Modern tankların yirminci yüzyılın muharebe sahasında ilk defa ortaya çıkmasından bu yana, piyade ve zırhlı meslektaşları arasında birbirine üstün gelmeye yönelik bir yarış başladı. Anti-Tank silahlarındaki gelişmeler, zırh teknolojilerinin da gelişmesine sebep oldu ve iki taraf da geçici olarak birbirine üstünlük sağlayabildi.
Son yıllarda üstünlük, hem gelişmiş güdümlü füzeler hem de güdümsüz roketlerle piyade tarafına geçmeye başladı. ABD yapımı Javelin gibi at-unut özellikli üst saldırı füzeleri ile Tek-Er’in güvenli bir konumdan en ağır zırhlı ana muharebe tankını bile etkisiz hale getirebilmesi mümkün hale gelmiştir.
Ama piyadelerin avantajı kalıcı değil. Yeni yeteneklere sahip tanklar sahaya çıktıkça, piyadelerin avantajlarını devam ettirebilmesi için yeni çözümler bulmaları gerekecek. Tanklar için bu silahlanma yarışının ilk aşamalarında daha kalın zırh geliştirmek, yeni silahlara karşı korunmanın basit bir yoluydu. Ancak kalın zırh, ilk olarak II. Dünya Savaşı’nda kullanılan yüksek patlayıcılı tanksavar (HEAT) mühimmatı gibi silahları yenmek için yeterli olmadı.
HEAT mühimmatına karşı ilk olarak, tank ana zırhının üzerine atılan mühimmatın etkisini azaltmak için “boşluklu zırh” uygulaması kullanılmaya başlandı. Bir sonraki gelişme ise 1970’lerden bu yana kullanılan patlayıcılı reaktif zırh oldu. Buna karşılık olarak, patlayıcılı reaktif zırhı geçmek için çift savaş başlıklı (tandem) tanksavar füzeleri kullanılmaya başlandı. Tanksavar füzesi reaktif zırha çarptığında ilk başlık reaktif zırh içindeki patlayıcıyı devre dışı bırakırken ikinci başlık tankın zırhına etki ederek tankı etkisiz hale getirmektedir.
Günümüzde modern ordular, tank ve zırhlı araçlarını piyade tanksavar silahlarından korumak için Aktif Koruma Sistemleri (AKS) kullanmaya başladılar. Bu sistemler, atılan tanksavar füzelerini/roketlerini elektronik algılayıcıları ile tespit ederek, aracı etkilemeden önce etkisiz hale getirecek savunma mühimmatını kullanmak sureti ile gelen tehdidi etkisiz hale getirmeye çalışır. AKS, zırh kalınlığında bir artış gerektirmeden tanksavar silah sistemlerinin etkinliğini büyük ölçüde azaltarak, piyadenin işini zorlaştırmıştır.
İsrail ordusu, 2006 yılında yaşadığı kayıplar sonucunda tanksavarlara karşı geliştirdiği Trophy AKS’yi kullanmaya başladı. Sistem o kadar başarılıydı ki ABD Ordusu, kendi zırhlı birlikleri için de tedarik etti. Trophy sistemi, bir radar algılama ve kontrol paketi ile patlayıcılı mühimmattan oluşur. Trophy’nin radar sensörleri, gelen tehdidi algılar ve sınıflandırır. Pozitif tehdit tanımlamasına dayanarak, sistem gelen tehdidi önlemek için patlayıcılı mühimmatı hedef yönüne doğru ateşler. Sistem, birden fazla yönden eşzamanlı tehditleri ele alabilir ve yalnızca aracı tehdit edecek bir rotada bulunan tehdide karşı devreye girer.
Sistem testlerde ve savaş alanında; RPG-7, RPG-29 ve Kornet gibi farklı tip tanksavarlara karşı başarılı önlemeler yaptı. Trophy ile roketatar, TOW vb füzeleri ve Javelin’i önlemek mümkünken, TOW 2B varyantı Gen 1, Gen 2 ve Gen 3a ile TOW 2B Aero füzeleri Trophy’nin radarını karıştırmak için karşı önlemler uygulayabilir.
Rus ordusu, yükseltilmiş T-80M ve T-90 tankları ile BMP-3M piyade savaş aracı da dahil olmak üzere çok sayıda modern araca iki sistem kurdu. Bu sistemlerden biri, gelen mühimmatları yok etmek için doğrudan güç kullanmak üzere tasarlanmış bir “hard kill” sistemidir. Diğeri, mühimmatın doğru hedeflenmesini önlemek için tasarlanmış bir “soft kill” sistemidir.
1990’larda geliştirilen Rus aktif koruma sistemi “Arena”, tanksavar roketleri ve füzeleri gibi gelen tehdidi tespit etmek ve engellemek için radar ile 26 küçük patlayıcıdan oluşan cephanelik kullanan bir silah paketinden oluşur. Sistem, taretin arkasındaki bir bölüm hariç 310 derecelik koruma alanına sahiptir. Bu sistem, TOW 2B Aero hariç Carl Gustaf ve TOW füzelerini etkisiz hale getirebilir. Javelin, üst saldırı modundayken saldırı açısının sistemin tespit açısının üstünde olması nedeniyle Arena sistemine yakalanmadan hedefe ulaşabilir.
1980’lerde geliştirilen Shtora sistemi ise bir lazer algılama sistemi, bir lazer yanıltma sistemi ve sis bombası fırlatıcılarından oluşur. Sistem, lazer tabanlı bir hedefleme sistemini algıladığında, lazer kaynağının düzgün hedefleme yapmasını engellemeye çalışır, sis bombaları ile tankın görünürlüğünü azaltır ve tankın kulesini otomatik olarak lazer kaynağının yönüne çevirerek hedefi etkisiz hale getirmek için karşı ateş açılmasını sağlayabilir. Bu sistem; TOW 2B Gen 1, Gen 2 ve Gen 3A füzeleri dışındaki TOW’un etkinliğini azaltırken, tanksavarı kullananların karşı ateş yeme riskini arttırır. Shtora’nın, Javelin veya roketatarlar üzerinde hiçbir etkisi yoktur.
Hakkında çok bilgi bulunmasa da Çin Halk Kurtuluş Ordusu da GL5 olarak adlandırılan bir Aktif Koruma Sistemi geliştirdi. Sistem, merkezi bir algılama paketi ve bilgisayar tarafından kontrol edilen dört mühimmat fırlatıcısından oluşuyor. Javelin gibi üstten saldırı yapan füzelere karşı etkinliği şüpheli olsa da roketatar, tanksavar füzeleri ve HEAT mühimmatlarına karşı etkili olabileceği değerlendirilmektedir.
Türkiye’de de ASELSAN ve TÜBİTAK-SAGE, PULAT Aktif Koruma Sistemi’ni geliştirmiştir. İlk olarak M-60TM Ana Muharebe Tankları’nda kullanılan PULAT, yüksek teknolojili tetik radarı ile karşı tedbir mühimmatından oluşmaktadır. PULAT’ın en büyük dezavantajı ise aynı yönden gelecek ikinci bir saldırıya karşı angajman yeteneğinin bulunmasıdır. Çünkü her karşı tedbir mühimmatı ateşleyicisinde, bir adet mühimmat bulunmaktadır. Bu durum, PULAT’ın acil ihtiyaçlar kapsamında ivedilikle geliştirilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Öncelikle ALTAY Ana Muharebe Tankı için ASELSAN tarafından geliştirme faaliyetleri devam eden AKKOR AKS ise çok daha gelişmiş özelliklere sahip olacaktır.
Piyade birimlerinin AKS donanımlı tankları ve zırhlı araçları etkisiz hale getirebilmesi için yeni taktiklere ve tekniklere ihtiyacı olacaktır.
İlk olası taktik, hedef nişan alanına girer girmez at ve unut özellikli tek bir füze ateşlemektir. APS karmaşık bir sistemdir, savaş alanı etkileri ve basit kötü bakım nedeniyle arızalara neden olabilir. Bunun sonucunda da araç korumasız durumda olabilir.
Bu “deneme atışı” başarılı olmazsa, ikinci bir taktik olarak aynı anda sistemi birden fazla füzeyle sature etmektir. Aynı hedefe neredeyse aynı anda ve farklı açılardan saldıran birden fazla anti tank takımını koordine etmek kolay bir iş değildir. Örneğin; Arena sistemini yenmek için, bir komutanın aynı anda farklı yönlerden gelen birden fazla füzeyi koordine etmesi gerekir. Çok yönlü bir saldırı, aracın arkasını anti tank ekiplerinden birine karşı savunmasız maruz bırakmaya zorlayabilir ve füzelerin sistemin savunmasını aşmasına olanak tanır. Arena’da arka güvenlik açığı var, ancak Trophy ve GL5’de yok.
Üçüncü bir taktik, sisteme zarar vermek veya ateşlemek için dolaylı ateş kullanmaktır. Piyade tarafından kullanılan 60 mm’lik havan, M203/320 el bombası atıcısı veya Mk-19 bombaatar, sisteme zarar verebilir.
Dördüncü bir taktik, AKS’ler tarafından karşı konulmayan mühimmatları kullanmak ve ona zarar vermektir. Yüksek kalibreli bir makineli tüfek, mühimmat muhafazalarını yok etmek veya sensörlere zarar vermek için ateşlenebilir. AKS’nin sensörlerine ve mühimmat atıcılarına şarapnel etkisi yaratarak zarar vermeye yönelik direk aracı hedef almayan roket atışları yapılabilir.
Bunlar elbette sadece öneriler. Ancak piyade birimlerinde kritik bir taktik teknik ve prosedür geliştirme süreci için bir başlangıç noktasını temsil ediyorlar. Herhangi bir ordunun bir sonraki savaşta karşılaşabilecekleri değişen gerçeklere barış içinde hazırlanmaları hayati önem taşımaktadır. Düşmanlarımızın potansiyel yeteneklerini anlamak ve onları yenmek için teknikler geliştirmek, savaşta onlara karşı ilk geldiğimizde daha çevik olmamızı sağlayacaktır.
Türk silahlı Kuvvetleri yapılanmasını bilmediğim için örnek bir ABD Deniz Piyade taburunun cephaneliğinde, etkili anti-zırh silahı olarak 8 Javelin füze sistemi ve 8 TOW füze sistemi bulunuyor. ABD Deniz Piyadesi Kolordusu, taburlardaki tel güdümlü TOW sistemlerini 4 Javelin sistemi ile değiştirme sürecindedir. Bu değişim, taburu sadece 12 omuz ateşlemeli tanksavar füzesi veya yetmiş denizci başına yaklaşık 1 sistem ile bırakacak. Yapılacak bu değişiklik de yeterli görülmemekte ve her bölükte en az 6 Javelin olmak üzere toplamda 24 sistemin olması gerektiği değerlendirilmektedir. Bu sayede bölüklerin Rus Afganit gibi geliştirilmekte olan Aktif Koruma Sistemi’ne sahip hedeflere karşı üstünlük kurma şansı artacaktır. Halen Deniz Piyadesi tarafından kullanılan Mk153 SMAW ve gelecekte onun yerini alacak olan Carl Gustav silahları bile menzil açısından yetersiz kalacakken, 2500 metre menzilli Javelin bile yeterli görülmemektedir.
Kaynak: SavunmaSanayiST.com