İsveç Yapımı Saab Gripen NG Türk Hava Kuvvetlerine Ne Katar?

Roketsan-ATMACA-Banner

İsveç, Barış Pınarı Harekatı bahanesiyle Ekim 2019’dan beri Türkiye’ye uyguladığı silah ambargosunu Eylül 2022 itibariyle kaldırma kararı aldı. Hal böyle olunca İsveç üretimi 4.5 Nesil Saab JAS-39 Gripen NG savaş uçağının, Türk Hava Kuvvetleri için bir alternatif niteliği taşıyıp taşımadığı merak konusu oldu. Bu yazımızda, buna cevap arayacağız.

Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın muharip kapasitesi, halihazırda yaklaşık 230 adet 4. nesil F-16 Blok 30,40,50 ve 50+ ile 3. nesil 20-30 kadar F-4E 2020 Terminatör savaş uçağından oluşuyor. Hem Yunanistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin 4.5 ve 5. nesil savaş uçaklarına geçiş yapıyor olması hem de Türkiye’nin 1990’lı yıllardan beri katmanlı hava savunma ağından maruz kalması, Türkiye’nin hava gücü için soru işaretleri oluşturuyor.

STM Banner

Esasen bu soru işaretlerinin oluşmasındaki en temel sebeplerden bir tanesi de S-400 tedariki gerekçesi ile Eylül 2021 itibariyle Türkiye’nin 5. nesil savaş uçağı F-35 Lightning II Programı’ndan çıkarılmış olması. F-35 sonrası Türkiye, F-16 savaş uçağının en modern konfigürasyonu olan ve AESA Radar ile teçhiz edilmesi sebebiyle 4.5 nesil olarak adlandırılan F-16 Blok 70 talebinde bulundu. Ancak Türkiye’nin acil harekat ihtiyacı kapsamında Eylül 2021’de satın alma talebinde bulunduğu 40 adet F-16 Blok 70 savaş uçağı ile 79 adet modernizasyon kiti için halen ABD Kongresi’nden onay çıkmadı.

Onay çıkmasını bırakalım; ABD’li Temsilciler ve Senatörler, Yunan ve Ermeni lobilerinin de desteğiyle bu satışın yapılmaması veyahut kısıtlı bir şekilde yapılması için yasa tasarıları ortaya çıkartıyorlar. Bu tasarılarının en bilineni; Türkiye’nin F-16 Blok 70 tedarik etmesi durumunda, Yunan hava sahasını bu uçaklarla ihlal etmesini engelleyen bir maddeyi barındırıyor.

F-16 Blok 70
F-16 Blok 70

Son olarak konuyla ilgili olarak 19 Eylül 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan açıklamada, “Siyasi yaklaşımla F-16 konusunda Türkiye’ye yaptırım uygulama yoluna gitmek iki dost ülke için çok yanlış. En son Biden, çözüm noktasında bana söz verdi. F-16 konusunda eğer biz istediğimiz neticeyi alamazsak ne yapacağız? Başımızın çaresine bakacağız.

Siz kalkıp da Yunanistan’a F-16 konusunda her türlü desteği vereceksiniz, orada üsler kuracaksınız ama Türkiye gibi NATO’daki dost ülkeye ve ilk 5 içerisinde NATO’da her türlü desteği veren ülkeye bu desteği vermeyeceksiniz. Bu durumda Türkiye’nin yapacağı iş de başının çaresine bakmaktır. Yoksa bunun dışında bizim Amerika’yla sıkıntımız yok.” ifadelerine yer verildi. Bu açıklamanın ardından, gözler bir kez daha F-16 Blok 70’in alternatifi uçaklara çevrildi.

Türkiye Neden F-16 Blok 70 İstiyor?

Alternatiflere bakmadan önce, Türkiye’nin niçin F-16 Blok 70 istediğini de anlamak gerekiyor. 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi sonrası Türk Hava Kuvvetleri, personel bakımından ağır bir yara aldı. Birçok personelin, FETÖ iltisaklı olduğu gerekçesiyle Türk Hava Kuvvetleri ile ilişiği kesildi. Bu durum, kritik öneme sahip olan ‘Uçak Sayısı / Pilot’ oranın bozulmasına sebebiyet verdi. Sadece pilot değil, Kurmay personel sayısında da büyük bir düşüş yaşandı.

Aradan geçen 7 yıllık sürenin ardından Türk Hava Kuvvetleri, bugün darbe sonrası döneme göre çok daha iyi bir konumda. Ancak halen 15 Temmuz öncesi döneme tamamıyla dönmüş değiliz. Bunun, biraz daha zaman alacağı aşikar. Şu anda yeni mezun muharip pilotlarımızın çok büyük bir kısmı, F-16 platformu için eğitim alıyor. Bu durum, farklı bir tip eğitimi gerektirmediği için F-16 Blok 70’in seçilmesinde önemli bir etken.

Türk F-16'ları Polonya Semalarında

Ayrıca Türk Hava Kuvvetleri, yaklaşık 40 yıldır F-16 uçaklarını işleten bir kuvvet. Dolayısı ile hem bilgi birikimi hem de altyapısıyla F-16’ya oldukça hakim. Bu da F-16 Blok 70 seçiminde kritik bir husus.

Türkiye’nin F-16 Blok 70 talebi, adı üstünde ‘acil ihtiyaç’ statüsünde. Çünkü Yunanistan, 4.5 nesil sınıfında bulunan Rafale uçaklarını teslim almaya başladı. Yine mevcut uçaklarını modernize ederek F-16 Blok 70 seviyesine çıkartmaya da devam ediyor. Ayrıca, 5. nesil F-35 Lightning II tedariki için de görüşmelerini sürdürüyor. Tüm bu hususlara bakıldığında en ideal uçak, F-16 Blok 70.

Peki Alternatif Uçaklar Neler Olabilir?

ABD Senatosu’nun F-16 Blok 70 tedarikine onay vermemesi de halen güçlü bir ihtimal. Peki, böyle bir durumda biz nereden uçak tedarik edebiliriz? Türkiye, 4.5 veyahut 5. nesil bir savaş uçağı tedarik etmek istiyor. Burada; Fransa (Rafale), İngiltere/İtalya (Typhoon), Çin (J-10, J-20), Rusya (Su-35, MiG-35, Su-57) ve İsveç (Gripen) öne çıkıyor.

Fransa tarafından üretilen Rafale, Fransa’nın Yunanistan’ın başlıca silah tedarikçilerden birisi olması ve Türkiye’ye birçok örtülü ambargo uygulaması sebebiyle denklemden çıkarılabilir. Rusya ve Çin üretimi savaş uçakları ise NATO’ya uyumlu olmamaları sebebiyle denklemden çıkarılabilir. Çünkü Türkiye’nin ihtiyacı, adı üstünde ‘acil’ statüsünde ve bir Rus veyahut Çin uçağını tedarik etmemiz de çok mümkün gözükmüyor. Bu uçakları operasyonel hale getirmek için yapacağımız altyapı ve üstyapı çalışmaları, yaklaşık 10 yılımızı alacaktır.

Typhoon FGR4 Savaş Uçağı
Typhoon FGR4 Savaş Uçağı

Geriye, Typhoon ve Gripen platformları kalıyor. Esasında İsveç’in silah ambargosu sebebiyle bugüne kadar daha çok Typhoon üzerinde duruldu. Ancak İsveç, 3 yılın ardından Türkiye’ye yönelik silah ambargosunu kaldırdı. Peki, JAS-39 Gripen bizim için bir alternatif olabilir mi?

JAS-39E Gripen NG ve Türk Hava Kuvvetleri

Bu sorunun yanıtı için öncelikle Türk Hava Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını iyi anlamamız gerekiyor. Şu anda Türk Hava Kuvvetleri, hava-yer görevleri için bir platform eksikliği çekmiyor. Elimizdeki 230 kadar F-16 ile 20-30 adet F-4 savaş uçağı ile bu görevler rahatlıkla gerçekleştirilebilir. Ayrıca, çok sayıda SİHA’mızın da olduğu unutulmamalı. Buradaki asıl eksiklik, hava-hava muharebelerinde görev alacak olan ve AESA Radar ile teçhiz edilmiş bir savaş uçağından yana.

JAS-39 Gripen; F-16 Blok 70 ve  J-10 ile birlikte listemizdeki 3 tek motorlu 4.5 nesil savaş uçağından birisi konumunda bulunuyor. Aslında yine bu uçaklar arasındaki gerek boyut gerekse taşıma kapasitesi açısından en küçük uçak Gripen desek yanılmayız. Bu küçüklük, sadece dezavantaj değil. Diğer uçaklara göre çok daha az radar kesit alanına işaret etmesi sebebiyle aslında hava-hava muharebeleri için önemli bir avantajı barındırıyor.

İlk uçuşunu 1988’de gerçekleştirilen Gripen; İsveç tarafından geliştirilen, delta kanat ve canard yapısına sahip tek motorlu bir savaş uçağı olarak öne çıkıyor. Gripen’ın, Typhoon ve Rafale platformlarının yarı fiyatında olduğu da açık kaynaklara yansıyan bir durum. Yani esasında Gripen, pazardaki en ucuz NATO uyumlu 4.5 nesil savaş uçağı konumunda bulunuyor. Öte yandan Gripen’ın saatlik uçuş masrafı da bu uçaklar arasındaki en düşük maliyet olarak öne çıkıyor.

Gripen F, Gripen E / F, SAAB Gripen, JAS-39 Gripen F,

Gripen-E; 15.2 metre uzunluğa, 8.6 metre genişliğe, 16.5 ton azami kalkış ağırlığına, 98 kN azami itki gücüne, 2+ Mach hıza, 52.000+ feet irtifa limitine, 1500 kilometre harekat yarıçapına ve 10 faydalı yük istasyonuna sahip. Sensör füzyonuna sahip uçağa GE-F414G turbofan motoru güç veriyor. Aynı zamanda uçakta; AESA Radar, Kızılötesi İz Takip Sistemi (IRST), gelişmiş elektronik-harp ve muhabere sistemleri ile 7 adede kadar METEOR Görüş Ötesi Hava Hava Füzesi taşınmasına olanak sağlayan silah istasyonları bulunuyor.

Burada; AESA Radar, IRST ve RamJet itki sistemine sahip METEOR füzeleri çok önemli. Çünkü esasında 4.5 nesil savaş uçağı kavramına bunlar hayat veriyor. Bu özellikleriyle Gripen-E’nin, hava-hava muharebesi açısından F-16 Blok 70’ten daha iyi bir konumda olduğunu söylemek mümkün.

Gripen-E’de Leonardo üretimi RAVEN ES-05 AESA Radar’ı kullanılıyor. Bu radar, uçağa 100 derecelik bir kapsama alanı sunuyor. Açık kaynaklarda, Rafale ve Typhoon savaş uçaklarının radarlarının yaklaşık 200 kilometre; F-16 Blok 70 ve Gripen NG’nin radarlarının ise 120 kilometre menzile sahip olduğu iddia ediliyor. Tabii bu bilgiler, çok sağlıklı değil. Ancak yine de genel bir izlenim verebilir.

AESA Radar

Gripen’ın en büyük dezavantajı ise üretiminde bazı ABD üretimi parçaların kullanılıyor olması. Uçağın motoru, uçuş veri bilgisayarı ve yardımcı güç sisteminin ABD üretimi olduğu biliniyor. Bu durumun satışa engel olup olmayacağı ise oldukça teknik bir konu. Ancak motor, ihracata engel bir husus oluşturabilir.

Gripen’in, maliyet açısından Türkiye’nin tedarik etmesinin ‘muhtemel’ olduğu bir diğer uçak olan Typhoon’a göre öne çıktığı söylenebilir. Türkiye, savunma bütçesi oldukça kısıtlı bir ülke dolayısı ile Typhoon tedariki bizim için biraz daha uzak olabilir. Ancak Gripen, gerek birim maliyeti gerekse saatlik uçuş masrafı açısından cazip bir uçak olarak öne çıkıyor. Burada vurgulanması gereken bir husus da şu: Gripen NG ile bir F-16 Blok 70’e karşı koyulabilir ancak Typhoon ile hem F-16 Blok 70 hem de Rafale platformlarına karşı konulabilir. Dolayısıyla Gripen NG ve F-16 Blok 70 ile Rafale ve Typhoon ayrı sınıfları temsil ediyorlar.

JAS-39 Gripen’ın bir diğer avantajı ise üretim hattındaki yoğunluğunun; Rafale, Typhoon ve F-16 Blok 70’e göre daha az olması. Bu durum, daha erken bir teslimata olanak sağlayabilir. Şu anda sağlıklı şartlarda yapılacak olası bir Gripen tedariki, hem Türk Hava Kuvvetleri’nin elini rahatlatacak hem de ana odağımız konumundaki MMU ve HÜRJET süreçlerine tamamlanıncaya kadar kendimizi idame etmemizi sağlayacaktır.

Sonuç olarak JAS-39 Gripen savaş uçağının hava-hava muharebe kapasitesinin, kabiliyetleri açısından F-16 Blok 30,40,50,50+ ve hatta 70’ten daha iyi olduğu bu bilgilere bakılarak söylenebilir. Burada Blok 70’e göre Gripen’da öne çıkan en temel teknik etkenlerden biri ise METEOR Görüş Ötesi Hava Hava Füzesi. F-16 Blok 70’in alınmadığı bir denklemde Gripen, Türk Hava Kuvvetleri için en iyi seçenek olabilir. Ancak tabii ki burada ikili ilişkilerin gidişatı önemli bir husustur.

ÖNERİLEN İÇERİK: İsveç Türkiye’ye Yönelik Silah Ambargosunu Kaldırdı


Kaynak: SavunmaSanayiST.com

TUALCOM Gif Baner   Sarsılmaz
Başa dön tuşu