Türkiye’nin Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) platformları alanındaki ihracat performansı, ABD’nin ardından İsrail savunma sektörünü de karıştırdı.
2015 yılına kadar insansız hava aracı (İHA) ihracatında, Dünya genelinde ABD, Çin ve İsrail öne çıkarken; bu alandaki çalışmalarını hızlandıran Türkiye, aradan geçen 8 yılın ardından 30’dan fazla ülkeye SİHA ihraç etmeyi başardı.
Türkiye’nin SİHA alanındaki ihracat başarıları, özellikle ABD ve İsrail’in silahlı insansız hava aracı ihracat politikalarını sorgulamalarına neden oldu. ABD, istisnai birkaç durum hariç olmak üzere; şu ana kadar MQ-1 Predator ve MQ-9 Reaper gibi SİHA’ları, yalnızca arasının çok iyi olduğu Fransa, İngiltere ve İtalya gibi stratejik müttefiklerine çok yüksek fiyatlarla ihraç etti.
İsrail ise ABD’den çok daha fazla ülkeye insansız hava aracı ihracat gerçekleştirdi. Ancak bilindiği kadarıyla bunların tamamı silahsız statüdeler ve yalnızca keşif ve gözetleme görevlerini yerine getirebiliyorlar.
Çin’in ise “Ben SİHA istiyorum” diyen hemen hemen herkese bu platformları ihraç ettiğini söylemek mümkün. Ancak Çin’den tedarik ettiği SİHA’larda büyük kalite sorunları yaşayan ülkeler, bu platformları etkin bir şekilde kullanamadılar. Hatta Endonezya gibi Çin SİHA’sı tedarik eden ülkeler, daha sonra Türkiye’den SİHA tedarikinde bulundular. Ayrıca Çin’den savunma tedariki gerçekleştiren ülkeler, ABD’nin yaptırımlarının veyahut yaptırım tehditlerinin de hedefi oldular.
İLGİLİ İÇERİK: TUSAŞ’a 3 ülkeden 24 adet ANKA SİHA siparişi
Özetle, Türkiye’nin pazara girişinden önce; Fransa, İngiltere, İtalya ve Hollanda gibi ABD’nin ‘seçkin müttefiki’ olan ülkeler, yüksek maliyetlerle de olsa ABD’den silahlı insansız hava aracı tedarik edebildiler. Geriye kalan ülkeler ise İsrail’den muharip kabiliyeti bulunmayan İHA’lar ile kalite sorunlarıyla boğuşan Çin SİHA’larını tedarik etmenin arasında kaldılar.
Türkiye’nin pazara girişiyle birlikte ise bahsi geçen ‘arada kalan ülkeler’; kalite bakımından ABD, maliyet bakımından ise Çin SİHA’ları ile rekabet eden Türk savunma sanayii şirketleri tarafından geliştirilen SİHA platformlarına yoğun ilgi gösterdi.
Türkiye, özellikle Bayraktar TB2, ANKA ve AKINCI tipi SİHA’ların ihracatı şu ana kadar 30’dan fazla ülke ile 40’dan fazla ihracat sözleşmesi imzaladı. Bu SİHA’larla birlikte Roketsan, çok ciddi bir mühimmat satışı gerçekleştirdi.
Bu durum, ilk olarak ABD’de tartışmalara sebebiyet verdi. Türkiye’nin savunma sanayii sektöründe çok ciddi bir küresel pazar payını ele geçirmesi sebebiyle ABD’li savunma uzmanları, ABD’nin SİHA ihracatındaki politikalarını gevşetmesi gerektiğini savundu.
Ancak buna rağmen ABD’nin Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi birkaç ülkenin SİHA talebini reddetmesi, beraberinde ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’da en üst düzey silah satış uzmanı olarak görev icra eden Heidi Grant’ın istifasını getirdi. Savunma Güvenlik İş Birliği Ajansı (DSCA) Direktörü olarak görev yapan Grant, Ekim 2021’de istifa etti.
Uzun bir süredir sessizliğini koruyan İsrail savunma sektörü ise, bu hafta sessizliğini bozdu. İsrailli savunma şirketi IAI’ın başkan yardımcısı Ron Tryfus, Heron MK 2 İHA’nın silahlı versiyonunu Avustralya’ya satabileceklerini açıkladı. İsrail, SİHA ihracatı konusunda ABD’den de daha sert bir politikaya sahip. Hatta internette araştırma yaparak, bir İsrail SİHA’sına ait fotoğraf bulmanız pek mümkün değil. Karşınıza hep silahsız insansız hava aracı fotoğrafları çıkacaktır.
Ancak İsrail’in SİHA ihracatına yönelik politikaların gevşetilmesi kararı, durdurduk yere alınmış bir karar değil. SavunmaSanayiST.com olarak edindiğimiz bilgilere göre; son dönemde pek çok Asya ülkesi, Türkiye’den SİHA tedarik etti. Üstelik bu ülkelerin açtığı ihalelerin bazılarında, İsrailli ve Türk SİHA’ları yarıştı. Ancak çoğunluğunda karar, silahlı yapıda olduğu için Türk SİHA’larından yana çıktı.
Belki de ABD, SİHA platformlarının oluşturduğu pazar payı ile çok ilgilenmiyor. Çünkü bir SİHA’dan çok daha fazla gelir elde etmesini sağlayan farklı savunma ürünleri mevcut. Ancak İsrail’in savunma ihracatında, insansız hava araçları çok önemli bir pazar payına denk geliyor. Bu nedenle İsrail, rekabetçi olmak amacıyla bu kararı aldı diyebiliriz.
Yansımalarını, yakında göreceğiz…
Kaynak: SavunmaSanayiST.com