Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail DEMİR, F-35 programına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Başkan DEMİR, merak edilen birçok konuya değindi.
Tv 24’e konuk olan Prof. Dr. İsmail DEMİR, şu açıklamalarda bulundu:
Amerikalılar sürekli olarak şu tezi söylüyorlar: “Biz Türklere Patriot vermek istedik, onlar bir tercih olarak Patriot almadılar ve S-400 aldılar.” diye bir söylem var. Doğru olan şu; onların bize Patriot alımında sundukları şartlar, bizim tarafımızdan kabul edilmesi çok zor olan şartlardı. Bizim istediğimiz şartlarda vermediler. O masadaki görüşmelerde belirli kırmızı çizgiler çektiler ve oradan bir adım geri atılmadı. Yani şöyle ki; barış zamanında sistemi test dahi edemezsiniz şeklinde bundan çok daha ağır şartlar vardı. Daha sonra yine ikinci bir aşamada teklif istendi, teklif çok çok geç verildi ve yine ileri şartlarla verildi. Evet, Patriot teklifi var idi ancak teklif kabul edilebilir değildi.
Türkiye’nin bu haklarını arması konusunda bir harekete geçmesi gerekiyor. Bunun için de bir lobi şirketiyle anlaşıldı. Oradaki (ABD) siyasi atmosferi bilen ve belirli nabız yoklamaları yapabilecek bir yapıyla çalışmak durumunda kaldık. F-35’e geri dönmek asıl amaç değil ancak haklar derseniz, haklarımızın bir kısmı F-35 Programı’nda ortak olmaktı. Verilen paranın hemen hemen yarısı da bu ortaklığın bedeli olarak verildi.
Yani illaki ortaklığa dönmemiz şart değil ancak böyle bir bedel var ortada, ortaklık konusu gündemden kalktıysa o bedeli de tartışmaya açalım. O açıdan Türkiye, ortaklığa dönelim diye ağlayan, yalvaran ve bunun yolunu arayan bir ülke değil. Çıkmasaydık iyiydik, yine bir yol bulunur ortaklık devam ederse o da başka bir denklemdir ama bu Türkiye’nin aldığı bir karar değildi, karşı tarafın aldığı bir karardı.
Biz her zaman kendilerinin de itirafıyla programda şartları daima yerine getiren, üreticilerimizin de gerçekten çok kaliteli ve etkin maliyette üretim yaptıkları bir süreçteydik. Türkiye, programın en iyi ortaklarından bir tanesiydi. Bu, kendi tercihleri ki zaten F-35 ile S-400’ü alakalandırmanın da bir anlamı yoktu.
Yaptırımlar meselesi, Savunma Sanayii Başkanlığı ile beni ve bazı arkadaşlarımızı ilgilendiren bir konu. Başkanlığımızın veya şahsımın imzası olan hiçbir projeyle ilgili yeşil ışık yakmamak gibi şu an bir tercihteler. Tabi ki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve diğer kuvvetlerimiz ihtiyaçları ile ilgili bir yaptırım olmadığı için onlar kendi lojistik tedariklerini yapabiliyorlar, o konuda bir endişe yok hatta ‘paramızı verdik, haklarımız hukuklarımız nasıl olacak?’ bunun görüşmeleri de Milli Savunma Bakanlığı kanalıyla çok rahat yapılabilecek durumda.
ÖNERİLEN İÇERİK. Savunma Sanayii Başkanı Demir’den EİRS Açıklaması