Yunanistan’ın Rafale Alımının Mevcut Duruma Etkisi Nedir?

Roketsan-ATMACA-Banner

Abdullah Bekci / SavunmaSanayiST.com – Doğu Akdeniz’deki gerginlik, beklendiği üzere silah satışı yapan ülkelerinde iştahını kabartmış durumda. Pastadan en büyük payı ise Fransa almaya çalışıyor. Bu kapsamda da gerek ekonomik, gerek politik, gerekse askeri açıdan Yunanistan’a büyük bir destek verdiğini görebiliriz.

Bu desteğin bir adımı da bu yazıda değerlendirmesini yapacağımız Rafale savaş uçaklarının (bir kısmı hibe, bir kısmı satın alım) verilmesi. Akabinde bir 2. Bölüm olarak da Türkiye’nin yapabileceklerine dair beyin fırtınaları gerçekleştireceğiz.

STM Banner

(İkinci bölüm için buraya tıklayınız.)

Sözü fazla uzatmadan konuya giriş yapalım:

YUNANİSTAN’IN RAFALE ALIMININ MEVCUT DURUMA ETKİSİ NEDİR?

Bunu analiz edebilmek için öncelikle Rafale uçaklarını kısaca tanımamız gerekiyor. Rafale, Fransız havacılık şirketi Dassault tarafından üretilen çift motorlu, delta kanatlı, 4.5’uncu Nesil sınıfına girecek oldukça kabiliyetli bir muharip jet uçağı. Uçak AESA radara ve SPECTRA isimli bir elektronik harp süitine sahiptir. Çift motorlu oluşunun da etkisiyle yüksek bir harekat yarıçapına ve yüksek sayıda mühimmat taşıma kapasitesine sahiptir. Özellikle bu yönleriyle de Türk Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan F-16’lardan birebir bir karşılaştırmada üstün gözükmektedirler. Bunların yanı sıra Rafale uçakları ile birlikte satılması durumunda ciddiye alınması gereken 2 tehdit unsuru daha vardır. Bunlar METEOR ve SCALP-EG füzeleridir.

METEOR füzeleri; kimi kaynaklara göre 320 km, kimi kaynaklara göre 160 km ve kimi kaynaklara göre ise 100+ km menzile sahip, uzun menzilli havadan havaya atılan bir füze. Ramjet motorlu olması ve “throttleable” adı verilen ayarlanabilir bir itki sistemine sahip olması dolayısıyla füzenin tehdit seviyesi de muadillerine oranla daha yüksek olarak öne çıkıyor.

SCALP

SCALP-EG füzeleri ise havadan karaya atılan, açık kaynaklarda 300 deniz miline (560 km) varan bir menzile sahip, stratejik değeri ve tehdit seviyesi yüksek bir saldırı füzesi. (Mevcut durumda Yunanistan’ın elinde bu füzeden yaklaşık 90 adet bulunmaktadır. Ancak atabilecekleri tek platform Mirage-2000 uçaklarıdır ve bu uçakların bulundukları hava üsleri Türkiye’nin tesir alanı içerisinde kalmaktadır.)

Bu bilgiler ışığında yapılan alımı değerlendirmeye başlayalım.

Öncelikle uçakların gayet kabiliyetli uçaklar olduğu ve bunun yanı sıra kullanabildiği mühimmatlarında yüksek bir tehdit seviyesine sahip olduğu açıkça görülüyor. Ancak burada Yunanistan aleyhinde bir durum söz konusu. O konuda yapılan alımın çok kısıtlı bir sayıda olması. Yunanistan Rafale tipi uçaklardan yalnızca 18 adet alıyor. Bu da uçaklar her ne kadar yüksek kabiliyete sahip olsa da nicelik anlamında Türkiye için çok büyük bir tehdit olamayacağını gösteriyor.

Peki, bu uçaklar bu sayıda kalmaz da ilerleyen dönemlerde sayılar artırılırsa ne olur? Niceliğin de bir nitelik olduğunu göz önünde bulundurursak nicelik arttıkça tehdit seviyesinin yükseleceği de aşikârdır. Dolayısıyla bu 18 sayısı zamanla 36 adet, 48 adet veya daha fazla mertebelere geldiği takdirde Yunan Hava Kuvvetlerinin caydırıcılık oranı da artacaktır. Bunların yanı sıra fazla fazla METEOR ve SCALP-EG verilme ihtimali de göz önünde bulundurulursa işte o zaman Rafale uçakları Türkiye için ciddi bir tehdit haline gelebilir.

Ancak tekraren belirtmekte fayda var ki mevcut durumda 18 adet Rafale yalnızca ekstra bir güç olmanın ilerisine geçemeyecektir. Zira mevcut durumda Türkiye’nin özellikle yerli savunma sanayii sayesinde hatrı sayılır bir üstünlüğü bulunmaktadır.

KORAL ET/ED Sistemi
KORAL ET/ED Sistemi

Türkiye bugün 130’dan fazla taktik ve MALE (orta irtifa uzun havada kalış) sınıfında İHA/SİHA’ya sahiptir. Bunları destekleyecek KORAL, REDET ve MİLKAR gibi Elektronik Harp sistemlerini de elinde bulundurmaktadır. Bunların yanı sıra Türkiye, uçaklardan atılan milli seyir füzemiz SOM’a ve karadan karaya atılan balistik füzemiz BORA’ya sahiptir. Bunların beraberinde genel maksat bombalarının menzilini 100 km’nin üstüne çıkaran KGK gibi güdüm kitlerine sahiptir. Tüm bunlarda modernize edilmiş F-16 ve F-4 gibi platformlarda kullanılmakta ve bu platformlar da E-7T ve KC-135R gibi kuvvet çarpanları ile desteklenmektedir. Tüm bunlar; oldukça yüksek kabiliyetli personeller tarafından, oldukça iyi organize edilmiş bir emir komuta zinciri içerisinde idame edilmektedir.

Türk Hava Kuvvetleri, Irak ve Suriye’nin kuzeyine düzenlediği operasyonlar sayesinde personel kabiliyetini, organizasyon becerisini ve vuruş gücünü defalarca ispatlamıştır. Bu sebeple her ne kadar eğitim ve kabiliyet anlamında Türk Hava Kuvvetleri personelinden aşağı kalır yanları olmasa da attıkları gerçek mühimmat sayısı sınırlı olan Yunan Hava Kuvvetlerinin bizimle mukayeseye pek uygun olmadığını belirtmek gerek.

GELECEKTE NELER OLABİLİR?

Yunanistan; 230’dan fazla F-16 uçağına sahip Türkiye karşısında, mevcut durumda yaklaşık 150 adet F-16 ve yaklaşık 40 adet Mirage-2000 tipi savaş uçağı ile çıkıyor. Bunların yanı sıra gelecek yıllar içinde 18 adet Rafale alımıyla birlikte 24 adet F-35 alınması da gündemde. Buna ek olarak eldeki Mirage-2000 ve F-16 uçakları da modernizasyonlardan geçecek. Bu planlar gerçekleştiği takdirde modern olarak 85 adet F-16, 24 adet Mirage-2000, 24 adet F-35 ve 18 adet Rafale ile toplamda 152 adet savaş uçağına sahip olacak. Bunların yanı sıra ellerinde 18 adet Mirage-2000, yaklaşık 40 adet F-16 Block 50, yaklaşık 30 adet F-16 Block 30 ve yaklaşık 30 adet F-4 kalacak ancak muhtemelen bunlarında büyük kısmı (ihtimalen Block 50 F-16’lar hariç hepsi) yeni uçaklar geldikçe emekli edilecek. Nicelik anlamında her ne kadar azalma varmış gibi gözükse de özellikle F-35 ve Rafale alımı ve bununla birlikte F-16V modernizasyonu kesinlikle yabana atılmaması gereken nitelik artırıcı hamleler.

Yunanistan F-16

Ancak bu noktada da bunların hemen yapılabilecek değil zamana yayılan planlamalar olduğunu; örneğin F-16 modernizasyon projesinin 6-7 yıllık bir süreç için planlandığını, F-35 siparişi verilse en az 4-5 hatta 6-7 senelik zamanda bu uçakların kullanılabilir duruma geleceğini hesaba katarsak Türkiye’nin Yunanistan’a karşı mevcut üstünlüğünü koruması için önünde 6-7 yıllık bir zaman dilimi vardır. Bu 6-7 yıllık sürede de Türkiye mutlaka bu hamlelere karşılık niteliğinde adımlar atacaktır/atmalıdır.

Yazının ikinci bölümünde bu adımların neler olabileceğini irdelemeye çalışacağız.

(İkinci bölüm için buraya tıklayınız.)


Yazar: Abdullah BEKCİ   |   Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir Yorum

  1. evet şimdi yeni jet siparişi versek 5 yıla gelir, aesa radarı,elektronik harp podu,cam kokpit,aviyonik vs kabiliyetimiz var. yapmamız gereken tek şey ara platform olarak hürjet’in büyütülmüş halini üretmek olmalı. Teknofest istanbul’da iken Hürjet f-16 ile yan yana idi ve yukarıdan çekilmiş bir fotoğraf vardı. Hürjet, f-16 ile birebir aynı silüete sahipti, yapmamız gereken tek şey uygun itki gücü sağlayacak bir motor bulup ya da elimizdeki f-16 motorlarını benzerini yapıp(valla olur TEİ süpriz şekilde TEI-TJ300 motorunu nasıl çıkardıysa bunu da yapar) 4+ nesil büyütülmüş Hürjet için çalışmalıyız, Nasıl atak helikopteri için atak 2 çalışılıyorsa şimdi de Hürjet 2 için çalışmalıyız. Sipariş versek de kendimiz yapsak da aynı sürede olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu