(Bu içerik SavunmaSanayiST.com’a aittir. Kaynak belirtilmeden kullanılması halinde hak talebinde bulunulacaktır.)
Geçtiğimiz günlerde ABD tarafından yapılan açıklama ile tahmin edilenden de ciddi bir krize dönüşeceği anlaşılan “S400 mü F-35 mi?” mücadelesi tekrar alevlendi. Haliyle sosyal medyada bulunan hemen herkes bu konu hakkında analizler/yorumlar yapmaya başladı. Bizde bizim yorumumuzu merak edenler için kısaca bir analiz ve durum değerlendirmesi yapacağız. Yazımızda sırasıyla F-35’lerin ve S400’lerin Türkiye için öneminden bahsedecek, bu platformların alternatifleri olup olmadığını inceleyecek ve olası bir F-35 ambargosunun sonuçlarını değerlendireceğiz. En önemlisi ise bunu “F-35 Türkiye için vazgeçilemeyecek bir teknoloji” ve aynı zamanda “Satın alınan S400 sayısı sistem/batarya sayısı artırılmalı” görüşlerini savunan bir düşünce yapısı ile yapacağız. Yani okuyabileceğiniz en tarafsız analizlerden birini yapmaya çalışacağız.
F-35 Lighting II Savaş Uçağı:
F-35 hakkında daha önce çokça kez teknik bilgiler vermiştik. “Tüm detaylarıyla F-35” ve “F-35’in karanlık yüzü: ALİS” başlıklı yazılarımızı okumadıysanız F-35 hakkında yazdığımız ve F-35 için en önemli ilk 2 diyebileceğimiz bu yazılarımızı okumanızı tavsiye ederiz. Teknik bilgileri bir kenara bırakacak olursak herkesin anlayacağı bir dille F-35’lerin Türkiye için öneminden bahsedelim.
F-35 savaş uçakları Türkiye için en başta 5. Nesil bir savaş uçağına üretici vasfıyla sahip olmanın en kolay yolu. 5. Nesil savaş uçakları çağımızın getirdiği yeniliklerin çok büyük bir kısmını sağlıyor. “Game Changer” olarak nitelendirilen F-35’te şuanda kullanıcısına çok büyük yenilikler ve avantajlar sağlıyor. Bu yüzden Türkiye’nin F-35’e sahip olması demek, Türk Hava Kuvvetleri’nin çok büyük bir kuvvet çarpanına sahip olması demek.
Fakat tabii ki bu kadar gelişmiş bir teknolojinin birde dezavantajları bulunuyor. Detaylı açıklamasının linkini az önce yukarıda verdiğimiz ALIS yazılımı F-35’in en büyük handikaplarından birisi. Kabaca ABD’nin başka ülkelere sattığı tüm F-35’lerin harbe hazırlık oranlarına kadar çeşitli verilere ulaşmasını sağlayan bu yazılım aynı zamanda F-35’in yedek parça lojistiğini de otonom ve ABD’ye tam bağımlı bir hale getiriyor. Bu sebeple tayyarenin ABD çıkarlarına ters bir operasyonda kullanılması oldukça zor.
F-35’in alternatifi yok mu?
Yine daha önce defalarca açıkladığımız gibi F-35 savaş uçaklarının an itibariyle maalesef bir alternatifi bulunmuyor. Bu noktada bilgili/bilgisiz hemen herkes “F-35 yoksa Su-35 alırız, Rusya Su-57 verir, Çin’den J-31 alırız” gibi mantık çerçevesinden çok uzak yorumlarda bulunuyor. Fakat bu tür yorumlarda bulunan kişiler tarafından alternatif olarak sunulan uçaklara şöyle bir baktığımızda F-35 için gerçek anlamda bir alternatif bulmak şöyle dursun, Hava Kuvvetleri içinde bir kaosa sebep olacak öneriler olduğunu görüyoruz. “Rus uçakları neden tercih edilmiyor” başlıklı makalemizde bu konuyu tüm ayrıntılarıyla ele almaya çalıştık ve bu konuyu aslında defalarca kez açıkladık. (Ne mutlu ki artık biraz olsun savaş uçağı değiştirmenin binek araba değiştirmekle eş değer bir şey olmadığını sosyal medya hesaplarımızda siz değerleri takipçilerimizin yaptığı yorumlarda da görmeye başladık. Umarız bunu savunma sanayi ile alakalı herkese anlatabiliriz.) Teknolojik ve lojistik anlamda tüm sıkıntıları bir kenara bıraksak bile gerek Su-35’in, gerek Su-57’nin, gerekse J-31’in haiz olduğu kabiliyetlere bakarak bu uçakların F-35’e gerçek anlamda bir alternatif olmadığını da rahatlıkla kavrayabiliriz. Üstelik bu noktada hem Rusya’nın hem de Çin’in ellerinde ki son teknolojiyi Türkiye’ye vermesini bir ön kabul olarak addediyoruz.
S400 Triumf Yüksek İrtifa Hava Savunma Sistemi:
“S400 Hakkında Yanlış Bilinenler”, “Tehditlere karşı S400’leri nereye yerleştirmeliyiz?” ve “Türkiye için Katmanlı Hava Savunma” başlıklı yazılarımızda ve çeşitli başka yazılarımızda çokça kez teknik detaylarından bahsettiğimiz S400 sistemine gelecek olursak;
S400 sistemi ile an itibariyle Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde hiçbir şekilde bulunmayan bir silah sistemine sahip olacak. Teslimatlar tamamlandığında, yapılan açıklamalara göre 4 farklı bölgeye yerleştirilebilecek toplamda 128 adet atışa hazır füzeden oluşan bir kalkan edinmiş olacağız. Buna benzer kalkanlar çevre ülkelerde özellikle İsrail ve Suriye’de yoğun ve aşılması çok güç şekilde bulunuyor. Bunların dışında ise komşumuz Yunanistan sahip olduğu sistemler ile fena sayılmayacak bir hava savunma şemsiyesine sahip. Türkiye ise on yıllardır bu tür sistemlerin eksikliğini yaşıyor. ABD’ye yapılan Patriot talebinin kongre kararı ile reddedilmesi, Çin ile ortak üretimi yapılması planlanan HQ-9 projesinin iptal edilmesi derken son olarak hava savunma sistemi ihtiyacının yerli ve milli olarak karşılanmasına karar verilmiş fakat bunun yanı sıra acil ihtiyaç kapsamında Rusya’dan S400 sistemi tedarikinin de yapılmasına karar verilmiştir.
S400 sayesinde Türkiye, senelerdir yalnızca savaş uçakları ile sağladığı hava sahası güvenliğini artık çok daha kolay ve efektif şekilde sabit sistemlerle gerçekleştirebilecektir. S400 sistemi, şuanda pazarda satın alınabilecek en teknolojik sistemlerden bir tanesi ve gerek menzil, gerekse irtifa anlamında alternatif olarak sunulan sistemlere oranla çok daha gelişmiş bir yapıya sahip.
Tüm bunların yanında ise tıpkı F-35’te olduğu gibi S400’lerde de birtakım dezavantajlar bulunmakta. Bunlardan en çok göze batanı S400’ün Türkiye’de bir radar ağına bağlanamayacak olması. Bu sebepten ötürü S400’ler tam randımanlı şekilde çalışamayacak olup, özellikle balistik füze vurma konusunda büyük sıkıntı yaşayacaklar. Benzer şekilde seyir füzelerine karşı da zor durumda kalmaları kuvvetle muhtemel zira çok alçak irtifadan hareket eden bu tür füzeler, dünyanın yuvarlaklığından ötürü deniz seviyesinde bile ancak hedefe çok çok yaklaştığında fark edilebiliyor. Bunların haricinde Stealth karakteristiği olan F-22, F-35 gibi uçaklara karşı da S400’lerin zor durumda kalabileceğini söyleyebiliriz. Bunların sebebi az önce belirttiğimiz gibi sistemin bir radar ağına bağlanamamasından kaynaklı. Havadan erken ihbar ve kontrol uçakları, uydular, kara radarları gibi tümleşik bir yapıya dahil edebilsek S400’ler çok daha performanslı çalışabilir lakin yine de hava soluyan hedef dediğimiz uçak, helikopter, iha gibi platformlara karşı S400’ler ülkemizin elini hayli güçlendireceklerdir.
S400’ün alternatifi var mı?
Nasıl ki F-35 savaş uçağı teknolojilerinin zirvesini temsil edip alternatifi bulunamıyorsa, S400’de aynı şekilde hava savunma teknolojilerinin zirvesini temsil edip tam anlamıyla bir alternatifi bulunamıyor. Bunu biraz daha açmak gerekirse şöyle diyebiliriz: “F-35 yerine başka uçak bulursunuz ama onun gibisini bulamazsınız”. Aynı şekilde S400 yerine satın alacak HSS bulursunuz ancak S400’ün yapabileceklerini yaptıramazsınız…
SAMP-T, Patriot, HQ-9 vs. derken birkaç adet orta-yüksek irtifa HSS ismi sayabiliriz, hatta buna yerli ve milli olarak geliştirilmesi hedeflenen SİPER HSS’yi de ekleyebiliriz lakin bunların hiçbiri acil koduyla aldığımız S400 kadar efektiflik sağlamayacaktır. Patriot ve SAMP-T sistemleri NATO radar ağına bağlanabilecek sistemler olmaları hasebiyle avantajlı gibi gözükebilir. Balistik füze veya seyir füzesi vurma konusunda evet bu bir avantajdır ancak söz konusu uçar unsur vurmaya gelince gerek menzil, gerek irtifa, gerekse teknik başka detaylar yüzünden yine S400’ler daha avantajlı konumda yer almaktadır.
F-35 veya S400 hak ettiğinden fazla mı rağbet görüyor?
Bunun cevabı hem evet hem hayır.
Hayır, çünkü S400 Türkiye’ye büyük caydırıcılık sağlayacak bir sistem. Evet, çünkü S400 alınca ABD ile denk güce erişmeyeceğiz veya atışa hazır 128 füze ile ABD’ye, Rusya’ya, Çin’e karşı bir caydırıcılık kazanmayacağız. Sadece Yunanistan, Mısır, Suriye gibi çevre ülkelere karşı bu caydırıcılığı sağlayabileceğiz. Türk ana akım medyasında S400 maalesef çok yanlış anlaşılmış bir sistem haline geldi. S400 evet oldukça gelişmiş ve kabiliyetli bir sistem, devamlı olarak vurguladığımız gibi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne büyük bir güç kazandıracak. Amma ve lakin 1-2 sistem S400 satın aldık diye ABD bizden korkacak, NATO işgaline karşı bu sistemler Türkiye’yi kurtaracak falan değil. Halk arasında ki tabirle “Allah Kudreti” değil yani bu sistemler…
Bu yazdıklarıma farklı bir perspektifte olmalarına rağmen F-35’i de dahil edebiliriz. F-35 ilk zamanlar mükemmel bir uçak olarak lanse edildi. Sonra projede çeşitli sorunlar çıktı bu defa yerin dibine sokuldu. Uçak Türkiye’ye teslim edilmeye yakın tekrar arşa çıkarıldı. S400 meselesi dolayısıyla ambargo uygulanma ihtimali sert şekilde deklare edilince bu defa tekrar çok kötü bir uçak olarak lanse edildi. Bu yalnızca bizim medyamız için geçerli. Rus medyası her daim F-35’i kötülemekle, kendi uçaklarını övmekle meşguldü. ABD medyası ise birebir aynı şekilde F-35’i allayıp pulladı, Rus uçaklarını ise eleştiri yağmuruna tuttu.
Netice itibariyle ise ülkemizde şuanda baskın 3 görüş hakim hale geldi. Bunlar Anti S400’cüler, Anti F-35’ciler ve bu ikisi arasında gidip gelenler olarak sınıflandırılabilir. Maalesef ki 3 görüşte ziyadesiyle hatalı.
Peki, olası F-35 ambargosuna karşı ne yapılmalı?
Gelelim şuanda konuşulması en mühim olan konulardan bir tanesi olan ambargo konusuna. Yukarıda sebebiyle anlattık; F-35’in bir alternatifi yok. Dolayısıyla Türkiye’nin F-35 alması engellendiği takdirde Türk Hava Kuvvetleri’nin A planı olarak nitelendirebileceğimiz öncelikli planları bozguna uğrayacaktır. (Elbette ki bir B planımız vardır ancak neticede güzel olan plan A planıdır.) Bunun yanında Deniz Kuvvetlerimiz de TCG-ANADOLU ve TCG-TRAKYA gemilerimizi uçaksız kullanmak durumunda kalacaklardır. Bunlar kısaca Türk hava gücüne vurulacak darbelerden bazıları. F-35’in içerdiği teknolojilere STOVL denilen kısa kalkış dikey iniş özelliği de dahildir. Şuanda dünya üzerinde buna yapabilen yegane savaş uçağı olarak AV-8B Harrier’lar örnek verilebilir lakin Harrier’larda artık ömürlerinin son demlerini yaşamaktadır. Bundan dolayı HvKK’nın yanı sıra DzKK içinde alternatif bulunmamaktadır.
Uzun lafın kısası F-35 ambargoya takıldığı takdirde ülkemizin hava gücü önemli ölçüde zarar görecek olup, telafisi kısa vadede mümkün olmayan eksiklikler yaşanacaktır.
Tabi böyle bir şey gerçekleştiği takdirde enseyi karartacak da değiliz. “F-35 ambargosuna karşı neler yapılabilir?” başlıklı yazımızda da belirttiğimiz gibi eksik/fazla, iyi/kötü başka tip bir uçak bulunur ve bu uçaklar öyle veya böyle bir şekilde kullanılır. Bunun bir benzerini S400 içinde söyleyebiliriz. Şimdiye kadar S400’ün alınmaması konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı lakin aynı F-35 gibi mecbur kalındığı takdirde S400’ünde bir şekilde yerine koyacak sistem bulunur.
Sonuç:
Ne S400, ne de F-35 öyle kolaylıkla vazgeçilebilecek teknolojiler değil. Sosyal medyada sıklıkla gördüğümüz alternatif sunma çabalarının ne kadar beyhude olduğunu da zannediyorum tasdik etmiş olduk. Dolayısıyla –şahsi yorumumuza göre- ülkemizin ne S400’den ne de F-35’ten vazgeçme gibi bir lüksü yok.
Bu noktada yapmamız gereken doğru bir politika ile süreci yönetmek ve en nihayetinde iki sisteme de aynı anda sahip olmak. Eğer bunu başarabilirsek ciddi anlamda çok önemli bir işin hakkından gelmiş oluruz. Öbür türlü F-35 veya S400’den herhangi birini alamadığımızda ise batmasak da spesifik bazı konularda çok zor günler geçiririz.
İşte tüm bunlardan ötürü “S400 mü yoksa F-35 mi?” sorusuna “her ikisi birden” demekten başka çaremiz yok.
Yazar: Abdullah Bekci Kaynak: SavunmaSanayiST.com
S 400 ler teslim edildikten sonra ASELSAN tarafindan s400 sistemine entegre edilmek üzere radar üretilebilir mi?
Teknik olarak mümkün.
S400 meselesi ni tamamen siyasi olarak düşünüyorum.Amerika bize 1940 lı yıllardan beri silah vererek bizi hem teknik anlamda hemde siyasi anlamda kendine bağlamıştır . Öyle ki montajlarını bizim yaptığımız F 16 ları bile ;yaptığımız anlaşmalar gereği %100 kendi insiyatifimizle kullanamıyoruz;Örneğin 2010 yılında anadolu kartalına çilileri davet ettiğimizde değil F16 larla birlikte eğitim yapmak aynı hava alanında bulunmasına bile karşı çıktılar ve üste bulunan bütün F16 ları sırf bu yüzden malatyaya taşımak zorunda kaldık.Buları nerden biliyorum ; O dönem hava kuvvetlerinde tümgeneral rütbesinde olan beyazıt karataş paşamızın yazdıklarından.İsteyen inceleyebilir.Rahip bronson meselesinde olduğu gibi her dikte ettiğini yaptırmaya çalışan bir amerika var karşımızda Bu burada kalmıyacak.Biz taviz verdikçe ; İranla olan ilişkimizden tutun pkk yla olan açılım sürecine kadar abd Türkiye ye baskı uygulayacak. Benim şahsi fikrim S400 konusunda kesinlikle dik durmalıyız.
Hayır üretilrmez. Teknik olarak mümkün değil.
Alternatifsiz diye bi kavram yoktur hele hele bu durum türk milleti için asla geçerli degildir.hem f 35 in hemde s 400 ün mutlaka ama mutlaka alternatifi vardır..örneğin su 37 leri ele alirsak bu uçakları rusyadan yazilimsiz ve içi bos alarak kendi sitemlerimize entegre edebiliriz ayni durum su 57 icinde gecerli su 57 bir avci ucaği ama neden olmasınki hem su 37 hemde su 57 alinabilir f 35 lere verilicek parayla..kaldi putin bu konuda bayağı bir cömert davraniyor türkiyeye karsı teknolji transferide dahil olmak üzere..dediğim gibi alternatifsiz diye bi kavram yok…
Her iki silahta önemli … ama s400 daha önemli … atağa geçtiğimiz dönemde elbetteki f35 büyük avantaj … lâkin yakın zamanda pek atak yapacak gibi görünmüyor … bu sebep den dolayı savunma anlamında tabiki s400 … bölgedeki hava kontrolü daha önemli…
F35 ler S400 lerden 100 misli daha önemli ve acil. Dünyada hiçbir hava savunma sistemi 5 inci nesil bir uçak kadar önemli olamaz. Ruslar 5 nesil uçak yapamıyor S57 fiyasko ile sonuçlandı. Keşke her ikisininde alabilsek. Hem S400 hemde F35
Tarihe iyi bakıldiginda viyetnam ABD savaşında yine İsrail Suriye savaşında ABD Rus hava savunma sistemlerini komik hale getirdi.
Şunu iyi bilin Mesela EF 22 uretlileli yırmi yil oldu Rusya hela buna rakip bir uçak uretemedi
En önemli nokta şu ki EF 22 avcı uçağını vurmak için aynen bu kalitede uçak üretebilir ki bu uçağı vuracak teknoloji es 400 de olsun.
S400 bizi ağır bombardıman uçaklarının korur. Diğer küçük uçaklar uçaksavar ile vurulabilir. Bu sebeple s 400 çok önemli. F16 lar yaşlı. Kim 1986 model arabaya biniyor. F16 durumu bu. Fakat zor şartlar altında yazılımı elimizde olduktan sonra bizi yerli jet kadar götürebilir. F35 mi s400 mü sorusu aslında asıl tehdit abd-israil mi yoksa Rusya mı sorusudur. Bence bu sorunun cevabı bellidir
Sorunuzun cevabı: ABD veya İsrail ne kadar tehditse Rusya’da bir o kadar tehdit.
Eyüp bey kardeşim biz S400 leri kime karşı kullanacağız? Türkiye için şu anda en öncelikli tehdit Pkk terörü ancak bunların elinde S400 lerin kullanımını gerektirecek bir silah yok roket atsalar bile S400 ler bunları vuramaz ama Patriot PAC3 vurur. Ancak hiçbir hava savunma sistemi yerdeki teröristlere karşı F35 kadar etkili olamaz o yüzden öncelik herzaman uçaktır.
Amerika nın istemediği hiçbir operasyonda F-35 ler kullanılmayacaksa pkk yı ypg ii nasıl vuracazz
Arkadaşlar s400 ler pkk gibi dağınık ve düzenli olmayan düşmanlar için alınmadı, zaten pkknın s400 le savunmamızı gerektirecek bir şekilde bize saldırma şansı yok, bu sistem konvansiyonel bir savaşta herhangi bir devlete karşı ülkemizin savunulmasına destek için alındı, aynı zamanda doğu akdenizdeki mücadelemizde elimizi güçlendirecek, ülkemizi de saldırıya açık bir halden kurtaracak bir sistem, lütfen mantıklı yorumlar yapalım. Ancak alınan sayı da füze sayısı da yetersiz, inşallah ortak üretimle bunların sayısını artırırız, benim anlamadığım nokta neden yerli radarlarımıza entegre edilemiyor, bu sistem alınırken bunun altyapısının da hazırlanması gerekirdi, çafrad gibi gelişmiş radarlarımız var, bunu yapabiliyorsak, böyle bir sistemi de entegre edebilecek bir yeteneğimizin olması gerektiğini düşünüyorum, acaba bu çalışma sessizce mi yürütülüyor?
Şuan için ÇAFRAD NATO sistemleri ile entegre çalışacak gibi duruyor. O yüzden S-400 ile beraber çalışamıyorlar.
YANLIŞ ANLAMADIYSAM S400 Ü AĞ MERKEZLİ HARP SAVAŞ SİSTEMİNDE KULLANAMIYORUZ. KENDİ RADARINDA NEYİ YAKALARSA ANCAK ONA KARŞI KULLANILABİLİYOR.