Tank tarihine göz attığımızda, bir tankın bir coğrafyada çok başarılı olduğunu görürken; bir başka savaş meydanında çuvalladığını, bazı tankların sahaya çıkamadan teknik kapasite yetersizliği yüzünden savaş dışı kaldığını ve aynı tanka sahip iki ülkenin bu tanktan aynı verimi alamadığını görüyoruz. Okumakta bulunduğunuz bu yazıda bu durumu irdeleyeceğiz.
Bir ülke için en iyi tank; hizmet edeceği ordunun gereksinimlerini en iyi karşılayan, görev alacağı coğrafya ve jeolojik yapının gerektirdiği niteliklere sahip olan, hizmet edeceği ulusun doktrinlerini yansıtan ve kendisinden beklenen görevleri en doğru şekilde yerine getirebilen tanktır.
Örnek vermek gerekirse Leopard 2A6 tankları; Doğu Avrupa düzlüklerinde, Rus T-90 tanklarına karşı girilecek tank savaşından galip ayrılmak ve Almanların İkinci Dünya Savaşı’nda dünyaya tanıttıkları Bliztkrieg doktrininde olduğu gibi hızlı ve ani saldırılarla düşmanın düzenli bir savunma kurmasını engelleyip, hızlı bir şekilde düşmanı yok etmeyi amaçlayarak geliştirilmiştir. Düşman hatlarını yarmak için bire birdir.
İngiliz Challenger 2 tankları ise Britanya Adası’nı korumayı birincil amaç olarak benimsemektedir. Sahip olduğu Dorchester zırhı, onu yenilmez kılan en önemli etmendir. Bu zırhın ağırlığının da tanka bir bedeli olmaktadır. 1200 beygirlik motor ve yapılan eklemeler ile 75 tona kadar çıkan tankın muharebe ağırlığı, manevra kabiliyetini çok sınırlamaktadır. Leopard 2A6’ya kıyasla hücum becerisi çok zayıftır.
Bu örnekler uzayıp gider. Her ülke belirli amaçlarda, istenilen özellikleri sağlayan tankları envanterine katar fakat bazı durumlarda oluşan beklenmedik koşullar, tankları hazırlıksız yakalayıp başarısız olmasına neden olabilir. Alman Tiger tankları, İkinci Dünya Savaşı’nda düşman tarafından görev dışı bırakılmasından çok yaşanılan teknik sorunlar yüzünden savaş dışı kalmıştır. M1 Abrams tankları, asfaltta yüksek hareket kabiliyetine sahip iken gaz türbinli motoru onu Irak’ta zor durumlara sokmuştur.
Peki Türkiye için en iyi tank hangisidir?
Aktif olarak tanklarımızın en fazla görev yaptığı Ortadoğu bölgesinin şartları ve bu bölgenin tam bir ATGM cehennemi olması dikkate alınarak, Doğu Trakya düzlükleri ve engebeli Batı Trakya’da başta Yunan unsurlarına karşı başarılı olmak üzere ve Toroslardan Ilgazlara, Orta Anadolu Bozkırlarından Doğu Karadeniz’e ülkemizin her bölgesinde ordumuzun tanktan beklediklerini karşılayabilmek üzere, ALTAY tankı tasarlanmıştır. Her ne kadar henüz başta güç grubu olmak üzere tankın bazı parçaları henüz yerlileşmemiş olsa da yakın gelecekte bunu başardığımızda istediğimiz an, istediğimiz kadar üretim yapabileceğiz. ALTAY’ın genel özelliklerini incelediğimiz de başta Ortadoğu olmak üzere Doğu Avrupa ve Orta Asya pazarına girebilecek olması ile ihracat başarısı yakalama ihtimali de var.
Teknik açıdan inceleyecek olursak, Batı Trakya’da Leopard 2A6 tanklarına karşı etkinlik gösterebilmesi ve Doğu Trakya’ya yapılacak akınları durdurabilmek için ALTAY, L55 ayarında MKE topu kullanmaktadır. Tanktan ateş gücü olarak beklenti oldukça yüksek. Zırh olarak ise oldukça modern, NERA tabanlı, Chobham’a benzer bir yapıda ve bor-karbür esaslı kompozit zırha sahiptir. ROKETSAN ERA ve ASELSAN AKKOR AKS takviyeleri ile ATGM cehennemlerinde ayakta kalacaktır. Abrams tanklarında olduğu gibi gaz türbinli bir motor kullanımı, Ortadoğu’da bizi de yarı yolda bırakabileceği için dizel motor tercih edilmiştir. Hull Down pozisyonunda, özellikle Suriye’de yürütme olduğumuz operasyonlarda sahip olduğumuz kontrol noktalarını koruyabilmek konusunda oldukça başarılı olabilecek kule yanak korumasına sahiptir.
Özetle; ülkemizin ihtiyaç duyduğu, milli olması ile bize ait olan, TSK’nın gereksinimleri ve görev alacağı coğrafyalarda başarılı olabilmesi için gerekli niteliklere sahip olması ile Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları’nda özellikle Leopard 2A4’ler ile yaşadığımız acı kayıpları yaşatmamak için ek çalışmalar yürütülmüş olması sebebiyle ALTAY, ülkemizin için en iyi tanktır. Başka bir bölgede, başka şartlar altında, başka görevleri yürütme konusunda diğer tanklara üstünlük kurabileceği gibi geride de kalabilir. Bu durum, asla ALTAY’ın bizim için biçilmiş kaftan olmasını değiştirmez.
Yazar: Yusuf Metin | Kaynak: SavunmaSanayiST.com
Evet, ben de Altay diyorum ama dikkat : dış basında, yani kökü dışarıda, muzır basında Altay’ın Korenin K2 türevi olduğu yazılıyor. Yıldızlara bakarak ilham alma aşamasına henüz gelmedik. çoğu sistemi de yerlidir. Güç gurubu büyük sorun. Sanırım en ağır tank Altay. 1500 Beygiri MTU vermez. verse bile anasının nikahını ister. Ukrayna motoru zayıf, bir de altı silindirli. Altay’a 1800 üstü motor lazım. Akkor işi hala bitmedi. Pulat dediğimiz acep Ukrayna Zaslon’u mu ? İsrail Trophy’i böyle durumda vermez,biz de almamalıyız. Tank önemli belki ama tankın hakkından gelecek silahlar da aynı önemde. Vel hasıl-ı kelam tank hala önemli, bu ağırlık şart mı ,bir de bunu düşünelim? Rus T-14’ün güç /ağırlık oranlarına bir bakıverin. Almayacağız,kendimiz yapacağız,ama öyle ama böyle.
Tarihimiz boyunca hiç ama hiç yeni ve modern tankımız olmadı. Hep kullanılmış, elden düşme .Bu hep böyle mi gitmeli ? Altay bir şans.İsrail ki Merkava’ları nasıl geliştirdi ve bence en etkin bir tank haline getirdi, bundan ders almak ayıp mı ? İstemediği kadar Abrams’ı hemen alabilirdi, ama almadı.Yani ? Yanisi,sıfırdan tank yapmamalıyız,gerekmiyor da. Önemli olan işimizi görmesi, ordunun memnun kalması. Kore’ye Fırtına obüsler için birim başına 1,6 milyon dolar lisans ödüyoruz bizim de bir sürü katkımız oldu üzerine. Tank’ta da MTU vermeyecekse başka kaynaklara bakalım kendi güç gurubumuz oluşana kadar.