Tanklar Halen Etkili Mi? Geleceğin Tank Yeteneği ve İKA’lar

Roketsan-ATMACA-Banner

Bir asırdan fazla bir süredir tank, kara ateş gücünün anahtar sembolü olmuştur. “TANK’lar, İHA’lar karşısında savaş üstünlüğünü kaybetti mi? Eğer öyleyse, nasıl evrimleşmeleri gerekiyor, gelecek nesil tanklar özellikleri ve yetenekleri açısından nasıl gözükecek? Sırada ne var? Hala oynayacakları bir rol kaldı mı? İnsansız Kara Araçları Tankların Yerini Alabilir mi? Tanklar hala önemli bir ateş gücü mü?” gibi soruların cevaplarını bu yazıda bulacaksınız.

Biraz Tarih… Bu sorular dönem dönem karşımıza çıkmıştır ve çıkmaya devam etmektedir. 1945’ten sonraki dönemde güdümlü mühimmat ve çukur imlâ haklı mühimmat gibi tankın amansız düşmanı olan iki silâhın ortaya çıkması üzerine tankın varlığı tartışma konusu olmuştur. Bilakis farklı türde silâhların gündeme gelmesiyle tank da kendini yenilemiş ve sürekli olarak gerçek değerini yeniden ortaya koymuştur. Tanklar ve tanklara karşı geliştirilen silahlar arasında bu kısır döngü sürekli olarak devam etmiştir.

STM Banner

Kore Savaşı’nda bölge coğrafyasının tank muharebesine müsaade etmemesi, Vietnam Savaşı’nda Kuzey Vietnam’ın gerilla taktiklerini kullanması nedeniyle ciddi tank muharebesinin yaşanmaması, Arap-İsrail Savaşları’nda tanksavar füzelerinin oldukça etkili kullanılması ve nihayetinde taarruz helikopterlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte muharebe sahasının karar silahı olarak nitelendirilen tankın tahtı yine sarsılmaya başlamıştır.

Ancak, 1991 Körfez ve 2003 Irak savaşlarında büyük miktarda kullanılan tanklar kara harekâtının en önemli silahı olma özelliğini devam ettirmiştir. Böylece, konsepte uygun olarak birlikte kullanıldığında ve gerekli birimlerle desteklendiklerinde tankların, muharebenin kazanılmasında en önemli kuvvet çarpanı oldukları tekrar teyit edilmiştir.

Körfez Savaşı’na Katılan ABD Hava Kuvvetleri Uçakları
Körfez Savaşı’na Katılan ABD Hava Kuvvetleri Uçakları

Savaş uçakları, muharebe sahasını havadan tahrip edebilir ama karayı asla zapt ve işgal edemez, kontrol altına alamaz. Zapt için tank ve zırhlı araç eşliğinde piyade unsuru kaçınılmazdır. Ukrayna-Rusya savaşında da görüldüğü gibi piyade en yüksek mertebede, örneğin hasmın topçu atışına karşı beka kabiliyetine ihtiyaç duyar. Eğer piyadeniz için yeterli seviyede zırhlı araçlara sahip değilseniz, askerleriniz uzun süre hayatta kalamaz.

Tank, personeli yalnız infilaktan, ısı ve ışınımdan korumakla kalmaz; paletleri sayesinde alt üst olmuş araziden bile geçerek radyoaktif kirliliğe maruz kalan bölgeden hızla uzaklaşmayı da sağlar. Dolayısıyla günümüzün savaş koşullarında da tanklı, ağır zırhlı birlikler kaçınılmaz olmaya devam edecektir.

Tankın Rolü

Aslında cevaba, tankın savaş alanında üstlendiği rolle başlanmalıdır. Gelecekteki savaşların piyade içermemesi mümkün mü? Muharebe alanında bulunan otonom araçlar mevcut herhangi bir askerin yerini alabilecek mi? İncelenen zaman diliminde kesinlikle ‘HAYIR!’. Mekanize Piyade, tanklarla birlikte zırhlı birliklerin çekirdeğini oluşturur. Mekanize piyade ile desteklenmeyen tank birliklerinin muharebe etkinliği azalır, tank kayıpları artar. Çünkü tank çok kuvvetli olmasına rağmen zayıf yönleri de olan bir araçtır. Mekanize piyade, tankların zayıf yanlarını korur, yan ve gerilerini gözetler, tanksavar silahlarını ve tank avcılarını imha eder. Meskûn mahal, sık ormanlık bölgeler gibi tankların görüş ve hareketini kısıtlayan yerlerde mekanize piyade birlikleri tanklara hem yakın koruma, hem de durumsal farkındalık sağlar.

Mekanize piyadenin bu görevlerini yapabilmesi için tankları zırh koruması altında takip edebilmesi gerekir. Dolayısıyla ZMA ve ZPT’ler; tanklarla aynı veya daha iyi hareket kabiliyetine, içindeki personeli korumak için en azından makineli tüfek ve top, havan, roket şarapnellerine dayanıklı zırh korumasına sahip olmalıdır. Tamamen insansız bir muharebe ortamı henüz düşünülemez konumdadır bu sebepledir ki piyadenin ayağının basmadığı bir yerde kalıcı bir zaferden bahsetmek imkânsızdır.

ZMA-15 Modernizasyonu

Kara operasyonlarını destekleyen birleşik silahlı kuvvetlerin bir parçası olarak, tank kapasitesi olarak da bilinen doğrudan ateş desteği sağlanmasına ihtiyaç duyulacağı sonucu çıkmaktadır. Piyade indirildiğinde, ilerideki piyadeleri destekleyecek bir ateş gücüne ihtiyaç vardır. Fakat bu ateş desteğini sağlayabilecek otonom bir araç da henüz tasarlanmamıştır. Böyle bir doğrudan ateş yeteneğinin sağlaması için gereken nedir? Bu apaçık ortada! Cevap, ‘her zaman’ olduğu gibi: her türlü iklim ve arazi koşullarında ölümcüllük (ateş gücü), hayatta kalma yeteneği (beka) ve her türlü arazi koşulunda ilerleyebilme (hareketlilik=mobilite). TANK! Bir sonraki tankın mevcutta kullandığımız tanklara benzemeyeceği bir gerçektir ancak tanklar kendilerini tehditlerine göre yenilemeye devam ederek muharebe alanında kalmaya devam etmektedir. Bilinmeyen şey, teknolojideki bu ilerlemelerin çözümleri nasıl etkileyeceğidir.

Askeri araç tasarımlarında tüm modern ülkelerin zırh konusundaki iştahı da açıktır. Bunun nedeni maksimum koruma ve ateş gücünün savaş alanında en üstün zırhlı birlikleri meydana getireceğine inancından kaynaklanmaktadır. Mürettebatlı veya isteğe bağlı olarak mürettebatlı olsun, tüm acil durumlarda hızlıca konuşlandırılabilmesini sağlamak için zırhlı muharebe araçlarının ağırlığının azaltılması gerektiğine dair birçok argüman geliştirilmiştir. Bunun nedeni ise ağır zırhla; bakım, idame edilebilirlik, mobilite gibi konularda da sorunlar yaşanabileceği gerçeğidir.

Dünyada ilerleyen teknoloji ile birlikte mühimmatların gelişmesi, tahrip güçlerinin artması zırh seviyelerinde de arttırmaya (ağırlığa ek yük getirmeden) gitme gereksinimleri ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle zırhlı araçlarda korunma için çeşitli malzemeler ve koruma yöntemleri uygulanmaktadır. Ancak gelişen teknoloji ile birlikte beka sadece zırh kavramına değil diğer faktörlere de sorumluluk devretmiştir. Durumu daha iyi anlayabilmek için ateş gücünü, bekayı ve sensör teknolojilerini diğer yönleriyle de değerlendirmek gerekmektedir. Günümüzde ve gelecekte oyunun kurallarını değiştirecek konseptlere ve yeni teknolojilere geçiş devam etmektedir ve edecektir. Bu da tankların muharebe sahasındaki sorumluluklarını farklı boyutlara taşıyabilir.

T-14 Armata
T-14 ARMATA

T-14 ARMATA, tank tasarımı açısından dünyada önemli bir teknolojik sıçrama teşkil etmektedir. Şimdiye dek öğrenilen ve tanıtılan özelliklere bakıldığında T-14, kuvvetle muhtemel Leopard 2 dâhil kıyaslanırsa en üstün tank modellerinden (ta ki 2022 yılına kadar) biridir. Ancak kendini hiçbir muharebe ortamında kanıtlayamamıştır. Her şeyden önce T-14, batı tanklarından ortalama %30 daha hafiftir. Bununla birlikte bir Alman-Fransız ortak projesi olan  EMBT (Alman Krauss-Maffei/Rheinmetall – Fransız Nexter teşebbüsü) yeni nesil tank girişiminin başlangıcına örnek niteliktedir. Bu tank girişimi ile ilgili 2022 yılına kadar birbirinden çok farklı dört yeni konsept geliştirildiği yansıtılmıştır ve bunların birçok tasarım özelliği T-14 konseptine benzemektedir.

Bir yandan ABD de, M1A1/A2 Abrams yerine geçecek yeni nesil bir tank girişimi içerisindedir. Aynı zamanda muharebe alanında tankların desteklenmesi için Puma, Boxer 8×8 gibi modüler zırhlı muharebe araçları yeni nesil zırhlı araçlara örnek gösterilebilir.

T-14 Armata diğer Avrupalı tanklardan farklı hangi özelliklere sahipti?

  1. Mürettebat için tasarlanmış merkezi ve ilave zırhlı özel iç kapsül. . Mürettebat, mühimmat bölmesinden tamamen ayrı bir pozisyonda bulmaktadır.
  2. Ana silah, insansız kulede yer almaktadır ve otomatik yükleyici ile mühimmat yüklenmektedir.
  3. İnsansız kule konfigürasyonu sadece mürettebatın hayatta kalma şansını artırmakla kalmıyor, ayrıca bu sayede kulenin hacmi küçülmüştür ve kule zırh koruması azaltılmıştır. Dolayısıyla tankın ağırlığı azalmıştır. Bu sonuç ağırlık/güç oranı avantajından dolayı tankın hareket kabiliyetini de yükseltmektedir.
  4. Yakın gelecekte T-14’ün standart 125 mm’lik topunun yerine, 152 mm’lik top entegrasyonu ve gelecek modeller için standart seri imalatı söz konusudur.

Yakın geleceğin en önemli kara teknolojilerinden biri kuşkusuz insansız sistemler ve insansız kara araçlarıdır. (İKA=UGV) Aynı zamanda bu araçların tankın yerini alıp alamayacağı konuşulmaktadır. İnsansız kara araçlarının tasarlanmasının temelinde, Almanya’nın II. Dünya Savaşı sırasında düşman zırhlılarını yaklaşmadan imha etme isteği yatmaktadır. Almanlar, belli bir uzaklıktan hedefine ilerleyip kendini imha eden “Goliath” adını verdikleri insansız kara araçlarını kablolu kumanda aracılığıyla yönlendirip düşman hattında patlatarak düşmana ağır kayıplar verdirmişlerdir.

İnsansız zırhlı araçların beka/zırh gereksinimi daha düşüktür. Dolayısıyla asgari ağırlıkta azami muharebe gücünü icra edebilir. Askeri birliklerden daha etkili savaşma ve uzun çalışma süresi bulunan insansız sistemler, çatışma bölgelerindeki düşman hedefleri karşısında etkili olabilir. Askeri kayıpların yaşanmasını kesin bir şekilde azaltacak olan bu teknoloji sayesinde savaş alanlarındaki asker artık cephe hattının gerisinde kullanacağı teknolojinin özelliklerine göre de başarı sağlayabilecektir. Riskli ve kayıpların fazla yaşanabileceği alanlarda robotik birlikler yer alacaktır.

KAPGAN
HAVELSAN KAPGAN

İnsansız Kara Aracı teknolojisinde gelişmeler yaşanırken yeni nesil tank konseptleri de 2022 yılında karşımıza çıkmaya başladı. 2022 yılı, birkaç yeni fikir ve tasarımın ortaya çıkmasıyla tank yılının bir parçası haline geldi. EUROSATORY 2022’nin en heyecan verici yanı yazının üst kısımlarında belirtilen konsept geliştirme çalışmalarının bir sonucunu görme şansının yakalanmış olmasıydı. 2022 yılı Haziran ayında Eurosatory’de tanıtılan Rheinmetall’in KF51 Panther’i, fuardaki diğer bazı gelişmeleri gölgede bırakarak savunma sanayii medyasında çok fazla yer aldı.

Fuarda Avrupalı dört yeni nesil tank konsepti sergilendi.

  • Rheinmetall: KF-51 Panther
  • Nexter: Leclerc XLR
  • KMW: Leopard 2A7+
  • KNDS: EMBT Versiyon 2

Ayrıca Hyundai Rotem’in Yeni Nesil Ana Muharebe Tankı Konsepti sergilendi. Konseptin, insanlı veya insansız çalıştırılabileceği belirtildi.

Abrams-M1A2-6

Bu gelişmelere takriben ABD’li GD firmasının yaz boyunca yaptığı birçok tanıtım içeriğinden sonra gelen konsept AbramsX’i nihayet Ekim ayında AUSA’da gördük. Şu anda 42 yaşında olan Abrams tasarımına yönelik, Avrupa düşüncesine geniş çapta uyum sağlamaya devam eden, ancak aynı zamanda tartışmaya açık birkaç yeni unsur eklenen etkileyici bir yükseltme seti uygulandı.

Mürettebatsız kule kullanımına yönelik ilgi artmaktadır, bununla birlikte tankta kullanılan sensör yoğunluğu da artmaktadır. Aktif Koruma Sistemi entegrasyonu ile birlikte tankın bekası daha güçlü hale gelmektedir. Ağırlığın ve boyutların küçültülmesi ve bunun doğal sonucu mobilite avantajları sağlanmaktadır. Silah konusunda kalibresi yüksek ana silahlar tercih edilmektedir. Yüksek kalibreli bu ana silahların daha büyük mühimmatlarını idame edebilmek için kuleler otomatik yükleyici ile donatılmaktadır. Bununla birlikte tankın maliyeti de artmaktadır.

Yeni nesil Ana Muharebe Tankı (AMT) konseptleri şekillenmeye başlıyor:

  • İnsansız kule ve mürettebat gövdede. (Hafifletilmiş.)
  • Daha güçlü silahlanma + Otomatik Yükleyici
  • Sayısallaştırılmış sistem mimarisi
  • Gözetleme için kule üstü drone(lar)
  • Aktif koruma sistemi
  • Yeni nesil sensörler
  • Hibrit tahrik sistemi
  • Hava savunma sistemi.

Abrams-X

Ortak yaklaşımlar ve farklı düşünce üzerine dünyada gösterimi yapılan en güncel tank modeli AbramsX özelinde bir değerlendirme yaparak maddeleri açıklarsak:

  1. Mürettebatsız Kuleler

Mürettebatsız kuleye (bir Meggitt otomatik yükleyici) sahiptir.  Mürettebat, ilk kez 2015’te Rus T-14 Armata’da gördüğümüz gibi gövdenin önündeki üç kişilik tek bir kapsül bölmeye taşınmıştır.  Ayrıca kulenin (mürettebatsız iken), otomatik yükleyici arızası durumunda tam angajman dizilerine izin vermek için ‘kilit dönüşlü’ özel mürettebat pozisyonlarına sahip olması da dikkate değerdir. Kule takat sistemi elektriklidir, bu dünyanın geri kalanındaki yeni nesil tanklar için oldukça sıradan bir özellik olabilir ancak Abrams için yenidir. Elektrikli takat sistemleri, hidrolik takat sistemleriyle karşılaştırıldığında daha sessiz, daha hassas kontrol ile çalışır ve daha güvenlidir. Kule entegre Trophy Aktif Koruma Sistemi ile donatılmıştır.

Tasarımcı şirket; tasarımın daha hafif olmasının, daha küçük bir mürettebat hacmine sahip olmasının yanı sıra; mürettebatlı-mürettebatsız kullanıma, yapay zeka güdümlü yeteneklere ve hibrit bir konvansiyonel elektrikli takat sistemi kullanacağını doğruladı. Yeni nesil Abrams tankı, diğer özelliklerin yanı sıra yakıt açısından daha verimli, daha sessiz, daha hafif ve daha küçük bir mürettebat bölmesine sahip olacak şekilde tasarlanmıştır. Dizel & elektrikli hibrit  bir güç paketi, birçok Abrams hayranını üzebilir ancak neredeyse yarım yüzyıl önce dizel güç grubu paketlerine geçen herkesi memnun eder.

Abrams-X-2

Hibrit sistemin verimliliği, Abrams’ın yaklaşık %50 yakıt kapasitesi ile aynı menzile ulaşabileceği ve gövdede çok değerli bir iç hacim alanını boşaltabileceği anlamına gelmektedir. Böylece sürücünün her iki tarafındaki yakıt depoları kaldırılmış ve bu bölme yerini 3’lü mürettebat kapsülüne bırakmıştır. Ayrıca, sessiz izleme ve ‘sınırlı’ sessiz manevraya izin verir. Güç paketinde oldukça sıra dışı, hidrolik olmayan, elektrikle kontrol edilen ve geleneksel ağır paletli araç şanzımanlarından daha fazla çok daha yüksek verimliliğe sahip olduğunu iddia edilen bir şanzıman tipi kullanılmaktadır.

Daha radikal KF51/EMBT/AbramsX’in bile 1980’lerin ve 1990’ların tank tasarımlarının devam eden geliştirmeleri olduğunu göz önüne alırsak tamamen yeni bir tank tasarımı sunan bir firmayı henüz görmedik.

ABD, Almanya ve Fransa, çeşitli programlar kapsamında yeni tasarımlar araçlar geliştirme aşamasında ancak bu çabaların meyvelerini henüz göremedik.

Modern tank, boyut ve ağırlık sınırlarındadır, bu nedenle artık bu alan içinde daha verimli bir paketleme durumu söz konusu olmalıdır. Dünyada mevcut çoğu yeni tankın tasarımın nesli Gen3+’dır. Yani Gen4 özelliklerine yükseltilmiş ancak doğası gereği Gen4 için tasarlanmamış olan Gen3 tasarımlarıdır. Gen5 muhtemelen sensör yoğunluğu, insansız entegrasyon, entegre katmanlı aktif savunma sistemleri, yaygın ve birbirine bağlı durumsal farkındalık gibi özelliklerle tanımlanacaktır.

Dünyada henüz 5. Nesil araç olmamasına rağmen, ‘yeni nesil’ unvanı reklam için fazla kullanılmaktadır. Çoğu zaman, sadece yeni, bazen yeni, ancak nadiren nesiller boyu etkili olan bir pazarlama terimidir. İnsansız taretler yeni nesil olarak etiketlenmeye devam ediyor, ancak 80’lerin sonundan / 90’ların başından beri, gelişimsel olarak onlarca yıldır aktif bir şekilde kullanılmaktadır. Mürettebatsız olmanın ‘gelecek nesil’ anlamına gelmediğini hatırlamak gerçekten önemlidir.

  1. Silahlanma

Bu araçlardaki temel farklılıklardan biri silah sistemlerinde; hem kalibre hem de tasarım yaklaşımında farklılık gösteren ana silahlar ve yardımcı silahlarda olmuştur.

  • Ana silah

130mm Tank Topu

Ana silahların yönünün ne olduğu konusunda kesinlikle bir netlik yok. Gelecekteki AMT sınıfı 120, 130 veya 140 mm kullanacak mı? 2022 konseptlerinden oluşan bu partide, iki adet 120 mm ve bir 130 mm sahip tank bulunmaktadır ve geleceğe yönelik 140 mm’lik bir deneme olduğu iddia edilmektedir.

Tank sınıfı silahlanmanın, tasarım sınırlarına çok yakın olan 120 mm’den uzaklaşması zor görünmektedir. Esasen tüm batılı tanklar Rheinmetall 120 mm toplarını ana silah olarak kullanmaktadır ve ana silah alanında çok fazla rekabet yoktur. Rheinmetall 130 mm’lik ana silahını test etmeye başlamış ve buna geçeceğini bildirmektedir. Ancak 130 mm’e geçişin ordular için mühimmat sıkıntısını doğuracağını ve eldeki 120 mm’leri açığa çıkaracağını unutmamak gerekir.

Bununla birlikte, 140 mm top üzerinde yıllardır çalışılmaktadır.

  • Silah İstasyonları

Ortaya çıkan bir fikir birliği, çağdaş tanklara maksimum 7.62 mm kalibreli uzaktan komutalı silah sistemlerinin (UKSS) monte edilmesi olarak görülmektedir. Hem EMBT hem de AbramsX, 30 mm UKSS’yi monte etti ve bu konu kullanıcılar tarafından oldukça tartışıldı. Ayrıca tanklara drone-savar silahların entegrasyonuna da geçilmeye başlanmıştır.

FIRAT-M60T

Bu silahların dezavantajı geleneksel 7.62 mm kalibreli UKSS’nin normlarından çok daha büyük ve daha ağır sistemlerdir ve mühimmatları da çok daha büyük ve ağırdır. Kullanım sayısında depolamak, önemli bir hacim gerektirmektedir, maliyetlidir ve ağırlık konusunda da dezavantajlıdır. Ayrıca personelin mühimmat değiştirmesi daha zor hale gelmektedir.

Yerleşim açısından, geniş atış alanına sahip olmak için UKSS’yi taretin arkasına yerleştirmek avantajlıdır. Ayrıca çift UKSS (ön-arka) kullanan zırhlı muharebe aracı örnekleri de görülmüştür.

  1. Aktif Koruma Sistemleri

Belirli araçlar için bir Aktif Koruma Sisteminin (AKS) sağlanmasının yanı sıra zırhlı araçlara entegre edilebilecek yönlendirilmiş bir enerji silahı sistemi geliştirmeye yönelik gelecekteki programlar devam etmektedir. AKS; ancak, çözümün bir parçası olabilir. Bu tür sistemlerin ATGM ve RPG’lerin saldırılarını önleyebileceği kanıtlanmıştır. AKS bunlara karşı koyabilir ve böylece zırhın ağırlığının önemli ölçüde azaltılmasını sağlayabilir.

Abrams-Trophy
Abrams-Trophy

Peki ya yukarıdan saldırı? İHA tehditlerine karşı tanklar ve diğer ZMA’ların zor durumda kaldığı görülmüştür. ZMA’lara yukarıdan saldırmak için düşük maliyetli drone’ların toplu olarak kullanılabileceği öne sürülmüştür. Aktif Koruma Sistemleri tepe saldırılarına yönelik yeniden güncellenmelidir.

  1. Sensör Yoğunluğu

Durumsal farkındalık sistemlerine, koruma sistemlerine, gözlem ve hedefleme sistemlerine hatta daha fazlasına hizmet etmek için gerekli olan sensör yoğunluğunu bu tanklardaki genel hacimden ayrı görmek imkansızdır. Tanklara kamera, radar, anten, lazer sensörü ve diğer kit parçaları takılması ve bunların yerleşimi için de tankın silüetinde bir hacim artışı gerekmiştir.

Bu kadar yüksek sensör yoğunluğuna sahip tankların beka kabiliyeti ve bu sensörlerin düzgün çalışmasına dair çeşitli tereddütler bulunmaktadır. Özellikle mürettebat ‘kapsüllerinin’ gövdeye yerleştirilmesi ile kameraların zarar görmesi durumunda mürettebat esasen görüş kabiliyeti konusunda alternatif bir sisteme sahip olmayacaktır. Sensör bağımlı bir aracın muharebe ortamında çeşitli zayıf yönleri olacaktır.

KAPLAN-MT

Şimdiye kadar, optikleri ve diğer sensörleri hasardan nasıl koruyacağımız konusunda gerçek bir tartışma görmedik. Mürettebatın gövdeye hareket etmesi ve günümüzde geleneksel bir tankta olduğu gibi fiziksel yedek optik gözetleme sistemlerini kullanamaması nedeniyle, sensörlerin sağlam bir şekilde korunmasına yönelik net bir plana ihtiyaç duyulduğu aşikardır.

  1. Ağırlık ve Boyut

Gerekli koruma seviyeleri sağlanırken ağırlığı azaltmak nasıl başarılabilir?

Gelecek nesil her tank modeli için geçerli olan genel tasarım kriterlerini hayata geçirebilmek için tankın ebat ve ağırlığını (tankın hayatta kalma özelliğini olumsuz yönde etkilemeden) düşürmek ve küçültmek kaçınılmaz bir hale geliyor.

Yeni zırhlı muharebe platformları inşa etmeye çalışırken; üretim, bakım ve hareket kabiliyetini en üst düzeye çıkarırken belirleyici ateş gücünün de nasıl elde edileceği düşünülmelidir. Bir otomatik yükleme özelliği sunarak tank mürettebat sayısını üçe, hatta ikiye düşürmek ve tank komutanının nişancı ve doldurucu olarak görev yapması, savaş alanında başarı için kritik birçok fayda sağlayacaktır. Zırh için ayrılan hacim, bir Zırhlı Muharebe Aracı’nın (ZMA) ağırlığı üzerindeki en büyük etkidir.

Leopard-2A4-3

Bir zamanlar bir otomatik yükleyici ekleyerek mürettebat boyutunu azaltmak bir çözümdü, ancak zırh karşıtı silahların öldürücülüğü artık o kadar gelişmiş seviyede ki artık bu yeterli değildir. Mürettebat, aracın gövdesinde, harici topun ve otomatik yükleyicinin altında bir “kapsül” içindedir. Mürettebat üyelerini kendi kulelerinde korumak zorunda kalmadan önemli ölçüde ağırlık tasarrufu sağlanır.  Daha küçük bir platform diğer yandan bakım gereksinimlerini, yakıt tüketimini ve hedef olunabilirliği azaltır. Son olarak platformun hareketliliğini arttırır, amfibi kabiliyetini arttırır, köprü geçiş kabiliyetini arttırır ve demiryolu ile hareketi kolaylaştırır.

  1. Hareketlilik

Kısır bir döngü olarak devam eden mühimmat teknolojisi-beka ilişkisi bu kapsamda geliştirilen tanklarda beraberinde hacimsel büyümenin yanı sıra ağırlık artışlarını getirmektedir. Bu ağırlık artışı ile birlikte tanklarda kullanılan mevcut hareket kabiliyeti organları da etkilenmektedir.

Bir tankın hareket kabiliyetini tanımlayan ana alt sistemler; motor, transmisyon, süspansiyon, hız azaltan ve palettir. Tankın teknik ve taktik isterleri nedeniyle bu sistemlerden beklenen performans her geçen dönem artmaktadır. Tankın manevra kabiliyetinin tankın korunmasına sağlayacağı avantaj da göz ardı edilmemelidir. Hızlı bir biçimde konum değiştirebilme kabiliyeti, tankın hedef haline gelmesini zorlaştırabilir. Bu da direkt olarak tankın ağırlığı ve motor gücüne bağlı bir etkendir.

Bu araçların gelecekteki görünümüne ve heyecan verici teknolojiye rağmen, mobilite açısından çok fazla yenilik veya geleceğe yönelik teknolojik gelişme yoktur.

Leopard 2A4
Leopard 2A4

İstisna, yeni nesil bir şanzımana bağlı hibrit elektrikli tahrikli (HET) güç paketine sahip AbramsX’tir. HET aktarma organları; sessiz hareket ve büyük ölçüde artırılmış yakıt verimliliği (mevcut gaz türbini sisteminin yakıt kullanımının %50’si) iddia edilen faydaları beraberinde getiriyor, ancak diğer tanklar geleneksel dizel motorları kullanmaya devam etmektedir. Ayrıca palet pad’lerinde de değişikliğe giderek kompozit palet kullanılır hale gelmiştir.

  1. Maliyet

Tüm saydığımız özellikler eğer istenirse üretime aday bir araç için izlenebilecek kavramsal konfigürasyonları gösteren konsept tanka aittir. Bu özelliklere sahip konsept tasarımları satın alınmaya hazır seri üretime geçmiş araçlarla karıştırmamak gerekiyor. Bu da demek oluyor ki, bu özelliklerin ne kadara mal olacağına dair hiçbir bilgimiz yok. Tek bildiğimiz şey, gerçekten pahalı oyuncaklar olmalarıdır.

  1. Sonuç: Tüm bunlar ne anlama geliyor?

Tanklar kesinlikle ölmedi fakat çoğu kişi halen karalamaya devam etmektedir. Çoğu 1980 dönemlerine ait olan mevcut tank tasarımlarının geliştirilmesini ve yeni konseptlerin denendiğini görüyoruz. Yazı içinde konuştuğumuz tank konseptleri henüz çok yenidir ve seri üretime girebilmesi için önlerinde geçilmesi gereken zorlu süreçler bulunmaktadır.

Tasarım zorluğunun özü, atış gücünden ve mobiliteden ödün vermeden hem kara hem de hava saldırılarına karşı maksimum korumayı sağlamaktır. Gelecekteki herhangi bir zırhlı kara aracının hayatta kalması için Aktif Koruma Sistemi’nin (AKS) rolü özellikle ‘tepe saldırı’ya karşı çok önemlidir. Bu kapsamda tanklara ilgili sistemler entegre edilmektedir.

İnsansız teknolojilerde yaşanan gelişmeler sonrasında her ne kadar bazı otoriteler tankların dünya ordularındaki yerini ve önemini göreceli olarak kaybettiğini iddia etse de, ana muharebe tanklarının üstün ateş gücü ve caydırıcı yönüyle dünya ordularındaki yerini gelecekte de korumasını beklemekteyim. Kesin olan şey şudur; tankın, oldukça karmaşık ve zorlu bir ortamda diğer sistemlerle birlikte çalışan daha geniş ve çeşitli bir muharebe paketinin bir parçası olması gerekmektedir. İnsansız kara araçlarındaki çalışmalar arttıkça, savaş alanlarında etkinliğini artıracak olan bu sistemlerin, geleceğin yeni nesil piyadeleri olarak ZMA’ların yerine tankların yanında yerini almasını ve dolayısıyla askeri daha az tehlikeye atacak yapıların oluşmasını beklemekteyim.

Son olarak tanklar hala önemli bir ateş gücüdür. Unutulmamalıdır ki üstün top gücü geçmişte Osmanlı Ordusu’nun İstanbul’u fethinde çok önemli bir rol oynamış ve biraz da bu tecrübeden dolayı İmparatorluğun mali durumunun en kötü olduğu dönemlerde bile top gücüne çok büyük önem verilmiştir. Karada kalıcı bir zafer isteniyorsa üstün ateş gücünden dolayısıyla tanktan vazgeçilmesi mümkün değildir.

Yazar: Tarık Göktuğ BAYINDIR / Sistem Mühendisi


Kaynak: SavunmaSanayiST.com

TUALCOM Gif Baner   Sarsılmaz
Başa dön tuşu