Söyleşi: Tuğamiral Mehmet SARI

Roketsan-ATMACA-Banner

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı’nın (SSB) destekleriyle düzenlenen 9’uncu Deniz Sistemleri Semineri, 14-15 Ekim tarihleri arasında başarıyla icra edildi. Etkinliğin gerçekleştirildiği iki gün boyunca savunma sanayii firmaları tarafından geliştirilen ürünler sergilenirken,  bazı kurum ve kuruluşlar tarafından ise deniz sistemleri özelinde çeşitli sunumlar gerçekleştirildi.

9’uncu Deniz Sistemleri Semineri kapsamında, Türk Savunma Sanayii Firmaları ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca geliştirilen yerli silah/sensor sistemleri ve icra edilen faaliyetlerle ilgili olarak bir sunum gerçekleştirilen Millî Savunma Bakanlığı Tersaneler Genel Müdür Yardımcısı Tuğamiral Mehmet SARI; SavunmaSanayiST.com’a, Türk Savunma Sanayii özelinde birtakım açıklamalarda bulundu.

STM Banner

Tuğamiral Sn. Mehmet SARI tarafından yapılan açıklamada, “Türkiye’de birçok alanda bir kabiliyet ve tecrübe oluşmuş vaziyette. Hatta, yurtdışından gelen birçok bilim adamı mahiyetinde insanımız da var. Son hadiselerden sonra ülkesine dönüp hizmet etmek isteyen bir dünya vatandaşımız olduğunu veya Türkiye gönüllüsü yabancı ülke vatandaşlarının olduğunu da biliyoruz. Türkiye olarak şu başarıyı biz geçmişte yaşadık; projelendirdiğimiz, başlattığımız projelerin neredeyse tamamına yakınında çok yüksek başarı, proje için öngörülen zaman içerisinde oluştu. Şu ana kadar yapılamayan bir şey varsa, muhtemelen burada bütçeleme, programlama ve planlama eksikliği vardır. Yoksa, başlayıp da bitiremediğimiz ve başarıyla tamamlayamadığımız bir proje yok. Bu yüzden benim, karar makamındaki arkadaşlarıma yegâne tavsiyem; silah, sensör ve platform noktasında dışarıdan tedarik edilen ne varsa, bunun ihtiyacını doğru bir şekilde ortaya koyup, bütçesini doğru şekilde planlayıp, doğru insanlarla yola çıkıp; devlet, vakıf veya özel sektör firmaları ile çalışmak ve sabırla beklemek suretiyle bu işler yapılabilir.

Platform ihtiyaçlarının tedariki ile üzerinde bulunacak silah ve sensörlerin projelendirilip, eş fazlı olarak yürütülmesi lazım. Her şeyi hazır ürün olarak ortaya koymak doğru değil çünkü bir platform projemiz bile bazen on sene sürebiliyor. On sene içerisinde, o silah ve sensor sistemi de zaten evrilmek zorunda kalıyor çünkü yeni tehditleri karşılayabilmek için kabiliyetin sürekli güncellenme ihtiyacı var. Yani elektronikte bir kaide var, 2-3 senede bir teknolojik ürün yarılanıyor. Dolayısıyla, yerli ve milli sistemlerin başlatılması için bile bu başlı başına çok önemli bir done. Çünkü, yabancılarla başlattığımız projeler zaten çok eski projeler olmak durumunda.

Bugün bir projeye başlıyorsak, en az on sene önce operasyonel olmuş bir sistemi veriyorlar. Bizim bugün projelendirmeye başladığımız sistem, beş ila on sene sonra hizmete giriyor ve yarı ömür modernizasyonuna kadar yirmi sene boyunca sistemler aynı kalıyor. Bu şu anlama geliyor: platform yabancıdan olduğu için, bunun modernizasyonu hem yüksek maliyetli olacak hem de belki ihraç versiyonu olduğu için bunu güncellemek istemeyecekler. Dolayısıyla ben, 30 ila 40 sene boyunca eski teknolojiye sahip sistemler ile düşmana mukavemet etmek zorunda kalacağım. Halbuki yerli olarak geliştirdiğimiz sistemi, donanımsal ve/veya yazılımsal açıdan yıldan yıla güncelleme imkânım var.

Güncel tehdit parametrelerini karşılayabilecek şekilde güncelleme şansım olacak. Bu sebepten ötürü; memleket içerisinde doğru projelendirildiği, planlamasının doğru yapıldığı, bütçelendirilmesinin de zamanında yapıldığı taktirde yapılamayacak hiçbir platform, sensor, silah, makine, motor, vb. projenin olduğuna inanmıyorum. Hepsini yapabileceğimizi değerlendiriyorum. Türk milleti yaptıklarıyla zaten bunu ispat etti.

Şu ana kadar yapılanlar, yapılabileceklerin teminatıdır. Bizde bu potansiyel var, bu potansiyeli gördükleri için yabancılar da bu sistemleri yapabileceğimizi anladıkları anda, Türkiye prototipleri geliştirmesin diye daha önce ihraç kontrolüne soktukları sistemleri, hemen hükümetler seviyesinde satışa çıkarıyorlar. Çünkü başarılırsa, Türkiye hem kendi savaş platformlarına bu yerli sistemleri koyacaklar hem de ihracat potansiyeli olduğu için bizim potansiyel pazarımızı düşürecekler diye, bizi bizden daha yakın bir şekilde takip ediyorlar.

Maalesef, geçmişte bazı projelerimiz buna kurban edildi. Bundan sonra inşallah daha akılcı olmak suretiyle, bizim yurtdışından tedarik projelerimiz ile yurtiçinde yürüyen projeleri aynı anda masaya yatırıp, kendi karşılayabileceğimiz sistemlerin yurtdışından alınmamasına azami dikkat ve gayret göstermemiz gerekiyor” ifadelerine yer verildi.


Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir Yorum

  1. Bazı konularda komutanıma katılıyorum bazı konularda ise şunu söylemek isterim.Biz ülke olarak yabancılar tarafından öyle bir yere konulmusuz ki yapılan talaşlı imalatı yapsınlar.fakat bunu yaparken bize bağlı kalsınlar.imalati yapacak tezgahlardann hepsi ya alman ya japon veyahut abd ürünü.Ben 26 senelik çalışma hayatım boyunca Yerli CNC tezgahı görmedim.Yerli CMM cihazı görmedim.Ustune bunları almak için milyonlarca euro para ödeniyor.keza yedek parça ve bakım masrafları hiç anlatmayalim.Birde projelerden bahsetelim yapılan ürünlerin çizimleri kendine özgü tasarımlar değil hep taklit.gerek savunma sanayinde gerek otomotiv veya özel sanayi çalışmalarında hep taklit ürünler.Bu ülke binlerce mühendis yetiştiriyor.Fakat aldıkları eğitim günü kurtarmaya yarıyor.iBence bu iki konu için ülke olarak ciddi adımlar atmamız gerekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu