Balistik ve diğer Füze Savunma Sistemleri ile Hava Savunma Sistemleri arasındaki farklar

Roketsan-ATMACA-Banner

Balistik ve Diğer Füze Savunma Sistemleri ile Hava Savunma Sistemleri Arasındaki Farklar

Konunun çok teknik ayrıntılarına girmeden yüzeysel olarak ve mümkün olduğunca özet şekilde hava ve füze savunma arasındaki farkları anlatmayı amaçladığım makaleye başlamadan önce, genel olarak füze ve hava savunmayı nasıl sınıflandırabiliriz sorusuna kısaca değinelim;

STM Banner

Hava Soluyan Hedeflere Karşı Yapılan Savunma (Hava Savunma)

-Stratejik Keşif Uçaklarına Karşı Çok Yüksek İrtifa Savunması: Yüksek İrtifa Hava Savunma Füze Sistemleri (S-400, THAAD, Aster-30, SM-2 gibi) ve yüksek irtifaya çıkan uçaklarla (Mig-31 gibi) yapılan savunmadır. HİSAR-U bu kategoriye girecektir.

-Uçaklara Karşı Alçak/Orta/Yüksek İrtifa Savunması: Dünya üzerinde çok fazla çeşidi olan alçak/orta/yüksek irtifa ile sadece alçak irtifaya uzmanlaşmış füze sistemleridir. Bunlar paletli araçlardan, güdümlü füze destroyerlerine, sabit tesislerden, 4×4/8×8 taktik tekerlekli araçlara kadar çok değişik platformlarda olabilir. Çok alçak irtifa savunmasında omuzdan atılan MANPADS veya Milli Alçak İrtifa Hava Savunma Top Sistemi “Korkut” gibi sistemler devreye girer. Yine uçak ve helikopterler de alçak ve orta irtifadan gelen hava araçlarına önleme yapabilirler. Hisar-A/O’da bu kategoride olacaktır.

HÄ°SAR FÜZESÄ° ile ilgili görsel sonucu-Helikopterlere Karşı Alçak İrtifa Savunması: Üst paragrafta yazılan alçak irtifa için geçerli olan sistemler geçerlidir.

-İHA ve SİHA’lar Alçak ve Orta İrtifa, istisnai olarak Globalhawk gibi modellerde Yüksek İrtifa Savunması: Yukarıda yazanlar geçerli olmakla birlikte pratikte uçaklardan ziyade bu hedeflere karşı savunma yapılırken çeşitli irtifalara hitap eden hava savunma füzeleri kullanılır. Çünkü bu hedeflerin çok düşük manevra kabiliyeti olduğundan kolay hedeflerdir. İrtifaya göre top sistemi de etkili olabilir.

-Daha küçük Kamikaze Drone’ler, diğer drone’ler ve Sürü Drone: Bu tür yeni trendlere karşı savunma sistemleri henüz gelişmektedir. Pratikte Suriye’de örneğinin gördüğümüz gibi süper güçler dahi drone’lar karşısında çaresiz kalmaktadır.

Füze Savunmayı ise Balistik Füze Savunması ve diğer tüm füzeler şeklinde ayırırsak 2 ana grup daha ilave etmiş oluruz.

Balistik Füzeler Haricindeki Diğer Tüm Füzelere Karşı Savunma

-Alçak irtifadan seyreden Cruise (seyir) füzelerine karşı alçak irtifa savunması

-Anti-ship (gemi) füzelerine karşı alçak irtifa savunması

-Anti-radar/radyasyon füzelerine karşı alçak/orta irtifa savunması

Bunların tamamına karşı füze savunma sistemleri ve uçaksavar top sistemleri ile müdahale edilebilir.

Ä°lgili resim

Balistik Füzelere Karşı Balistik Füze Savunma (BMD) Sistemleri

-BSRBM-Topçu roketi/çok kısa menzilli balistik füzelere karşı savunma

-SRBM- Kısa menzilli füzelere karşı savunma

-MRBM-Orta menzilli füzelere karşı savunma

-IRBM-Uzun menzilli füzelere karşı savunma

-ICBM/SLBM-Kıtalararası veya denizaltıdan ateşlenen balistik füzelere karşı savunma

-Menzil kapasitesi olarak SRBM sınıfında olduğu için yani aslında bir SRBM olan ve aynı önleyici tedbirlere muhatap ASBM-Anti-gemi balistik füze ve TBM-Taktik balistik füzelere karşı önleme

-Alçak, Dünya yörüngesinde (LEO) konumlanmış uydulara karşı yapılan hava/uzay savunması

Şeklinde 3 ana grup altında toplamış oluruz.

Konumuz hava savunma ile füze savunma olduğu için ve daha çok “füze savunma” derken BMD yani komple balistik füze savunma sistemleri olduğu için hava savunma kısmını özet geçeceğim. Zaten hemen hemen tüm ülkelerde irili ufaklı bir hava savunma sistemi bulunduğundan dünyada onlarca çeşit füze, sistem mevcuttur. Balistik füze savunma ile arasındaki farklara geçmeden önce her üç kategori için ortak bir kuraldan bahsetmek lazım;

İster hava ister füze savunma olsun komple etkili bir hava ve füze savunma sistemi için; kademeli yani her irtifaya ve her hedef türüne ayrı ayrı müdahale eden değişik tür ve irtifa kapasitesindeki füze sistemlerinden oluşan, aynı zamanda bu sistemlerin birbirleri ile ve kara, deniz, hava ve uzaydaki sensörlerle entegrasyon içinde olduğu, fakat aralarında digital veri aktarımı ve komuta-kontrol bağlantısı olsa bile her biri gerektiğinde menzili içinde kendi başına hedef tespiti ve ateşleme yapabilen, tüm hava sahasını iç içe geçmiş çeyrek küreler şeklinde kapsayan, boşluksuz bir sistem gerekmektedir. BMD veya hava savunmasının başarı yüzdesi bu entegrasyonu sağlama oranı ile doğru orantılıdır.

Hava Savunma (Hava Soluyan Hedefler) ile  Balistik Füze Savunması Arasındaki Farklar

Balistik füzeleri bir hedef olarak yukarıda saydığım diğer hava araçlarına göre zorlu kılan en önemli özellikleri çok hızlı olmalarıdır. Çok hızlı olduklarından en hızlı uçaktan bile daha ani bir saldırı aracıdırlar. Bu da karşı tarafa tespit, teşhis, izleme ve imha için zaman bırakmaz. Yaptığım haritada gördüğünüz gibi ABD’nin dünyanın dört bir yanını EWR radarları ile donatmasının sebebi budur. Diğer türlü tüm radarlar ana karaya çekilir, daha yoğun bir kaplama yapılırdı. Ama amaçları ülkelerine geleni görmek değil, dünyanın neresinde olursa olsun bir balistik füzeyi daha atmosfere çıkarken yani ateşlemeden birkaç dakika içinde görmek, haber almaktır. Uçaklara karşı yapılacak savunma da klasik hava savunma füzeleri yukarıdaki sebeplerden işe yaramayacağı gibi klasik hava savunma alt yapısı da işe yaramaz. Ne dev izleme radarları, ne de hava savunma birliklerindeki füzelere aydınlatma sağlayan hava savunma radarları, ne de 3D radarlar vb. Çünkü bu radarlar hep uçak-helikopter amaçlı üretildiklerinden bu araçların çıkacağı irtifaya kadar tararlar. Yani doğal olarak hiçbir uçak yerden 250-400 km yüksekte bir balistik füzenin çıktığı uzay ortamında yol almadığı için bu radarlarda göremez görse bile çok hızlı olan bu füzelere kilit(daha doğrusu kesişme izlemesi) ve takip için hassas X-Bant radarlar lazımdır. Askeri/sivil havacılık amaçlı S,L,UHF Bant radarlar balistik füzeleri takip etse bile kesişme sağlama amaçlı izleme yapamazlar. S-400 bataryalarına sonradan X-Bant radar eklenmesinin sebebi de budur.

Dolayısı ile savunma yapacak ülkede uydu sensörlerinden, dev X-Band radarlarla desteklenmiş UHF,L,S Bant radar kombinasyonlarından oluşan bir erken uyarı radarlarından oluşan bir Erken Uyarı Radar sistemi olması her halde öncelikli şarttır. Hem dikey hem yatay da menzilinin yeterli olması gerekir. Ayrıca klasik hava savunma füzeleri menzilleri ve hızlarından dolayı işe yaramaz. Belki de bunlardan daha önemlisi hava savunma komuta-kontrol mekanizmasının diğer deyişle kriz yönetiminin yani kafa yapısının balistik füzelerle mücadeleye uygun olması gerekir.

Balistik füze saldırısı sırasında zaman, uçakla yapılan hava saldırıları gibi saatlerle değil dakikalarla ölçüleceğinden siyasi ve askeri karar alıcıların üzerinde baskı oluşacak ve doğru ve ani karar almak zorlaşacaktır. Eğer hava savunma sistemi balistik füzelere göre revize edilmemiş ise bırakın anti-balistik füze ateşlemeyi, tespit edilse de karar almakta geç kalınacağı için savunma yapılamayacaktır. Bugün çoğu ülkede durum budur.

Ancak yeri gelmişken seyir füzelerine karşı yapılacak savunmadan da bahsedelim; aynı durum seyir füzelerine karşı yüzde yüz geçerli değildir. Çünkü özellikle “DeepStrike” saldırılarında uzun uçuş yolu ve ses altı hızdan dolayı savunma birimlerine daha çok zaman kalır ve hedefi füze, çok namlulu top sistemi (uçaksavar) gibi sistemlerle rahatlıkla imha edebilir.

Seyir füzesi saldırısı ile balistik füze saldırısı arasındaki temel farklar ise hız ve görünürlüktür. Yukarıda “bahsettiğim kolaylıkla imha edilebilir” ifadesi normal şartlar altında test ortamında olabilecek bir şeydir. Yani nereden ve ne zaman geleceğinin bildiğiniz bir Tomahawk, Calibr, Bastion, SOM, Popeye, Taurus gibi en modern seyir füzelerini bir test sahasında vurmaya kalksanız bırakınız Patriot, SM-2,S-300/400, Hisar (servise girince) gibi füzelerle rahatça avlamayı, üç tane Korkut hava savunma top sistemi ile koca bir vadiyi emniyetle savunur ve saydığım seyir füzeleri alçak irtifadan sunsonik (ses altı) hızla ve çok düşük manevra kabiliyeti ile uçtuğundan rahatlıkla imha edersiniz. Hatta dünya üzerinde bildiğimiz kadarı ile arkasından gelen hava savunma füzesini fark edip ona göre kaçış manevrası yapacak bir seyir füzesi yoktur.

Gel gör ki yazdıklarımın realitede hiçbir önemi yoktur. Çünkü savaş ortamında seyir füzeleri Suriye’de de ve Körfez savaşlarında görüldüğü gibi son derece etkilidir. Bunun tek sebebi vardır; o da seyir füzelerinin çok alçak irtifadan (10-20 m), yüksek subsonik hızda (800-950km/s) uçması sebebi ile çoğu zaman görülememesi veya ufuk altı çizgisinin geçip örneğin deniz üzerinde görülmeye başladığında hedefe az bir süre tanımasıdır. Bugün hızla artan süpersonik hatta Rus Zirkon gibi Hipersonik (5+ Mach) seyir füzeleri düşünüldüğünde Korkut ve muadili yabancı hava savunma top sistemlerinin bile aciz kalacağı görülecektir (Süpersonik ve hipersonikler için, subsonikler için değil).

Bu yazdıklarımın üstüne balistik füzelere kıyas yapacak olursak aradaki savunma farkı daha rahat anlaşılacaktır. Seyir füzelerinin yaygın olan subsonik versiyonlarının görüldüğünde vurulmasının yani önlenmesinin kolay ancak görülmesinin (yani radarda) zor olmasına karşılık, balistik füzelerin yukarıda yazdığım sensörler var ise görülmesi çok kolay ama önlenmesi çok zor hatta çoğu zaman imkânsızdır. Dünyada bu radarlara görünmeden uçabilen bir balistik füze olmadığı gibi, balistik füzeleri önleyebilen %100 güvenli bir anti balistik sistemde yoktur. Oysa Amerikan ve Rus EWR-erken uyarı radarları uzay ortamında hareket eden bir beyzbol topu büyüklüğündeki cismi 3000-4000 km gibi olağanüstü bir mesafeden görebilmektedir.

Kısacası seyir füzelerinin görülmesi zor ama tespit edildiğinde imha edilmesi çok kolay olmasına rağmen, balistik füzelerin tespiti (gelişmiş ülkeler için) kolay ancak buna rağmen imha edilmesi çok zordur. Örneğin hala daha Rusya ve Çin’de SRBM/MRBM imha edebilen bir anti-balistik füze sistemi bulunmamaktadır.

Diğer farkları konuyu çok uzatmamak için maddeler halinde sıralamak istiyorum;

-Balistik füzelerin savaş başlıkları atmosfere yeniden giriş ve hedefe dalış aşamasında (Terminal) sesin 20 katından daha yüksek hızlara ulaşabildiklerinden, hava savunmada hedef olan seyir füzeleri, uçaklar, İHA’lar gibi sistemleri imha etmek için kullanılan radar izleme kabiliyeti ve önlemek için gönderilen füzelerin hızları yeterli gelmez.

-Uçaklar veya seyir füzeleri bir ülkeden kalkış yaptığından uydu, radar veya insanlı istihbarat birimlerince haberdar edilebilir ve saldırı öncesi en az yarım saat çoğu zaman saatler önce haberdar olunabilme şansı vardır. Oysa balistik füzelerin çok yüksek hızlarından ötürü 20 dakikayı geçmez. Bu durum reaksiyon sisteminin felç edeceği gibi, insanlı emir komutayı da imkânsız hale getirir. Yani sizin radarların gördüğü ve ülkenize yönelen bir balistik füzeyi kademeli olarak komutana, Genelkurmay’a veya Başbakan’a sormadan otomatik olarak anında ve zamanında ateşlenen bir anti-balistik füze savunma sisteminiz yok ise veya bu insan faktörü aradan çıkarılamamış ise kendi kendine karar alacak bir komuta kontrol merkezi (füze bataryası komuta merkezindeki askerler hariç) mekanizma kurulamamış ise varlığı ile yokluğu arasında fark yoktur demektir. Örneğin Hatay’da kurulu bir PAC, Aster veya S-400 bataryası komutanı füzeyi görür görmez bilgisayarlarda ki savaş yönetim sisteminin uygun gördüğü andan ateşlemeli daha doğrusu bilgisayarın ateşleme uyarısına evet demeli. Yoksa birilerine, o da birilerine sormaya kalkarsa zaten sadece 10 dakika sonra hedef vurulmuş olacaktır. Bu gün tüm dünyada belirlenen angajman kuralları çerçevesinde bu şekilde savunma yapılmaktadır. Yani en yavaş Rus ICBM’si bile yani kıtalararası balistik füzesi bile 20 dakika içinde ABD topraklarına ulaştığından sanılanın aksine füzelerin ABD’yi hedef aldığı tespit edildiğinde Trump’a sorulmayacaktır. Çünkü Trump, 5 dakika tereddüt etse Pasifik veya Atlas okyanuslarında seyreden SSNB denizaltılarından ateşlenen SLBM’ler yani ABD kıyısına yakın ateşlenen denizaltından fırlatılan balistik füzeler çok daha kısa zamanda ilk önce ABD nükleer füzelerinin silo sahalarını vuracağından Trump emir verse bile fırlatacak füze bulamayacaktır. Yani filmlerde gördüğünüz gibi ilk bombalar Washinton’a düşmeyecektir.

icbm silo ile ilgili görsel sonucu
-Hava savunma füzelerini manevra kabiliyetleri, anti balistik füzelere göre çok daha yüksektir. Çünkü hedefleri 9G’ye kadar manevra yapan uçaklardır. Oysa anti-balistik füzelerin kesişme noktasının sapmasını sağlayan Pop-up manevrası ve Re-entry sayesinde sıçrama yapabilen az sayıdaki balistik füze de dahil balistik füzelerin RV’si yani savaş başlığı terminal aşamadan daldıktan sonra kaçış manevrası yapamaz. Yer ile 45 dereceden dar bir açı ile dikey dalış yapacağından uçakların kaçınma manevraları ile kıyaslandığında çok daha kolay hedeftir. Ancak 2 ila 2,5 Mach maksimum sürati olan uçaklara nazaran 20+ Mach süratlere yaklaşmaları (yer çekimi etkisi ile) bırakın üstün manevra yeteneği olan hava savunma füzelerini hatta onlarca çeşit anti-balistik füzeleri bile atlatmalarına sebebiyet verir. Nitekim bugün ICBM önleyebilen tek füze GBI’dır (ABD). IRBM önleyebilenler ise GBI, SM-3(ABD), Arrow (İsrail/ABD), MRBM için ise SM-3, THAAD (ABD), SRBM için ise Aster-15/30 (Fransız/İtalyan), Patriot (ABD), MEADS (ABD, Almanya, İtalya) dır.

-Ülkelerin hava savunma sistem ve alt yapısı da genelde uçaklara karşı yapılandırıldığından bu kadar çabuk tespit, izleme, karar, reaksiyon ve önleme yapabilmek için tamamen ayrı radar, sistem, komuta merkezi en önemlisi de bilinç ve buna BMD yapısını bilen personel lazımdır. Kriz yönetimi ve ani karar almak yönünde askeri ve sivil bürokrasi balistik füze tehdidi veya BMD için iyi şeyler değildir.

-Hava savunma sistemlerinin 20-25 km yüksekliğe kadar etkili olması yeterlidir. Çünkü ekseriyetle uçakların çıkabildiği yükseklik budur. Oysa balistik füze sistemleri yüzlerce km yüksekte uzaydan yol alır. Dolayısı ile ICBM savunması yaparken uzayda yapılırken aşağıya inerken (THAAD 150 km) irtifa azalır ama genelde bu irtifa 10 km üzeri tercih edilir. Bunun sebebi ise 10 km altında patlayan bir nükleer başlığı yerde patlamış kadar etkisinin olacağıdır. Genelde önleme için yüksek irtifa tercih edilir.

-Çok kısa menzilli veya topçu roketi de denen BSRBM’ler yani Katyuşa tarzı roketler ise hem çok kısa uçuş süreleri, hem de çok alçak irtifadan uçmaları ve 0-300 km arası menzilleri ile yukarıda saydığım anti-balistik sistemler ile önlenemez. Evet, yanlış duymadınız, milyar dolarlık S-400/300, THAAD, Aster, Patriot gibi sistemler Katyuşa tarzı topçu roketleri karşısında etkisizdir. Diğer bir deyişle S-400 ile Katyuşa vurmaya kalkmak tank topu ile futbol topuna isabet ettirmeye çalışmak gibidir. Kilis ilimize düşen 87 Katuşa roketi ile tecrübe ettiğimiz gibi ne Korkut tarzı uçaksavar sistemleri, ne de Patriot tarzı orta irtifa hava ve füze savunma sistemleri etkili olamamıştır. Balistik füzelerin tamamen ayrı bir sınıfı olan bu türlere karşı dünya da bilinen tek etkili sistem Hizbullah roketlerine karşı İsrail tarafından geliştirilen Iron-Dome’dir. Madem alçaktan uçuyor ise neden hava savunmadan farklıdır diye soracak olursak; 200 km uzaktan gelen bir uçaktan kat kat hızlı oluşu ve uçuş süresinin kısa oluşu reaksiyon zamanının çok düşürmektedir. Ayrıca kesişme yapabilecek olan dev anti-balistik sistemler ise hantal kalmaktadır. Iron-Dome ise hem küçük yapısı, hem hızı, hem de onlara özel radar BMD/radar sistemleri ile bu konuda uzmanlaşmıştır. Oysa dünyadaki yukarıda saydığım sistemlerin çoğu SRBM yani Scud gibi füzeleri önlemek üzere geliştirilmiştir.

IRON-DOME ile ilgili görsel sonucu

-Gördüğüm kadarı ile de hava savunma birlik bazında veya şehir bazında yapılırken, balistik füze savunması çoğunlukla ülke bazında yapılmakta. Çünkü hava savunma füzeleri ile anti-balistik füzeler arasında onlarca kat menzil farkı bulunmaktadır.

Sonuç olarak 2018’lerin dünyasında bir ülkenin kara, deniz, hava ve uzay savunmasını düşünürken sadece gemi, uçak, tank ve zırhlı birlik ekseninde düşünemiyoruz. Siber güvenlikten, C4ISR’ye, ağ merkezli harpten-NCW, KIS (kitle imha silahları) ve özellikle kimyasal ve biyolojik saldırılara karşı önlemler alınmalıdır. 2018’lerin trendi diyebileceğimiz İHA ve drone kullanan asimetrik grupların saldırı teknik ve kabiliyetleri incelenmeli ve IDEF fuarında ASELSAN standında gördüğümüz lazerli tesis koruma sistemleri yaygınlaşmalı / geliştirilmeli.

aselsan lazer tesis koruma sistemi ile ilgili görsel sonucu

Günümüz hava tehditleri çok çeşitli olup eskisi gibi sadece füze ve insanlı uçak, helikopterden ibaret değildir. Gelecekte teknolojiyi yakalayamayan milletler; düşük radar görünürlüğüne sahip olduğu için (Stealth) nereden geldiğinin göremediği insansız tiltrotor hava araçlarının yoğun ateşi ve yine stealth kabiliyetli seyir füzelerinin ilk darbeleri indirdiği bir operasyonda, yine tiltrotorların taşıdığı robot askerlerin saldırısına uğradığında (Japonya’da masa tenisi oynayan insan şeklindeki robotu hatırlayın. Masa tenisi oynayabiliyorsa piyade tüfeği de kullanabilir), ne yapacağını şaşıracaktır. Hatta eğer hedef sadece kritik öneme sahip bir tesis ise birkaç savaş uçağından bırakılan micro drone’lerin saldırısını önlemekte aciz kalacaktır. Bu örnekler çoğaltılabilir.

Ä°lgili resim
Hava savunmaya dönerek noktalamak gerekir ise; modern hava savunması füze savunma ile entegre ve birleşik düşünülmektedir. Sadece hava savunması olan ülkelerin sahip olduğu radarlar anti-radar/radyasyon füzeleri veya salvo balistik füze saldırısı ile yok edileceğinden o işe de yaramayacaktır. Ayrıca denize kıyısı olan ülkeler eğer hava ve füze/balistik füze savunmasını denize taşımamış ise yani deniz tabanlı füze savunması kabiliyetinden yoksun ise asla donanmaları güvende olmadığı gibi anakarası bile yeterince korunmuyor demektir.

Sonuç olarak ayrıntısını başka bir zaman açmak üzere diyebilirim ki, balistik füze savunması uzayda, hava soluyan hedeflere karşı hava savunma ise anakaradan veya armadadan yüzlerce kilometre uzakta başlar / başlamalıdır.

  Sarsılmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu