Yakın Hava Desteği (CAS)’nin Tarihi ve Geleceği

Roketsan-ATMACA-Banner

Yakın hava desteği (CAS); sabit kanatlı uçaklar ve helikopterler tarafından dost kuvvetlere yakın olan düşman hedeflerine karşı, yerdeki birliklerle bağlantılı olarak havadaki platformların gerçekleştirdiği bir operasyon türüdür. Yakın hava desteği, ortak ateş desteğinin bir unsuru olarak düşman hedeflerini yok etmek, düzenini bozmak, bastırmak veya geciktirmek için saldırı ve/veya savunma operasyonlarında destekleyici ateş gücü sağlar. Savaş alanlarının en ünlü ve başarılı CAS uçağı A-10 Thunderbolt II yani namı diğer “BRRRRRT”dır.

Birkaç program iptali ve erken emeklilik girişiminden kurtulan ve 2028 yılına kadar göreve devam edecek olan A-10 Thunderbolt II, Fairchild Republic Corp. tarafından 1975 ve 1984 yıllarında üretilen, özellikle yakın hava desteği (CAS) uçağı olarak tasarlanmış bir platformdur. Adını Republic Aircraft tarafından üretilen 2. Dünya Savaşı’nın ünlü uçaklarından biri olan P-47 Thunderbolt’tan almıştır. Ancak alışılmadık görünümü nedeniyle genellikle takma adı “Warthog” ile anılır. Uçağı ünlü yapan, burun kısmındaki 30mm’lik topu ve topun çıkardığı sestir.

STM Banner

A-10, yeni nesil bir saldırı uçağı ihtiyacı için 1966’te başlatılan A-X programı kapsamında geliştirildi. Uçaktan beklenilen öldürücülük, hayatta kalma ve basit olmak gibi özelliklerdi. Düşük hızda ve yükseklikte mükemmel manevra kabiliyetine sahip A-10’un birincil rolleri arasında yakın hava desteği, ileri hava kontrolü, muharebe arama ve kurtarma (CSAR) ve özel operasyonlar bulunmaktadır.

a-10

Soğuk Savaş sırasında, Avrupa savaş alanının uçaklar için acımasız bir hayatta kalma mücadelesine sahne olması bekleniyordu. Sovyet birlikleri, onlarla birlikte hareket edebilen mobil yerden havaya füzeler (SAM) ve radar yönlendirmeli silah sistemlerine sahipti.

A-X program ofisi, bir Sovyet motorize tümeninin 14.5 mm’den 57 mm’ye kadar 582 AAA parçasına sahip olduğunu hesapladı. Bunların 522’si 14.5 mm makineli tüfek, 38’i 23mm top ve tüm tümende sadece 18 sistem, radar güdümlü (4 müfreze ZSU-23-4’ün) idi. Varşova Paktı’nın yarattığı tehdit, 1970’lerde büyük ölçüde ortaya çıktı ve uçak, Avrupa ortamında gün ışığında ve alçak irtifada savaşmak için tasarlandı.

Tek koltuklu uçağın titanyum zırh ile korunan pilotuna geniş görüş açısına sağlayan bir kanopisi bulunmaktadır. A-10, uçuş kontrol sisteminin parçalarını da koruyan titanyum zırh ile yakın hava desteği sırasında önceki uçaklardan daha iyi hayatta kalma kabiliyetine sahiptir. Uçak, zırh delici ve 23 mm’ye kadar yüksek patlayıcı mermilerin doğrudan vuruşlarında hayatta kalabilir. Çeşitli tipte güdümlü ve güdümsüz mühimmat taşıyabilen, yapılan iyileştirmeler ile hizmet ömrü uzatılan ve gece görüş görüntüleme sistemleri de eklenen uçakların kabiliyetleri arttırılmıştır.

Mart 1976’da, Davis-Monthan Hava Kuvvetleri Üssü’ndeki 355. Taktik Eğitim Filosu, A-10 Thunderbolt II’yi alan ilk birimdi. İlk yurtdışı dağıtımları İngiltere, Japonya ve Almanya’yı içeriyordu. A-10, 1991’de Körfez Savaşı sırasında ilk kez muharebede kullanıldı ve çok güvenilir ve etkili bir uçak olduğunu kanıtladı. 8000+ sortide 70 uçak isabet almasına karşın sadece 6 A-10 uçağı kaybedilirken, uçuşlarda 987 tank, 926 topçu, 501 zırhlı araç, 1,106 kamyon, Scud füze siteleri, yüzeyden havaya uçaksavar füzesi (SAM) siteleri ve 2 helikopteri imha etti. Uçak, o zamandan beri Kosova, Afganistan, Irak ve Suriye gibi birçok bölgede görev yaptı ve yapmaya devam ediyor.

Zaman içinde gelişen teknolojiye bağlı olarak CAS görevlerinin karşısındaki tehdit hem stratejik hem de taktik olarak değişti.

İmha edilen S-75 Dvina SAM Sistemi

Mısır’ın tedarik ettiği SA-6 Kub SAM ve ZSU-23-4 Shilka uçaksavar araçları, 1973’deki Yom Kippur Savaşı sırasında İsrail uçaklarına Sina Yarımadası’nda zor anlar yaşattı ve İsrail 102 savaş uçağı kaybetti. Çöl Fırtınasında, Irak radar tehdidi 72 saat içinde etkili bir şekilde düşürüldü, sadece etkili bir şekilde bastırılması imkansız olan uçaksavar topları ve IR güdümlü füze sistemleri işlevsel kaldı. Çöl Fırtınasında vurulan uçakların büyük çoğunluğu hedef bölgede vuruldu ve çoğu isabet, Irak kara birlikleri üzerinde dolaşan A-10, AV-8 ve F-18 gibi uçaklara oldu. Başarılı bir şekilde hedef alınan uçakların çoğu, hedef bölgede tekrarlanan saldırılar yaptıkları veya kara birliklerinin yakınındaki tehdit alanında dolaştıkları için isabetlere maruz kalmışlardır.

Avrupa’da EF-111 Raven, F-4C ve F-4G Wild Weasel Elektronik Harp uçaklarının hava savunmasını baskıladığı büyük kuvvetlere karşı savaş için hazırlanan hava kuvvetleri, 1991’den beri sürekli asimetrik tehditlerle uğraşıyor. Varşova Paktı çoktan gitti. Hava savunması ve uçaksavar topçusu (AAA) gelişti. Artık var olmayan bir tehdit dizisine karşı tasarlanan A-10’un birincil radar güdümlü AAA rakibi ZSU-23-4 ve ZSU-57-2 idi. Dönemin IR güdümlü füzeleri SA-9 ve SA-7 iken, SA-8 Sovyet envanterindeki tek mobil kısa menzilli SAM idi.

A-10’un üretimde olduğu 70’lerde, Sovyetler 23mm’nin yetersiz öldürücülük ve kısa etkili menzili nedeniyle daha büyük çaplı silahlara geçmeyi değerlendiriyordu. Radar kontrollü 2 adet 35mm topu bulunan Alman Gepard sisteminden de etkilenmişlerdi. 1980’lerde 30mm top ve füze kombinasyonu bulunan SA-19 Tunguska sistemini hizmete almaya başladılar.  Benzer şekilde, SA-6’nın yerini alan SA-11/17 Buk, SA-15 Tor ve SA-22 Pantsir gibi yeni SAM sistemleri ile SA-24 Igla-S ve SA-25 Verba Manpads sistemleri eski muadillerinden önemli ölçüde daha ölümcül olacak şekilde tasarlanmıştır.

A-10 Warthog uçaklarının emekliliği ABD Hava Kuvvetleri için karar verilmesi zor bir konu olsa da A-10 üzerinde devam eden tartışma kısa vadede çözüldü. A-10, uçuş maliyeti giderek daha pahalı olan yaşlı bir uçak ama emekli olduğunda yerini dolduracak bir uçak olmadığı için ABD Kongresi, hava kuvvetlerinden A-10 uçaklarını kullanmaya devam etmesini istedi.

Hava Kuvvetleri, yeni bir saldırı uçağının (A-X2 veya OA-X) gerekli olduğu pozisyona doğru ilerledikçe, kalıcı bir sorun ortaya çıkmaya devam ediyor: ne tür bir uçak yüksek tehdit ortamında CAS görevleri yapabilir? A-10 için tehlikeli olabilecek gelişmiş hava savunma sistemleri ve yapısının bulunduğu bir ortamda F-35 daha iyi bir alternatif olabilir mi?

F-35 projesinin hedeflerinden biri de envanterdeki A-10 uçaklarının da yerini almasıydı ve er ya da geç savaş alanının A-10 gibi uçaklar için çok tehlikeli olacağına ve görevini daha görünmez, daha hızlı bir uçağa bırakması bekleniyor. Eleştirmenler, F-35’in uygun bir silah ve mühimmattan yoksun olduğunu, tasarımının uygun olmadığını ve düşman ateşinde hayatta kalamayacağını iddia ediyorlar.

f-35

Bir ABD Hava Kuvvetleri subayı ise, F-35’in hava savunma sistemlerine gözükmeden orta irtifada savaş alanının etrafında dolaşmasına ve  “orada olduğumu bilmeden tehdit etmeden” hedef almasına izin veren yöntemler kullanarak CAS ve SEAD gerçekleştirebileceğini iddia etti.

F-35’in kullanılabileceği bir senaryoda ABD Kara Kuvvetleri, düşman hava savunma şemsiyesi altında iken havadan ateş desteğine ihtiyaç duyuyor. Hava savunması o kadar şiddetli ki, eski nesil uçaklar işe yaramıyor, sadece F-35’in uzun menzilli mühimmatları ile kuşatılmış birliklere destek olunabiliyor. Diğer taraftan bu tür bir ateş desteğinin, uzun menzilli topçu tarafından en iyi şekilde sağlanabileceği gibi kara gücünün bu senaryodaki duruma düşmesi pek olası görülmemekle beraber varsayılan hava savunma seviyesi F-35 için bile çok ölümcül olabileceği de karşı görüş olarak sunulmaktadır.

Gerçekte ise sadece Rusya ve Çin, bu nitelikte önemli bir tehdit oluşturan güç yapısına ve tasarıma sahiptir. Çin Halk Kurtuluş Ordusu tarafından istila edilme tehlikesiyle karşı karşıya olunabilecek bir konumda konuşlanmış ABD Kara Kuvvetleri yok. Çin anakarasına amfibi bir harekat yapılırsa da hiçbir CAS desteği o denizcileri hızlı yok edilmekten kurtaramaz. Çin’in güneyde bir Kuzey Kore saldırısına katılacağı beklentisi benzer şekilde olası değildir. Sonuç olarak yüksek bir tehdit CAS ortamı Çin’e karşı olmayacaktır. Diğer taraftan Rusların Baltık’ta kalıcı olarak konuşlanmış ABD birliklerine karşı harekatta bulunması mümkün olabilir.

HÜRKUŞ-C

ABD Hava Kuvvetleri, A-10 uçaklarının yerini alacak uçak çalışması kapsamında F-35 haricinde bizdeki Hürkuş-C muadili turboprop motorlu silahlı hafif taarruz uçakları ile T-38 eğitim uçaklarının yerini alması için geliştirilen turbojet motorlu T-X uçağının silahlı modelini de değerlendirmektedir. Halihazırda ABD Özel Kuvvetleri için operasyonel testler için 3 adet A-29 Super Tucona Hafif Taarruz Uçağı sipariş edilmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde CAS görevleri için özel bir platform bulunmamaktadır. 90’lı yıllarda ABD’nin envanter dışına çıkardığı 50 kadar A-10 uçağı teklif edilmişse de gerek uçakların durumu gerekse kuvvetin tercihini silahlı helikopterden yana kullanması nedeniyle A-10 uçaklarının envantere girmesi mümkün olmamıştır. Terörle mücadele kapsamında sahadaki birliklerin ihtiyaç duyduğu yakın hava desteği silahlı helikopterler ve hava kuvvetlerinin F-16 ve F-4 uçakları ile sağlanmaya çalışılmıştır. TUSAŞ tarafından tasarlanan turboprop motorlu Hürkuş-B eğitim uçağı üzerinden Hürkuş-C silahlı hafif taarruz uçağı da geliştirilmektedir.


Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir Yorum

  1. Her şeamette gene de bir nimet ve ders olduğu doğruysa eğer, bu dersi alabilenler içindir. F-35 ve de B tiplerini vermemeleri iyi oluyor, artık verseler bile almamalıyız. A-10’ları bize kakalayamadılar, şükürler olsun Allahım. Evet, uçaklar müthiş ama bize lazım değil, asla ve kat’a. Bizim CAS uçağımız Hürkuş C . Gerekirse daha da geliştireceğiz. COIN operasyonları için de biçilmiş kaftan. Birkaç terörist için F-16 kaldırageldik. Artık buna gerek kalmayacak. Falkland savaşında emektar Pucaras’ların İngilizlere nasıl kök söktürdüğünü unutmadık. Ege’de de çok işe yarayacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu