunmaktadır.

SAM sistemleri için geleneksel kullanım şekli, düşman hava unsurlarının ulusal hava sahasına erişimini engellemek ve menzile giren her düşman uçağı veya görev paketini yok etmeye çalışmaktır. Vietnam’da bu yaklaşım, Kuzey Vietnam kuvvetleri tarafından SA-2 füzeleri ve farklı tiplerdeki uçaksavar top (AAA) bataryası kombinasyonlarıyla büyük şehirlere, hava üslerine, ulaşım merkezlerine ve diğer konumlara uygulanarak kullanıldı. Bu yapılanma, ABD hava gücü ve Vietnam uçaksavar bataryaları arasında, savaş boyunca yeni taktiklerin geliştirilmesi çabasına ve her iki tarafın ağır kayıplar verdiği bir yıpratma savaşına dönüştü.  Soğuk Savaş’ın ortasından bu yana Rusya, uzun kara sınırlarını korumak için yer tabanlı çok katmanlı hava savunma sistemlerine Batı’nın güvendiğinden daha fazla güvendi. Modern SAM sistemlerinin sunduğu uzun menzil, Rusya’ya Kaliningrad gibi kendi topraklarından NATO’ya kabul edilen Polonya ve Baltık ülkelerinin hava sahalarına erişme ve tehdit yaratma kabiliyeti kazandırdı.

Bu kabiliyet büyük ölçüde SA-21 ve SA-23 tarafından kullanılmak için geliştirilmiş olan 400 km’lik menzile sahip 40N6 ve 9M82MD füzeleri ile sağlanır. SA-21 ve SA-23, farklı hedeflere ve menzillere göre geliştirilmiş füzeleri kullanmak için tasarlanmışlardır. Örneğin, SA-21’in kullanabildiği 400 km menzilli 40N6, 250 km menzilli 48N6, 120 km menzilli 9M96E2 ve 40 km menzilli 9M96E füzeleri bulunmaktadır.  Bu tasarım felsefesinde, hedef türü ve menzile göre belirlenmiş füzeler kullanılır ve uzun menzilli pahalı füzeleri, en gerekli olduğu zamanda kullanmak için muhafaza edersiniz. Ayrıca daha küçük boyutlu füzeler, fırlatıcılarda daha fazla atışa hazır füze bulundurulmasına imkan verir.

S-500

Rusya, hava soluyan hedefler dışında balistik füzelere karşı da savunma kapasitesini arttırmak için S-500 adında balistik füze önleme yeteneklerine sahip daha uzun menzilli bir SAM türevini test ediyor.  Rusya özellikle son 15 yılda gerek SAM sistemlerinin bir parçası gerekse EHSS’ni besleyecek bağımsız olarak da kullanılabilen NEBO-M gibi, düşük görünürlüğe sahip (F-22/F-35/B-2 vb) hava araçlarını ve seyir füzelerini tespit edebildiği iddia edilen çeşitli radar sistemleri geliştirmiştir. NEBO-M, SA-21 ve SA-23 taburlarının düşük görünürlüğe sahip hedeflere karşı tespit yeteneğini arttırmak için komuta kontrol sistemine bağlı olarak görev yapar.  Rusya’nın EHSS yapısı, çok çeşitli erken uyarı ve atış kontrol radarları ile çalışan stratejik SAM’lardan çok daha fazlasını barındırır. Kısa ve Orta menzilli mobil SAM sistemleri Rus ordusundaki her manevra unsurunun hayati parçalarıdır. Orta menzilli BUK (SA-17) ve kısa menzilli TOR (SA-15), Pantsir (SA-22) ve Tunguska (SA-19) sistemleri ile Rus tugaylarındaki stratejik SAM sistemlerine karşı düşmanın SEAD/DEAD etkinliğini engelleme ve birbirlerini destekleme görevi yaparlar. Ayrıca, kısa menzilli SA-24 Igla-S ve SA-25 Verba serisi gibi hava savunma sistemleri (MANPADS) düşük irtifadan uçan hava hedefleri ve seyir füzelerine karşı nokta savunması yapabilecektir. Özellikle SA-25 Verba MANPADS sistemi, EHSS üzerinden kullanıcının kaskına gönderilen hedef bilgisi ile kendi hedefi görmeden ateş açma kabiliyetine sahiptir. Rusya’nın SAM’lardan ve AAA’lardan oluşan bu çok katmanlı fiziksel savunma ağı; Krasukha-4 1RL257 geniş bant jammer, R-330Zh Zhytel GPS satcom jammer ve SPR-2M RTUT-BM gibi gelişmiş elektronik harp sistemleri ile daha da güçlendirilmiştir.

Rusya’nın EHSS’ni beslemek için kullanmakta olduğu radar sistemleri NATO’nun düşük görünürlü hava araçlarını henüz tam anlamıyla uzak mesafeden tespit etme ve engelleme kabiliyeti olmasa da yakın mesafeden ve belli açılardan tespit etme kabiliyetine sahip olabilir.

Rusya’nın Baltık bölgesinde kısa, orta ve uzun menzilli hava savunma sistemleri ile oluşturduğu katmanlı yapı ile Rus hava sahasını korurken aynı zamanda komşularının hava sahasının içini de tehdit edebilmesini sağlamaktadır. Rus ordusunun planı, Doğu Avrupa’da NATO güçleri ile olacak mücadelenin ilk haftalarında kara gücünü SEAD/DEAD operasyonlarına ve hava saldırılarına karşı korumak şeklindedir.

Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu