(Bu içerik SavunmaSanayiST.com’a aittir. Kaynak belirtilmeden kullanılması halinde hak talebinde bulunulacaktır.)
Kamuoyunda sürekli olarak ismi geçen fakat gerçek işlevinin çoğu kişi tarafından bilinmediği füze konusu ülkemizde aydınlatılmayı bekleyen konular arasında yer alıyor. Bu yazımızda sosyal medyada veya çeşitli televizyon programlarında konusu geçen, konusunun yanında sürekli bir sınıf veya çeşit olarak birbirinden ayrılan ‘füze’ teknolojisinin ne olduğunu sizlere anlatmaya çalışacağız.
Füze dediğimiz silahlar genel itibariyle yüksek hızlara ulaşabilen, envaiçeşit güdüm sistemine sahip olarak yüksek hassasiyetle vuruş gücüne haiz olan, farklı platformlardan taşınabilme ve atılabilme yeteneğine sahip, hedefleri ve dolayısıyla amaçları çeşitli ve farklı olan, farklı tesir etkilerine sahip günümüzün en modern ve caydırıcı silahlarından biridir.
Genel itibariyle füze dediğimiz kavramı şöyle bir özetledikten sonra şimdide sırasıyla amaçlarına ve yapılarına göre füze çeşitlerinden bahsetmeye başlayalım.
1) Balistik Füze – BF:
Balistik füzeler isimlerini izlediği yoldan alırlar. Yani fırlatıldıktan sonra balistik bir yörüngede hareket ettikleri için bu isimle anılmaktadırlar. Bu silahların amacı sahibini riske atmadan taşıdıkları savaş başlığını hedeflenen bir noktaya ulaştırmaktır. Bu savaş başlığı konvansiyonel olarak isimlendirilen klasik bir patlayıcı olabileceği gibi nükleer, kimyasal, biyolojik vs. savaş başlıkları da olabilmektedir. Füzelerin taşıma kapasitesi değişkenlik gösterebilir. Yalnızca tek bir savaş başlığı taşıyabilen füzelerin yanında birden fazla savaş başlığı taşıma kapasitesine sahip balistik füzelerde bulunmaktadır.
Balistik füzeler menzillerine göre ayrılmaktadır. Bunlar:
- Taktik Balistik Füze (TBM) (150-300 km menzilli)
- Kısa Menzilli Balistik Füze (SRBM) (300-1000 km menzilli)
- Orta Menzilli Balistik Füze (MRBM) (1000-3500 km menzilli)
- Uzun Menzilli Balistik Füze (LRBM) (3500-5500 km menzilli)
- Kıtalararası Balistik Füze (ICBM)’dir. (5500 km ve daha fazla menzilli)
Bunların dışında balistik füze atma kabiliyetine sahip denizaltılarda kullanılan ve SLBM olarak kısaltılan bir balistik füze türü daha bulunmaktadır. Menzili ve taşıdığı savaş başlığı/başlıkları değişebilmekle beraber denizaltından atılmasının dışında genel olarak yukarıda saymış olduğumuz balistik füze türlerinden pek bir farkı bulunmamaktadır.
Balistik füzeler genelde durdurulması en zor silahlardan biri olarak kabul edilir. Bunun sebebi çok yüksek irtifalara kadar yükselip daha sonra yerçekiminin etkisiyle çok büyük süratlerle dalışa geçmelerinden kaynaklıdır. Bunun yanında tespit edilmeleri de oldukça güçtür. Kısaca tespit edilmelerinin zor ve zahmetli olması ve tespit edilse bile muazzam seviyelere yükselen hızlarından ötürü karşılık verilmesinin çok zor olmasından ötürü balistik füzeler ülkelerin karşılaşmak isteyecekleri son tehditlerden biri durumunda yer almaktadır. Yüksek irtifa hava savunma sistemleri tarafından imha edilebilirler. Diğer hava savunma sistemlerinin balistik füzelere karşı reaksiyon göstermesi fazla olası bir durum değildir. BORA füzesi veya SCUD füzesi örnek olarak verilebilir.
2) Kara-Kara Füzesi:
Balistik füzelerden farkı, balistik füzeler kadar yüksek irtifaya çıkamaması ve uzun menzile sahip olmamasıdır. Bu tür füzeler genellikle konvansiyonel harp başlıklarına sahip olup güdümlü topçu roketi olarak da düşünülebilir. Amaçları daha çok belli bir alanı örneğin bir kışlayı, askeri hava üssünü, teröristlere ait bir eğitim veya barınma kampını vs. ateş altına almaktır. TRG-300, TRG-122, MGM-140 Atacms gibi füze sistemleri örnek olarak verilebilir.
3) Hava-Kara Füzesi:
İngilizce’de Air-To-Surface olarak sınıflandırılan Türkçe’ye ise Hava-Kara olarak çevirdiğimiz füzelerin genel amacı hareketli veya sabit kara ve deniz hedeflerini imha etme amacıyla kullanılırlar. Aslında birazdan sayacak olduğumuz Seyir füzesi, Anti-Radyasyon füzesi ve Gemisavar füzesi de bu kategorinin alt başlıklarındandır fakat gerek güdüm sistemleri, gerek menzilleri, gerek çalışma prensipleri sebebiyle bunlardan hiçbirine uymayan fakat havadan karaya atılan füzelerde mevcuttur. AGM-65 Maverick ve Cirit füzeleri bunlara örnek olarak verilebilir.
4) Seyir Füzesi – Cruise Missile:
Medyamızda eskiden Tomahawk’lar sayesinde doğrudan “kruz füzesi” olarak anılan, sonradan yerli ve milli olarak geliştirilen SOM füzelerinin bilgi ve görüntülerinin basına servis edilmesiyle seyir füzesi olarak anılmaya başlanan bu füzelerde yine balistik füzeler gibi kullanıcısına büyük bir caydırıcılık kazandırmaktadır.
Bu füzelerin temel amacı yüksek askeri değere sahip stratejik noktaları, hava savuma sistemlerini, durağan veya hareketli kara ve deniz hedeflerini yüksek hassasiyetle vurmaktır. Üzerinde envaiçeşit güdüm sistemi bulundurmakla beraber havada anlık hedef değişikliği gibi çok özel yeteneklere sahiptir. Boyutları, harp başlıkları, hızları, menzilleri, ekstra diğer bazı özellikleri gibi dinamikler değişkenlik gösterebilir. Hava araçlarının yanında (daha çok destroyer tarzı) deniz platformlarından da atılmaktadırlar. Tüm bunlarla beraber kullanıcısına caydırıcılık sağlamasının bir diğer sebebi ise düşman radarlarına yakalanmamak adına çok çok alçak irtifalardan hedefine ilerlemesi bir diğer özellik olarak sayılabilir. Hava savunma sistemleri tarafından durdurulabilirler.
Uzun lafın kısası subsonik hızlardan hipersonik hızlara, nokta atışına yakın bir kabiliyetle, düşman radarları tarafından tespit edilmeden belirlenen hedefi vurmak için geliştirilmişlerdir.
5) Hava-Hava (AA) Füzesi:
Adından da anlaşılacağı gibi hava araçlarından atılan ve hedefleri düşman hava araçları olan füze çeşitleridir. Güdüm sistemlerine göre ve menzillerine göre ayrılmaktadırlar. Genel olarak iki temel güdüm sistemleri vardır. Bunlar kızılötesi güdüm ve radar güdümüdür.
Kızılötesi güdüm sayesinde füzeler hedef almaları istenen hava araçlarından çıkan ısıya karşı duyarlı hale gelirler. Yani fırlatıldıktan sonra düşman unsurunun yaydığı ısıyı takip ederler. Flare denilen ateş topları sayesinde bu füzelerden kaçınma yapmak mümkündür.
Radar güdümü ise pasif, yarı-aktif ve aktif olmak üzere 3’e ayrılır. Bu güdümün çalışma mantığı füze için hava aracının radarından atılan kilidi muhafaza etmek suretiyle bu radardan gelen veriler ışığında veya füzenin kendi radarından elde ettiği veriler ışığında havada gerçek zamanlı olarak füzenin yönlendirilmesini sağlamak üzerinedir.
Yarı Aktif radar güdümüne sahip bir füze fırlatıldığı platformdan aldığı bilgilerle hedefine ilerler ve çarpışma anına kadar bu iletişimin kesilmemesi gerekir. İletişim kesildiği takdirde füze hedefinden sapabilir.
Aktif radar güdümüne sahip bir füze ise Pitbull denilen kendi radarında hedefini tespit edene kadar geçen süre içerisinde yönünü fırlatıldığı platformun radarından alırken, pitbull olduktan sonra bu radardan gelecek veriye ihtiyaç duymaz. Füze artık kendi kendini yönlendirebilir. Hem aktif hem yarı aktif radar güdümlü füzelere karşı Chaff denilen alüminyum parçacıklar ve elektronik harp sistemlerinden yapılacak karıştırmalar ile füzeleri atlatmak mümkündür.
Pasif radar güdümü ise daha çok anti radyasyonel özellikte olup genelde havadan havaya füzelerde kullanılmamaktadır.
Hava-Hava füzeleri güdüm sistemlerinin yanında birde menzillerine göre sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflar kısa menzilli, orta menzilli ve uzun menzilli olmak üzere 3’e ayrılırlar. Kısa menzilli füzeler genellikle ısı güdümlü; orta ve uzun menzilli füzeler ise genellikle radar güdümlü olmaktadırlar. Genellikle süpersonik hızlara sahiptirler. Gelişen teknoloji ile birlikte hava araçlarının durumuna göre, mesafeye göre, hıza göre vs. kaçılması zor veya kolay olabilir. Gökdoğan ve Bozdoğan füzeleri, AIM-120 Amraam ve AIM-9 Sidewinder gibi füzeler örnek olarak verilebilir.
6) Hava Savunma Füzesi ve Anti Balistik Füze:
Hava savunma sistemleri çok genel bir ifadeyle bir ülkenin toprakları ve karasuları üzerinde kalan hava sahasının yabancılara ve gelebilecek tehditlere karşı kontrol edilmesini ve korunmasını sağlayan sistemlerdir. Bu sistemlerin hedefleri döner veya sabit kanatlı hava araçları, seyir füzeleri, karadan karaya atılan füzeler ve balistik füzelerdir.
İrtifalarına ve menzillerine göre ayrılmakla beraber bazı füzeler yalnızca hava araçlarına karşı, bazı füzeler ise yalnızca balistik füze gibi silahlara karşı olmak üzere de ayrılabilirler.
İrtifaya göre ayıracak olursak:
– Çok alçak irtifa HSS (4-5 km irtifa / 8 km menzil)
– Alçak İrtifa HSS (5-10 km irtifa / 10-15 km menzil)
– Orta İrtifa HSS (10-15 km irtifa / 15-50 km menzil)
– Yüksek İrtifa HSS (20+ km irtifa / 90-250 km veya daha fazla menzil)
Bu sistemler hava araçlarına karşı etkili olmakla birlikte sistemlerin kullandığı bazı füzeler seyir füzesi, balistik füze vs. gibi silahlara karşı da etkili olabilmektedir. Bunların dışında yalnızca balistik füze vurmak için geliştirilen bazı sistemlerde vardır. Bunlar “Anti-Balistik Füze” olarak hava savunma sistemlerinden ayrı tutulabilirler.
Anti balistik veya hava savunma olsun tüm sistemler sabit bir statüde konuşlu olabileceği gibi, bir savaş gemisinde de konuşlu durumda bulunabilir. Ayrıca paletli veya tekerlekli kara araçlarına yüklenerek mobilite özelliği de kazanabilirler. Bunların dışında omuzdan atılan ve MANPAD olarak tabir edilen hava savunma füzeleri de mevcuttur.
Klasik patlayıcılı bir harp başlıklarına sahip olup süpersonik ve hatta hipersonik hızlara ulaşabilirler. Genellikle radar güdümlü veya ısı güdümlü olarak üretilirler. Manevra kabiliyetleri oldukça yüksektir.
Füzelerin teknolojik anlamda gelişmişlik seviyesine göre düşman uçaklarının karşılaşıp karşılaşmama isteği değişebilir. Günümüzde kullanılan modern hava savunma füzeleri mesafeye bağlı olmakla beraber savaş uçakları için oldukça ciddi bir tehdittir. Anti balistik füzeler ise balistik füze vurma konusunda her zaman çok başarılı değillerdir bu yüzden matematiksel anlamda düşük olarak algılanabilecek vuruş oranları esasen büyük başarı olarak kabul edilmektedir.
S400, Patriot, Hisar, Siper, Iron Dome vs. gibi sistemlerde kullanılan füzeler bu başlık için örnek olarak gösterilebilir.
7) Anti-Radyasyon Füzesi:
Anti radyasyon füzeleri ya da daha kolay anlaşılacak şekilde “Anti-Radar” füzeleri. Pasif radar güdüm sistemi sayesinde radyasyonun yoğun olduğu noktaya yönelerek kara ve denizlerde konuşlu radar statülerini imha etmek amacıyla kullanılır. SEAD olarak kısaltılan “Hava Savunma Baskısı” görevlerinde kullanılmak üzere geliştirilmişlerdir.
Klasik patlayıcılı harp başlığı taşırlar. Süpersonik hızlara ulaşabilirler. Tespit edilmeleri ve imha edilmeleri zordur. Spesifik olarak karada ve denizde konuşlu hava savunma sistemlerinin radarlarını etkisiz hale getirmek için kullanılırlar. Bunun yanında Jamming denilen elektronik karıştırma işlemlerinin yapıldığı Kara-SOJ sistemlerini hedef alma ihtimalleri de vardır. Zira pasif radar güdümlü olması hasebiyle yoğun radyasyon yayan statülere yönelebilirler. Bu sayede örneğin Koral gibi sistemlerin imha edilmesi içinde kullanılabilirler.
AGM-88 HARM füzesi örnek olarak verilebilir.
8) Tanksavar (ATGM) Füzesi:
Adından da anlaşılacağı üzere tank ve zırhlı araçlara karşı geliştirilmiş olup aslında patlayıcı ile etki etmekten daha çok, hedef aldığı platformun zırhını delmeyi amaçlar. Bu sayede örneğin tank mürettebatının bulunduğu bölüme kadar gelen harp başlığı görece küçük bir patlayıcı içermesine rağmen koca bir tankı içinde ki mürettebatla birlikte imha edebilir.
Genel itibariyle lazer güdüm sistemine sahiptirler. 1 km’den 25 km’ye kadar menzilleri değişmektedir. Kara konuşlu halde atıcılardan atılabileceği gibi, omuzdan atılabilen versiyonları da vardır. Ayriyeten kara araçlarına ve hava araçlarına da entegre olabilirler.
Umtas, Omtas, Javelin, Kornet, Tow vs. örnek olarak sayılabilir.
9) Gemisavar Füzesi:
Veya diğer adıyla anti-gemi füzesi. Gemilere karşı kullanılan güdümlü füzelerdir. Bu füzeler gemilerden, karadan, kara araçlarından, denizaltılardan, uçaklardan ve helikopterlerden atılabilirler.
Genellikle Sea Skimming denilen denizi yalayarak uçma özelliğine sahiptirler. Bu şekilde tıpkı seyir füzeleri gibi düşman radarlarına yakalanmamak adına çok alçak irtifadan hedeflerine ilerlerler. Hedeflerine yaklaştıklarında ise ani bir şekilde irtifa kazanarak yükselip, daha sonra hedeflerine doğru dalışa geçerler.
Bu füzelerde envaiçeşit güdüm sistemine sahiptirler. Havada hedef güncellemesi yapabilirler. Menzilleri değişkenlik göstermekle birlikte günümüzün modern gemisavar füzeleri 160-180-200 km ve hatta daha fazla menzillere ulaşabilir. Harp başlıkları genel olarak klasik konvansiyonel harp başlığıdır. Ses hızının altında süratlere sahip olabileceği gibi ses hızının üstünde olan modellerde mevcuttur.
Atmaca, Harpoon, YJ-81 gibi füzeler örnek olarak verilebilir.
Daha farklı özelliklere sahip olan farklı füzeler bulunmakla birlikte genel anlamda çeşitleri ana olarak bu başlıklar altında toplayabiliriz.
Yazar: Abdullah Bekci Kaynak: SavunmaSanayiST.com