Milli harp sanayiinin geliştirilmesi yönünde gerçekleştirdiği çalışmalar aracılığıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücüne güç katan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) ile merak edilenleri, TSKGV Genel Müdür Vekili Sayın Tümgeneral (E.) Sadık PİYADE’ye sorduk.
SavunmaSanayiST.com: TSKGV’nin kuruluş sürecine ait bilgi verebilir misiniz?
Sadık PİYADE: 1964 yılında Türkiye’nin yaşadığı Kıbrıs bunalımı, savunma gereksinimlerinin karşılanması konusunda müttefik dahi olsa diğer ülkelere bağımlı hale gelinmesinin risklerini ve savunma gereksinimlerinin yerli imkânlarla karşılanmasının önemini ortaya koymuştur.
1965 yılında kurulan “Türk Donanma Cemiyeti”, özellikle çıkarma gemilerinin yapımına yönelik olarak “Kendi Gemini Kendin Yap” kampanyası çalışmalarını yönlendirmiştir. Benzer biçimde “Türk Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı” da ulusal havacılık sanayimizi geliştirmek amacıyla 1970 yılında kurulmuştur. Türkiye, 1974 yılında gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında, silah ambargosu ile karşı karşıya kalmış ve bunun olumsuz etkilerinin azaltılması maksadıyla modern ulusal savunma sanayinin ilk adımlarını atmıştır. Aynı yıl “Türk Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı” kurulmuştur.
Anılan Vakıflar faaliyetlerine 1987 yılına kadar başarıyla devam etmişlerdir. Müteakiben Yüce Milletimizin bağışları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin savunma sistem ve ürünlerini modern teknolojiye dayalı olarak geliştirmek için kurulan Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakıfları, 17 Haziran 1987 tarihinde 3388 Sayılı Kanunla birleştirilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı 26 Eylül 1987 tarihinde faaliyete başlamıştır.
SavunmaSanayiST.com: Vakfın, Türk Savunma Sanayindeki görevi ve önemli faaliyetleri nelerdir?
Sadık PİYADE: Vakfımızın Kuruluş Amacı; “Milli harp sanayimizin geliştirilmesi, yeni harp sanayi dallarının kurulması ve harp silah araç ve gereçlerinin satın alınması suretiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin savaş gücünün artırılmasına katkıda bulunmak üzere milletimizin maddi ve manevi desteğini sağlamak” olarak belirlenmiştir. Vakıf Bağlı Ortaklıklarını (VBO) oluşturan ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, HAVELSAN, İŞBİR ve ASPİLSAN tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin silah ve sistemlerinin yenilenmesi veya modernizasyonu açısından ihtiyaç duyduğu kritik yerli, milli ve özgün sistemlerin ileri teknolojilerle temin edilmesi hedeflenmiştir.
Vakfımız, Mütevelli Heyeti’nin kararları doğrultusunda, Bağlı Ortaklıklarının etkin ve verimli faaliyet göstermelerini stratejik seviyede yakından takip etmekte, stratejik konularda şirketlere yönlendirmede bulunmakta ve gerekli koordinasyonu sağlamaktadır.
Ayrıca TSK Projelerinde kullanılmak üzere her sene Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na kaynak aktarılmakta ve böylece TSK’nın gücünün artırılmasına katkı sağlanmaktadır.
Vakfın en önemli faaliyetlerinden biri de IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarını icra etmektir. IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, TSKGV Mütevelli Heyeti’nin 24 Ocak 1992 tarihinde aldığı “Savunma Sanayiini kapsayan fuar hizmetlerinin Vakıf sorumluluğunda yürütülmesi” kararına istinaden, 1993 yılından itibaren iki yılda bir tekli yıllarda, Millî Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, TSKGV Genel Müdürlüğü yönetim ve sorumluluğunda düzenlenmektedir. IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarları, 1993-2019 yılları arasında 14 defa başarıyla icra edilmiştir. Türkiye’nin bir dünya markası haline gelen IDEF’te elde edilen başarının artırılarak sürdürülmesi maksadıyla, 25-28 Mayıs 2021 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek IDEF 2021 15’inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı çalışmalarına devam edilmektedir.
SavunmaSanayiST.com: TSKGV’nin yönetim ve organizasyon yapısı ne şekildedir?
Sadık PİYADE: TSKGV Genel Müdürlüğü, en üst yönetim organı olan Mütevelli Heyeti tarafından alınan stratejik kararlar aracılığı ile verilen yetki çerçevesinde faaliyetlerini yürütmektedir. Genel Müdürlük; Vakfın yürütme organıdır. Mütevelli Heyeti’nin aldığı kararların uygulanmasının yanı sıra Vakıf çalışmalarının amaca uygun bir şekilde sürdürülmesinden sorumludur.
2017 yılı sonunda Kanun Hükmünde Kararname yoluyla yapılan düzenleme ile Vakfın yönetim yapısında değişikliğe gidilmiştir. Buna göre TSKGV’nin Mütevelli Heyeti; Sn.Cumhurbaşkanı başkanlığında, Sn. Cumhurbaşkanının görevlendireceği Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı’ndan oluşmaktadır. Mütevelli Heyeti’ne bağlı olan bir Yönetim Kurulu yapısı da ihdas edilmiş olup, bu kurulun üyeleri henüz atanmamıştır.
Vakfın İstanbul, İzmir ve Mersin’de Temsilcilikleri bulunmaktadır.
SavunmaSanayiST.com: Vakfın, hisselerinin %50’den fazlasına sahip olduğu Bağlı Ortaklık olarak adlandırılan kaç şirketi vardır, ana faaliyet alanları ile ilgili kısa bilgi verebilir misiniz?
Sadık PİYADE:
ASELSAN A.Ş.: 1975 yılında TSK’nın haberleşme cihaz ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kurulmuştur. TSKGV’nin %74,2 hissesine sahip olduğu ASELSAN, özgün ürünleri ile dünyada bir elektronik devi haline gelmiştir. Faaliyetlerini Ankara’da sürdürmektedir. Şirket, Türkiye’de Askeri ve Sivil Haberleşme Sistemleri, Aviyonik Sistemler, Elektronik Harp ve İstihbarat Sistemleri, Radar Sistemleri, Hava Savunma Silah Sistemleri, Entegre Silah Sistemleri, Komuta-Kontrol-Haberleşme-Bilgisayar-İstihbarat Sistemleri, Seyrüsefer ve Güdüm Sistemleri, Anayurt Güvenliği Sistemleri, Siber Güvenlik, Mikro elektronik, Trafik Sistemleri, Deniz Sistemleri, Elektro-Optik Sistem ve Ürünlerin tasarımı, geliştirilmesi ve imalatı, sistem entegrasyonu, modernizasyonu ile satış sonrası hizmetleri alanlarında teknoloji merkezi konumundadır.
TUSAŞ A.Ş.: 1984 yılında kurulmuştur. Şirket, sabit ve döner kanatlı hava platformlarından uydu sistemleri ve insansız hava araçlarına kadar entegre havacılık ve uzay sanayi sistemlerinin tasarım, geliştirme, modernizasyon, üretim, entegrasyon ve yaşam döngüsü destek süreçlerinde Türkiye’nin teknoloji merkezi konumundadır. TSKGV, Ankara’da bulunan şirketin %54,5 hissesine sahiptir.
ROKETSAN A.Ş.: 1988 yılında kurulan ve Ankara’da bulunan şirket, roket, füze, hava savunma füze sistemleri, karadan karaya çok namlulu topçu roket sistemleri, hassas güdümlü mühimmat, uydu fırlatma ve itki sistemleri tasarım ve üreticisidir. Ayrıca Balistik Koruma Merkezindeki imalat ve Ar-Ge faaliyetleri ile yerli sanayi içinde öncü konumdadır. TSKGV, şirkette %55,33 paya sahiptir.
HAVELSAN A.Ş.: 1982 yılında kurulan ve Ankara’da bulunan şirkette TSKGV %99,5 payla hissedardır. Şirket, yurtiçinde ve yurtdışında askeri kamu, özel sektör müşterileri için görev ve emniyet açılarından kritik sistemler geliştirmekte ve çözümler sunmakta, katma değerli, dünya çapında Komuta, Kontrol, Bilgisayar, Haberleşme, İstihbarat, Keşif, Gözetleme (C4ISR) Sistemleri, Hava ve Savunma Sistemleri, Deniz Savaş Yönetim Sistemleri, Simülatör ve Eğitim Sistemleri, Hava Komuta Kontrol ve Yönetim Bilgi Sistemleri, Siber Güvenlik Sistemleri, Enerji Yönetim Sistemleri geliştirmekte, İşletme ve Bakım-Onarım Hizmetleri vermektedir.
İŞBİR A.Ş: 1977 yılında Balıkesir’de kurulan şirket, alternatör, jeneratör, konvertör, elektrojen grupları, elektrik panoları tasarımı ve geliştirilmesi, üretimi, test ve kalifikasyonu faaliyetlerinde bulunmaktadır. Şirkette TSKGV %99,9 payla hissedardır.
ASPİLSAN A.Ş.: Türk Silahlı Kuvvetlerinin askeri pil ihtiyacını karşılamak üzere 1981 yılında Kayseri Organize Sanayi Bölgesinde Kayseri’li vatandaşların yaptıkları bağışlarla kurulmuştur. TSKGV, %98,3 payla şirkette hissedardır. ASPİLSAN, her türlü taşınabilir Nikel-Kadmiyum (Ni-Cd), Nikel-Metalhitrit (Ni-MH), Alkali, Lityum Batarya Bloğu, Nikel Kadmiyum Uçak Akü Hücresi ve Komple Uçak Aküsü, Endüstriyel Amaçlı Pil Blokları, Batarya Şarj Cihazları, Laboratuvar Test ve Kontrol Sistemleri alanlarında faaliyet göstermektedir.
SavunmaSanayiST.com: Söz konusu şirketlerin Türk ve Dünya Savunma Sanayindeki konumları nelerdir?
Sadık PİYADE:
Türk Savunma Sanayi içinde VBO’nun önemli kalemlere ait payları 2018 itibariyle incelendiğinde; 8,7 Milyar Dolar düzeyindeki toplam Net Satışların %40’ının, 2,2 Milyar Dolar düzeyindeki İhracatın %38’inin, 67.239 kişi çalışanın %27’sinin VBO’ya ait olduğu görülmektedir. 1,4 Milyar Dolar Ar-Ge harcamasında Vakıf şirketlerinin payı %62’dir.
VBO’nun Türk sanayindeki konumunun da önemli bir gösterge olduğu kıymetlendirilmektedir. İstanbul Sanayi Odası’nın (ISO) her yıl Türkiye’deki en büyük şirketleri üretimden satış verilerine göre sıraladığı İSO 500 sıralamasındaki yerleri incelendiğinde, bir önceki yıl;
- 20’inci sırada yer alan ASELSAN, 2018 yılında 15’inci sıraya,
- 28’ncı sırada yer alan TUSAŞ, 2018 yılında 22’inci sıraya,
- 273’üncü sırada yer alan HAVELSAN ise 2018 yılı sıralamasında 153’üncü sıraya yükselmiştir.
- 75’inci sırada yer alan ROKETSAN, 2018 yılında 85’inci sırada yer almıştır.Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yayımlanan sıralamada 2018 yılında Türkiye’nin en büyük 108’inci ihracatçı şirketi ASELSAN, 25’inci şirketi ise TUSAŞ’dır.Dünyadaki en büyük 100 savunma sanayi şirketini satış rakamlarına göre sıralayan ve bu alanda en prestijli yayın organlarından biri olarak kabul edilen Defense News’in 2018 yılı sıralamasında ASELSAN 52’nci, TUSAŞ 69’ncu sırada yer alma başarısını göstermiş, ROKETSAN ise 89’uncu sırada yer almıştır.VBO’nun 16 Ar-Ge Merkezi ve 15 Teknokentinde toplam 9.004 kişi istihdam edilmektedir.
SavunmaSanayiST.com: Mevcut durumda giderek etkinleştiğini gördüğümüz Vakfın tanıtım faaliyetleri ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Sadık PİYADE: Vakfın en önemli tanıtım faaliyetlerinden biri IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarını icra etmektir. Kısa sürede savunma, güvenlik, denizcilik, havacılık ve uzay sanayii alanlarında önemli bir uluslararası tanıtım, pazarlama ve iş birliği platformu haline gelen IDEF, katılımcı firma ve heyet sayısı itibarıyla dünyanın en büyük dört savunma sanayii fuarından biri olmuştur.
Vakfın diğer önemli tanıtım ve halkla ilişkiler aracı olan Fahri Tanıtım Kurulları (FTK); Türkiye’nin 80 il ilçelerinde, Türk Milleti ile TSK arasında var olan gönül köprüsünü güçlendirmek amacıyla kurulmuştur. Türkiye çapında bir toplardamar gibi faaliyet gösteren FTK’lar; Valiler ve Kaymakamların Onursal Başkanlığında, bölgenin gönüllü ileri gelenlerinden oluşmaktadır. Vakfa bağışta bulunan bağışçılarımız artık Vakıf ailesinden biri olarak kabul edilmekte ve sağlık sorunları ile de yakından ilgilenilmektedir.
Vakıf ve VBO’ların tanıtımına yönelik tüm televizyon kanallarında yayınlanan Kamu Spotları, tanıtım filmleri ve Outdoor TV’ler, sosyal medyada instagram ve twitter hesapları; Vakfın aktif tanıtımı kapsamında kullanılmaktadır.
SavunmaSanayiST.com: VBO’nun mevcut durumda devam eden ve Türk Savunma Sanayi ve TSK’nın harekât ihtiyacı açısından kritik öneme sahip projeleri hakkında kısa bilgi alabilir miyiz?
Sadık PİYADE:
- Milli Muharip Uçak: Bu proje ile 2030’lu yıllardan sonraki muharip uçak ihtiyacının karşılanması amaçlanmaktadır. Özgün tasarımında azami ölçüde yerli sanayi kullanılmaktadır. İki yıl sonra Ön Tasarım Gözden Geçirme (PDR: Preliminary Design Review) safhası tamamlanacaktır.
- ATAK Helikopteri: TUSAŞ’ın özgün ürünü olan helikopterin, menzili 537 km ve havada kalış süresi 3 saattir. Göreve uygun olarak UMTAS anti tank füzesi, CİRİT füzesi veya STINGER füzesi yüklenebilen helikopter, TSK tarafından aktif bir şekilde kullanılmaktadır. 56 adet ATAK helikopterinin teslimatı yapılmıştır.
- MİLGEM: Teslimatı yapılan Milli Korvet Projesi kapsamındaki gemilerde azami yurtiçi katkı payı ile geliştirilen savaş yönetim sistemi GENESİS ile ADVENT entegrasyonu dahil olmak üzere tüm tasarım ve analiz aşamaları millidir. Heybeliada, Büyükada, Burgazada ve Kınalıada, teslim edilen gemilerin isimleridir.
- HÜRKUŞ: TUSAŞ tarafından geliştirilen yeni nesil temel eğitim uçağıdır. 1478 km menzillidir. 1,5 ton yük taşıma kapasitelidir, 30 sn ters uçuş kabiliyetine sahiptir ve şok dayanıklı iniş takımları bulunmaktadır.
- ANKA: İnsansız Hava Aracının (İHA) menzili 200+ km’dir. 24+ saat havada kalış süresine sahiptir. Hede, gözetleme, keşif ve teşhis amaçlıdır.
- AKSUNGUR: Yüksek faydalı yük kapasiteli İHA olan AKSUNGUR 2020’de teslim edilecektir. 750 kg. yük taşıma kapasitelidir. İhracat kabiliyeti yüksek bir üründür.
- HİSAR Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemleri: Alçak İrtifa Hav Savunma Sisteminin(HİSAR- A) ilk atışlı testi 2013 yılında icra edilmiştir ve menzili 15 km’dir. Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sisteminin (HİSAR-O) savaş uçağı tespit kabiliyeti 40-60 km, sistem önleme menzili 25 km. olup, ilk test uçuşu 2014’de icra edilmiştir. Havadan karaya atılan füzelere ve İHA’lara karşı etkindir ve dost düşman tanıma kabiliyetine sahiptir. ASELSAN ana yükleniciliğinde başarıyla Taşıdığı yüksek çözünürlüklü görüntüleyici kızılötesi arayıcı başlık ile hassas hedefleme sağlamaktadır. Otomatik hedef algılama ve küresel konumlandırma güdüm sistemleri ile donatılabilmektedir. Sistemi Hisar-A, 2020 yılında envantere alınacaktır. Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi Hisar-O’nun ise harp başlıklı tam atım füze atışlı testleri icra edilecektir.
- GÖKTÜRK: Gerek askeri istihbarat, gerek kamu kurum ve kuruluşlarının gözlem ve araştırma ihtiyaçlarının milli imkânlarla karşılanmasında önemli kazanımlar sunan Göktür 1, Göktürk 2 ve Göktürk 3 uyduları, yüksek çözünürlüklü radar uydu görüntü kapasitesine sahiptir.
- Hava SOJ: Tehdit ülkelere karşı gerçekleştirilecek taaruzi hava harekatında her türlü radar ve haberleşme imkanının, tehdit bölgesine girmeden dinlenmesi, karıştırılması amacıyla hava platformuna entegre edilmiş bir sistemdir. Diğer adı GÖLGE programıdır.
- SOM-J Seyir Füzesi: Taşıdığı yüksek çözünürlüklü görüntüleyici kızılötesi arayıcı başlık ile hassas hedefleme sağlayan seyir füzesi, ihraç kabiliyeti yüksek bir üründür. Otomatik hedef algılama ve küresel konumlandırma güdüm sistemleri ile donatılabilmektedir.
- ÇAFRAD Radarı: ASELSAN tarafından geliştirilen çok amaçlı faz dizinli radardır. ÇAFRAD içindeki radar sistemleri, platformlara ayrı olarak entegre edilebilmektedir.
SavunmaSanayiST.com: Türk Savunma Sanayinin mevcut durumda gündemindeki en önemli konu sizce nedir?
Sadık PİYADE: Gerek ihtiyaç duyulan kritik teknolojilerde, kendi özkaynakları ile başlatılan birçok Ar-Ge projesi ile gerekse yurtiçi ve yurtdışı şirket satın alımları yoluyla yerli, milli ve özgün sistem, ürün ve platformların geliştirilmesine yönelik çalışmalar, VBO tarafından Stratejik Planlar çerçevesinde yürütülmektedir. Özgün ürünler geliştirilmesi ve bunları seri üretime dönüştürülerek milli savunma sanayinde dışa bağımlılığı azaltmak maksadıyla Şirketlerimiz teknoloji olgunluk seviyelerinin yükseltilmesine odaklanmaktadır. İhraç lisansına tabi kritik alt malzemelerin milli imkânlarla geliştirilmesi, önem verilen konuların başında gelmektedir.
Yatırım açısından; teknolojik yetkinliklerinin ve kapasitelerinin artırılması maksadıyla İŞBİR’in seri alternatör üretimine yönelik yatırımı ve ASPİLSAN’ın Lityum İyon pil üretimi üretim tesisi kurulması amacıyla başlanan yatırım faaliyetleri devam etmektedir.
Projeler açısından başlıcaları; ASELSAN ana yükleniciliğinde başarıyla sürdürülen ve ROKETSAN’ın da alt yüklenicilerinden biri olduğu Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi HİSAR-A’nın 2020 yılında envantere alınması planlanmakta; diğer taraftan Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi HİSAR-O’nun ise harp başlıklı tam atım füze atışlı testlerinin icra edilmesi planlanmaktadır. Türkiye’nin ilk hava-hava füzesi Göktuğ Projesi kapsamında geliştirilen Bozdoğan Hava-Hava Füzesinin, uçaktan test atışlarının tamamlanmasının ardından envantere girmesi planlanmaktadır. TUSAŞ tarafından üretilen ATAK Faz-2 Taarruz Helikopterinin teslimatlarına başlanacaktır. HAVELSAN tarafından Malezya için üretilen AV-8 zırhlı kara aracı simülatörünün montajı ve A320 tam uçuş simülatörünün Türk Hava Yolları’na teslimatının da 2020 yılı içerisinde gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.
SavunmaSanayiST.com: Türk Savunma Sanayinde alt yüklenicilerin ve KOBİ’lerin önemini nasıl değerlendiriyorsunuz? VBO tarafından da KOBİ niteliğindeki yerli alt yüklenicilere aktarılan iş payları ile yerli sanayinin gelişmesine doğrudan katkıda bulunulmakta. Bu konuda bilgilendirmede bulunabilir misiniz?
Sadık PİYADE: Yerli katkı payının artırılmasında yıllardır etkin rol oynayan VBO KOBİ’lere aktarılan iş payları, istihdama katkı ve katma değeri ile ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaya devam etmektedir. VBO tarafından ana entegratör konumunun güçlendirilmesi, yurt içi alt yüklenicilerden azami ölçüde faydalanılarak ana faaliyet alanlarında iş ekosistemi oluşturulması ve teknolojinin tabana yayılması da odaklanılan önemli süreçlerden biri olup, Şirketlerimizin ekosistemlerine dâhil olan alt yüklenici sayısı her geçen gün artmaktadır. 2018 yılında Vakıf şirketlerinin 3.656 yurt içi, alt yüklenicisi bulunmaktadır. (2019 yılsonu verileri henüz netleşmemiştir.)
SavunmaSanayiST.com: Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Sadık PİYADE: Son olarak TSK ile Türk Milleti arasındaki gönül köprüsünü kuvvetlendirmeyi, Vakfın etkin yönetimini, eş zamanlı olarak VBO’nun etkin gözetimini, yönlendirilmesini ve aralarında iş birliği ve koordinasyonu icra ederek, TSK’yı güçlendirme amacının yerine getirilmesine devam edilecektir.
Hisse sahibi olduğu VBO aracılığıyla Türkiye’nin savunma sanayiinde ileri teknolojilere sahip, yerli, milli ve özgün tasarım açılarından küresel ve rekabet gücüne sahip bir ülke konumuna getirilmesine olan katkıların artırılmasına, VBO’nun teknolojik, mali ve finansal verimliliğine yönelik gelişimlerinin ölçülebilir performans göstergeleri ile izlenmesine, VBO’nun insan kaynağının geliştirilmesine, Vakfın etkin tanıtımının sürdürülmesine, IDEF Fuarının dünyadaki savunma sanayi fuarları arasında ilk üçe girmesine odaklanılacaktır.
TSKGV Genel Müdür Vekili Sayın Tümgeneral (E.) Sadık PİYADE’ye, misafirperverlikleri için teşekkür ederiz.
Kaynak: SavunmaSanayiST.com
Sizler de “BAĞIŞ” yazıp 1987’ye göndererek, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na 10TL tutarında destekte bulunabilirsiniz. Tüm projelerin bir an önce hayata geçtiğini görmek dileğiyle…