F-35 ekipmanlarının teslimatının durdurulması ne anlama geliyor?

Roketsan-ATMACA-Banner

(Bu içerik SavunmaSanayiST.com’a aittir. Kaynak belirtilmeden kullanılması halinde hak talebinde bulunulacaktır.)

Geçtiğimiz gün akşam saatlerinde haber sayfası Reuters’da yayınlanan bilgilere göre ABD, Türkiye’ye F-35’lerle alakalı ekipmanların sevkiyatını durdurdu. İlk uçaklarını Haziran 2018’de teslim alan Türkiye’nin halen daha bu uçakları, öğretmen pilot eğitimleri ve öğretmen bakım ekibi eğitimleri için ABD topraklarında bulunuyor. Türkiye’nin mevcut durumda Kasım ayına kadar F-35’leri teslim alması, ABD Başkanı Trump tarafından imzalanan yasa ile askıya alınmıştı.

STM Banner

Bildiğiniz gibi S400 hava savunma sistemlerinin satın alınması ile başlayan süreçte daha sonraları Rahip Brunson olayları, dolar üzerinden ekonomik baskılar gibi türlü mevzularla F-35 savaş uçakları devamlı olarak bir şantaj malzemesi olarak kullanıldı. Bugün itibariyle geldiğimiz noktada ise Türkiye’nin F-35 projesinden çıkartılması gündemde. Özellikle son dönemde basına yansıyan “F-35 projesi için Türkiye’nin yerini doldurabilecek ortaklar aranıyor” minvalinde ki haberler de her geçen gün ciddiyetini artırıyor.

f 35 country flags ile ilgili görsel sonucu

Peki, Türkiye’ye F-35 ekipmanlarının sevkiyatının durdurulması ne anlama geliyor?

Türkiye’nin proje kapsamında en az 100 adet F-35A savaş uçağı almayı taahhüt ettiği biliniyor. Ayriyeten Türkiye, yakın zamanda denize indirilecek TCG ANADOLU ve yapımına yakın zamanda başlanacağı tahmin edilen TCG TRAKYA uçakta taşıyabilen amfibi çıkarma gemilerinde kullanmak üzere F-35’in kısa kalkış dikey iniş yapabilen versiyonu olan F-35B savaş uçaklarından da 16 adet almayı planlıyordu. Toplamda 116 adet savaş uçağını içeren alım kapsamında Türkiye, uçaklara çıplak halde 10 milyar dolardan daha fazla para ödeyecek. Bununla beraber bakım ve idame masrafları, mühimmat ve yedek parça masrafları derken Türkiye’nin, F-35 projesi için 20 milyar dolara yakın para harcaması bekleniyor. Bu sebeple Türkiye’nin projeden çıkartılması demek uzun vadede ana üretici firma Lockheed Martin’in ve dolayısıyla ABD’nin 20 milyar dolar zarar etmesi demek.

f-35 money ile ilgili görsel sonucu

Aynı zamanda ABD’nin kendine tam bağımlı olan F-35’ler sayesinde yakın gelecekte birtakım yeni şantajlar yapamayacak olması da Türkiye’nin projeden ayrılması halinde yaşanabilecek potansiyel senaryolar içerisinde yer alıyor. Buna mukabil üretim programında yer alan Türkiye’nin, parça tedariği konusunda da önemli sayılacak bir rolü bulunuyor. Bu sebeple Türkiye’nin projeden çıkartılması, parça tedarik zincirinin de aksamasına yol açacaktır.

Öte yandan Türkiye’nin projeden çıkartılması kısa ve orta vadede Türk Hava Kuvvetleri içerisinde bir kaos yaşanacağını bize açıkça göstermekte. Eskiyen F-4 uçaklarını F-35’lerle değiştirmeyi planlayan Türkiye, Hava Kuvvetleri için 100 adet gibi yüksek bir miktarda F-35 savaş uçağı alacak. Bu alımın gerçekleşmemesi halinde ise Türkiye, yalnızca uzun yıllardır ihtiyacı olan savaş uçaklarını alamamış olmayacak. Aynı zamanda oldukça uzun bir zaman da kaybetmiş olacak.

An itibariyle Erhaç 7. Ana Jet Üs Komutanlığı içerisinde F-35 savaş uçakları için özel hummalı bir çalışma yürütülmeye devam ediliyor. Sevkiyatı durdurulan ekipmanların ise bu üste kullanıldığı biliniyor. Sevkiyatların durması ile bu çalışmalara da ara verilecek gibi gözüküyor. Gelmesi planlanan ilk uçakların ve kurulacak ilk filonun bu üs içerisinde olacağı daha önce basına açıklanan bilgilerden bir tanesiydi.

Türk Hava Kuvvetleri’nin F-35’e kavuşamaması maalesef şuan için küçük veya büyük çaplı –artık orası fikirden fikre değişir- bir kaos demek. Zira 100 adet gibi iddialı bir sayıda alım yapmak demek, “gelecekte hava kuvvetlerinin vurucu gücünü bu uçak üzerine kuracağız” demekle eşdeğer. Bundan ötürü yapılan tüm planların F-35’siz olarak yeniden gözden geçirileceğini, ABD’nin baskısı yüzünden Avrupa’dan da alternatifler arama konusunda sorunlar yaşayabileceğimizi de öngörebiliriz. Bu da bizi başka bir kaos yaşayacağımız Rus veya Çin pazarına itebilir. Şayet böyle olursa ABD ile ilişkilerin kopma noktasını geçtiğini yani doğrudan ilişkilerin koptuğunu söylemek mümkün olur.

Sonuç:

Sonuç olarak ABD’nin ekipman sevkiyatını askıya alması, eninde sonunda bir gün gerçekleşeceği tahmin edilen bir sonun zemini olarak yorumlanabilir. Tahmin edilen bu kaçınılmaz sonun sonucunda ise her iki tarafında büyük çaplı zararları olacaktır. ABD orta doğuda çok stratejik bir konumda yer alan çok stratejik bir müttefikini kaybedecek, Türkiye ise stratejik bir müttefiki ve stratejik teknolojileri kaybederken aynı zamanda yaşanabilecek ambargolar sayesinde büyük krizlere gebe hale gelecektir.

Daha önce de defaten söylediğimiz gibi, SavunmaSanayiST ekibi olarak ne F-35’den ne de S400’den vazgeçilmemelidir. Hem F-35 hem S400 ülkemize çok fazla şey katacak iki sistemdir. F-35’in sipariş sayısı azaltılmalı, yalnızca uçağın bize sağlayacaklarını temin edecek kadar alınmalıdır. Kesinlikle hava kuvvetleri bu uçak üzerine şekillendirilmemelidir. F-35’ten yapılacak feragat ile mümkünse NATO içi fakat ABD dışı 3. Tip bir savaş uçağı hava kuvvetlerine kazandırılmalıdır. S400’e gelecek olursak, Türkiye biran önce mevcut sipariş sayısını 2 katına (4 bataryadan 8 bataryaya) çıkartmalıdır. Bunların yanına Pantsir gibi sistemlerle de öz savunma takviyesi yapılmalıdır.

Bunlar yapıldığı takdirde Türkiye olası kalıcı bir F-35 ambargosunda yaşanacak kaosun boyutunu çok çok düşürerek bu süreçten çıkma imkanına sahip olabilir. Bu veya buna benzer adımlar atılırsa hava gücünü F-35 üzerine kurmak yerine F-35’in üstün kabiliyetlerinden faydalanacak kadar F-35 sahibi olur, bu sayede hava kuvvetlerinin bir ambargo tehdidi ile yılmamasını sağlayabiliriz. Neticede tüm güç F-35’ten oluşursa, kuvvet gayet açık bir şekilde bugün olmazsa yarın ambargo tehdidiyle karşı karşıya kalacaktır. Sayı az tutulduğu takdirde ise olası bir ambargoda mevcut muharip gücün küçük bir kısmı etkisiz hale gelir, neticede Türkiye yalnızca ekstra özelliklerden mahrum kalacak olur. Bu özellikler yabana atılmayacak değere sahip olsa da en azından Türk Hava Kuvvetleri’ni savaş dışı bırakmaz.


Yazar: Abdullah Bekci     Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu