(Bu içerik SavunmaSanayiST.com’a aittir. Kaynak belirtilmeden kullanılması halinde hak talebinde bulunulacaktır.)
18 Mart hepimizin bildiği gibi “Çanakkale Zaferi” olarak bilinmektedir. 1. Dünya savaşı sırasında itilaf devletlerine bağlı donanma kuvvetleri, çeşitli savaşlar ve farklı birtakım olaylar neticesinde zayıflayan Osmanlı İmparatorluğunu işgal etmek ve bir manda ülkesine haline getirmek için Çanakkale Boğazından geçerek başkent İstanbul’u kuşatma altına almayı planlamışlardı.
“Üzerinde güneş batmayan imparatorluk” olarak bilinen Britanya İmparatorluğu donanması ve Fransız donanması tarafından oluşturulan “Birleşik Filo”, 19 Şubat 1915 günü Anadolu yakasında ki Orhaniye ve Kumkale tabyaları ve Rumeli yakasında ki Ertuğrul ve Seddülbahir tabyalarının imha edilmesi için harekete geçti.
Toplam 12 adet savaş gemisinin katıldığı saldırı akşam saat 17:30’a kadar sürmüştür. 7,5 saat süren saldırıda yaklaşık olarak 1000 top mermisi Çanakkale’ye atılmıştır. Bu saldırılara karşı Osmanlı topçuları, toplarının menzillerinin kısa olması sebebiyle ciddi bir karşılık verememiştir. Buna rağmen Saldırı amacına ulaşamamış, birleşik filo geri çekilmiştir. Bunun sebebi hedef tabyalara yeterince yaklaşılmadan saldırının gerçekleştirilmesidir. Saldırı da Osmanlı tarafı 4 şehit 11 yaralı vermiştir. Tabyalarda ciddi hasar bulunmamaktadır.
Takip eden günlerde hava muhalefeti nedeniyle iki tarafta herhangi bir harekette bulunamamıştır. Bu yüzden ikinci dalga saldırı 25 Şubat günü ancak yapılabilmiştir. Öğle saatlerine doğru başlayan ikinci dalga saldırılarda bu defa zırhlılar daha yakına girmişler ve daha isabetli saldırılar yapmışlardır. Bu sırada kıyıya fazla yaklaşan Agamemnon zırhlısı, Ertuğrul tabyası tarafından ateş altına alınmaya çalışılmış, gemi 15 dakika içinde 7 kere isabet almıştır. Hasar gören Agamemnon geri çekilmek zorunda kalmıştır. Gemi mürettebatından 8 kişinin öldürüldüğü bilinmektedir.
Fakat gün sonuna kadar başka iyi bir haber almak imkansızdır. Ertuğrul ve Orhaniye tabyalarına bu andan sonra çok büyük baskıya uğrar ve gün sonunda 2 tabya da tamamen imha olur. 13 Şehit, 19’da gazi verilir.
Bugünden sonra Birleşik Donanma için planın ikinci aşaması başlar. Dış cephelerin susturulmasından sonra savaş gemileri boğaza girecektir. 26 Şubattan başlayarak 17 Mart’a kadar süre gelen karşılıklı çatışmalar Osmanlı tabyalarını oldukça yıpratmıştır. Boğaza dökülen mayınlar İngilizler tarafından temizlenmiş ve zırhlılar için hareket alanı açılmıştır.
Nusrat Mayın ve Kıyıya Paralel dökülen 11. Mayın Hattı:
8 mart 1915 günü Albay Cevat bey komutasında ki Nusrat Mayın Gemisi tarafından saat 05:00 sularında 26 adet mayın Erenköy önlerine, kıyıya paralel olarak dökülmüştür. Bu mayınlar döküldükten 10 gün sonra Osmanlı askerlerine zafer kazandıracaktır.
18 Mart 1915:
18 Mart sabahı hava açıktır. Rüzgar ve sis yoktur. Osmanlı Keşif birliklerine ait tayyareciler boğaz üzerinde keşif uçuşu yapmışlar, yaptıkları uçuş esnasında birleşik filonun savaş düzeni aldıklarını görmüşlerdir. Bunun üzerine Osmanlı topçuları da silah başı yapmıştır. İtilaf Devletleri 4’ü Fransız 12’si İngiliz olmak üzere 16 zırhlı, 4 kruvazör, 14 destroyer, 7 denizaltı, 21 mayın tarama gemisi, otuzdan fazla bot, bir muhrip ana gemisi, bir gambot ve çeşitli destek gemilerinden oluşan 100 parçalık bir donanmayla boğaza saldıracaktır. Toplamda 4 savaş gemisinden oluşan 3 saldırı hattı bulunacaktır. Bunlara da yine 4 gemiden oluşan bir koruma hattı tayin edilmiştir. 2 adet gemi ise yedek olarak bekletilecektir.
Saldırı kolu Agamemnon zırhlısının liderliğinde boğaza girmeye başladığı anda top atışlarına da başlamıştır. Bu top atışlarına Osmanlı topçusu neredeyse hiç karşılık vermemiştir. İlerleyen saatlerde gemilerin menzil içine girmesiyle birlikte özellikle Hamidiye ve Mecidiye tabyaları gemilere karşı top atışına başlamıştır. Saldırı o kadar şiddetlidir ki Osmanlı tabyaları ciddi hasarlar almakla beraber birleşik filonun savaş gemileri de büyüklü küçüklü hasarlar almışlardır.
Bu anlarda en büyük moral kaynağı İngiliz zırhlısı HMS Irresistible’ın yan tarafından aldığı isabetle ağır hasar alması olmuştur. Ağır hasar alan Irresistible ilerleyen saatlerde Türk topçusu tarafından batırılacaktır. Ayrıca Fransız zırhlısı Bouvet de geri çekilme esnasında yine Nusrat’ın döktüğü mayınlardan birine çarpmıtırş. Büyük bir patlama ile koca zırhlı 3 dakika içinde 700’e yakın mürettebatıyla birlikte boğazın sularına gömülmüştür.
Seyit Onbaşı ile geliyorum diyen zafer:
İlerleyen saatlerde tabyalarda meydana gelen hasarlar dahada artmış, birçok top imha olmuştu. O tabyalardan birinde de Seyit isimli bir Onbaşı bulunuyordu. Seyit Onbaşının görevli olduğu Rumeli Mecidiye tabyası çok sayıda şehit ve gazi vermişti.
Askerlerin çok yakınına düşen bir top mermisi bölgede bulunan toplara ağır hasarlar vermiş, bu hasar sonucu sağlam kalan bir topun da mermi yükleme vinci kullanılamaz hale gelmişti. Bu sırada arkadaşlarının şehit ve gazi olduğunu gören Seyit Onbaşı, İngiliz Zırhlısı Ocean’ın boğazı geçmekte olduğunu gördü.
Herkes umutlar tükenmişti derken bir onbaşı tarihin akışını değiştirecekti…
Onbaşı Seyit 276 kg gelen top mermisini tek başına sırtlamış, vinci çalışmayan topun namlusuna mermiyi sürmüştü. Top hala atış yapabilir durumdaydı. Seyit onbaşı tek başına bu olayı 3 kere tekrarladı. 3. atışta İngiliz Zırhlısı HMS Ocean’ı tam dümeninden vurdu. Ağır hasar alan zırhlının kontrolü kaybedildi ve sürüklenerek Nusrat’ın döktüğü mayınlardan birine çarptı. Mayına çarpan Ocean kısa bir süre sonra battı.
Rüzgar tersine dönüyor:
Ocean’ın batmasının ardından diğer zırhlılarda peyderpey isabetler almaya başladı. Bu isabetler sonucu Inflexible, Agamemnon, Goulois ve Souffren zırhlıları ağır hasar alarak savaş dışı kaldı.
Sonuç:
Akşam saatlerine gelindiğinde Birleşik Filo toplamda 7 adet zırhlısını birkaç saat içinde kaybetmişti. Yaşanan kayıpların ardından savaş gemileri geri çekilmek zorunda kalmış, Osmanlı ordusu ise kesin zafer ilan etmişti.
Yazar: Abdullah Bekci Kaynak: SavunmaSanayiST.com