RF-4E IŞIK Modernizasyonu

Roketsan-ATMACA-Banner

F-4E uçaklarının Terminatör 2020 projesiyle modernize edilmesinde kazanan kabiliyetler ilk Milli Uçak modernizasyon projemiz olan IŞIK projesi hayata geçirilmiştir.

Bu kapsamda; ABD’den satın alınan 7 adet RF-4E ile Alman Hava Kuvvetleri’nden devralınan RF-4E uçakları arasından seçilen 11 adet RF-4 uçağı, proje kapsamına alınmıştır. IŞIK Projesi ile toplamda 18 adet RF-4E savaş uçağının her türlü hava şartında, gece ve gündüz hassas seyrüsefer yapabilecek, elektronik harp koruması altında keşif görevlerini başarıyla icra edebilecek imkân ve kabiliyete kavuşması amaçlanmıştır.

STM Banner

Proje iki adımdan oluşacaktı. Birinci aşamada uçakların gövdelerinde iyileştirme ve güçlendirme çalışmaları ile aviyonik sistemler yenilenecekti. İkinci aşamada ise yeni nesil elektro-optik ve radar keşif podlarının alımı ve entegrasyonu yapılacaktı.

Projenin İlk Aşaması:

Projenin ilk aşaması, 1. Hava İkmal Bakım Komutanlığı ile ASELSAN arasında olacaktı ve sözleşmenin tutarı 24.4 Milyon dolardı. USAF ve GAF RF-4E’ler donanım olarak da yapısal olarak da farklılıklar taşımaktaydı. USAF RF-4E’ler envanterdeki diğer F-4E’ler gibi hücum kenarında manevralı slatlara sahipken, GAF RF-4E’ler hücum kenarı flapları ve “Boundary Layer Control (BLC)” sahipti. Diğer yapısal farkları da USAF’lar yuvarlak hatlı kamera yuvasına sahipken GAF’lar köşeli hatlı kamera yuvasına sahipti. Amerikan ve Alman F-4E’lerinin yapısal farklılıklarından ötürü öncelikle uçakların benzer yapısal ve aviyonik konfigrasyonda olması planlandı.

Proje 29 Ocak 2004 yılında başlatılmıştır. Bir adedi Amerikan, bir adedi Alman olan prototipler modernize edilmeye başlanmıştır. Modernize edilen uçaklardan ilki 19 Aralık 2008 tarihinde ikinci uçak ise 19 Ocak 2009 tarihinde test uçuşlarına başlamıştır. 16 Nisan 2009 tarihinde ise test uçuşları tamamlanmıştır. Diğer 16 adet uçağın yapısal modernizasyonu 2010 yılında tamamlanmıştır.

Işık Projesi’nden geçen RF-4E uçağımız yapılan törende sergileniyor

Uçakların aviyoniklerinin modernizasyonu kapsamında Amerikan ve Alman RF-4’lerinin kokpitleri standart hale getirildi. Yenilenen Aviyonik sistemin için uçağa ilave kablo montajı yapıldı. Modernizasyon kapsamında yeni aviyoniklerden, pilot ile Uçuş Yönetim Sistemi arasında birincil arayüz görevini gerçekleştiren CDU-900Z Kontrol Gösterge Birimi ve AN/ALQ-173[V]3R pasif elektronik harp sistemine ait Radar İkaz Alıcısı (RWR) ekranı ön kokpit ön borda paneline yerleştirildi. Ön kokpitte yer alan sağ ve sol konsollar yeniden tasarlanarak RWR Kontrol Ünitesi, Silah Kontrol Paneli, Aviyonik Aktivasyon Paneli (AAP) ve Keşif Paneli takıldı. Arka kokpit ön borda paneline pilotlara tehdit ortamındaki bilgileri anında ve renkli olarak sunabilen RWR kontrol ünitesi ve ekranı yerleştirildi. Arka kokpit sağ ve sol konsol yeniden tasarlanarak CDU-900, AAP ve MILSEC-III kripto üniteleri takıldı, mevcut paneller üzerinde bir dizi tadilat yapıldı.

LN-12 Ataletsel Seyrüsefer Sistemi (INS), LN-100GT Gömülü INS/GPS (EGI) sistemi ile değiştirildi ve böylece uçağın saatteki mil hatası 3.6nm’den INS devrede iken 0.8nm’ye, INS/GPS birlikte kullanılırken de 10 metreler düzeyine düşürülerek uçağa çok hassas bir seyrüsefer kabiliyeti kazandırıldı. Uçağın yenilenen ve sayısal arayüze sahip LN-100GT gibi aviyonik sistemleri ile uçakta muhafaza edilen orijinal analog gösterge sistemleri arasındaki haberleşme ise SBU-100 Senkro Çevirici Ünitesi üzerinden sağlandı. SBU-100 bu proje ihtiyaçları için Aselsan tarafından özel olarak tasarlandı.

Radar altimetre sistemi AN/APN-159 iken bu sistem CARA (Birleşik İrtifa Radar Altimetresi) AN/APN-232 sistemine dönüştürüldü.

Ülkemizin ilk milli uçak modernizasyonu olan Işık Projesi ile yenilenen RF-4E/TM uçağımız, özgün kamuflajı ile Erhaç Meydanı selamlıyor.

Haberleşme sistemi de kapsamlı bir yenileştirmeye tabi tutulmuştur. Mevcut UHF frekansı RT-793A/ASQ ve HF frekansı RT-792/ARC-105 telsiz setleri Aselsan tarafından teslim edilen kriptolu ve Link 11 uyumlu 2 adet MXF-484 UHF/VHF Have Quick telsiz seti, 1 adet ARC-190 HF telsiz, Aviyonik Aktivasyon Paneli ve Gaz Kolu PTT (Bas Konuş) Anahtarı uçaklara entegre edilmiştir. EH sistemi modernizasyonu kapsamında uçaklarda yer alan AN/ALR-46 RWR sistemi, AN/ALQ-178[V]3R Pasif Elektronik Harp Sistemi ile değiştirilmiştir. Amerikan RF-4E uçaklarında bulunan KS-146B LOROP keşif podu kabiliyeti, Işık Projesi kapsamında 5 adet Alman RF-4E uçağına da kazandırılmıştır. Böylece toplam 12 adet RF-4E/TM uçağı keşif podu taşıma kabiliyetine sahip olmuştur. KS-146B keşif podu sistemi olarak uçaklara; Keşif Podu, Kontrol Paneli, Güç Akım Kesme Kutusu, Sağa Bakış ve Sola Bakış Üniteleri takılmıştır. KS-146B keşif podu sisteminin uçak üzerinde LN-100GT seyrüsefer sisteminden ihtiyaç duyacağı INS sinyallerinin arayüz bilgileri SBU-100 üzerinden sağlanmıştır.

Öte yandan RF-4E uçakları normalde silah taşımamalarına rağmen Türk Hava Kuvvetleri’ndeki RF-4E’ler, Işık modernizasyonundan sonra güdümlü silah taşıma kabiliyetine sahip oldular. Nitekim İzmir’de Haziran 2011’de düzenlenen hava gösterileri sırasında kanat altlarında TÜBİTAK tarafından geliştirilmiş hassas güdümlü bombalar taşıyan bir RF-4ETM sergilenmişti.

2011 İzmir Hava Gösterileri sırasında sergilenen bir RF-4E TM savaş uçağı. Uçağın kanat altlarında hassas güdümlü bombalar bulunuyor
Projenin İkinci Aşaması:

Işık Projesi’nin ikinci aşamasında TARP projesi ile elektrooptik ve radar keşif podları ve bu podların aktardığı verilerin kıymetlendirileceği yer istasyonlarının tedariği planlandı.

Projenin temelleri 1990’lı yıllarda  RF-4E’lerin eski nesil ıslak film kameralarının modern keşif kameraları ile değiştirilmek istemesine dayanıyor. Hava Kuvvetleri’nin bu isteklerine binaen ihale açılıyor ve ihaleyi 2000 yılında İsrailli Elop şirketi kazanıyor. Elop şirketine bu kapsamda 36 milyon dolar karşılığında iki adet LOROP (Long Range Oblique Photography; Uzun Menzil Yanal Görüntüleme) keşif podu ve bu keşif podlarının ileteceği verileri kıymetlendirmek için Görüntü Kıymetlendirme İstasyonu (GKİ) siparişi verildi.

Projenin teslimat tarihi 2001 yılındaydı fakat LOROP podları üç yıl gecikme ile 2004 yılında teslim edildi. 2004 yılında teslim edilen podlar testlerden başarılı bir şekilde geçemedi. İsrailli Elop şirketinin podları düzeltmek için ard arda ek süreler istemesi üzerine proje sıkıntıya girdi. Proje 2006 yılının Ocak ayında Türkiye tarafından tek taraflı şekilde fesh edildi. Elop şirketi 13 milyon dolar cezaya çarptırıldı ve 3 milyon dolarlık teminat mektubuna da el kondu. Elop şirketi ise sorunlarına sebep olduğu gerekçesi ile podların datalink (veri bağı) üreticisi olan Rafael şirketi ile davalık oldu

173. Şafak Filoya Bağlı F-4ümüz Lorop Poduyla

.Lorop projesinin iptalinden kısa bir süre sonra 2006 yılının Şubat ayında yeni bir proje hayata geçirildi.

Tarp Projesi

TARP (Turkish Aerial Reconnaissance Program) adı verilen proje,  dört adet elektrooptik / kızılötesi (PRESS) ve iki adet SAR/GMTI radar (SARENS) keşif podu, bir adet sabit ve iki adet seyyar GKİ ile üç adet yer veri link terminalinin tedariğini kapsıyordu. ASELSAN’ın ana yüklenici olacağı ve GKİ’nin MilSoft, yer data link terminalini ise Savronik’in geliştireceği projede adaylar, Recon Optical, BAE Systems, Lockheed Martin, Goodrich, Elbit-ElOp, IAI-Elta, Rafael ve Thales şirketleri idi. Ana yüklenici ASELSAN, PRESS için Elbit / ElOp üretimi Condor 2 LOROP; SARENS için ise IAI / Elta üretimi EL/M-2060P sistemlerini seçti. Elbit / ElOp ile USD87 milyon; IAI / Elta ile de USD54 milyon tutarındaki sözleşmeler 2008 Aralık ayında imzalandı. Sözleşme kapsamında teslimatların 2011 – 2012 arasında tamamlanması planlanmıştı. Çatı sözleşme kapsamında ayrıca USD24 milyon tutarında bir teknoloji transferi ve entegrasyon kalemi de bulunmaktaydı. Tedarik edilecek podların ve yer segmentinin entegre lojistik desteği de ASELSAN tarafından sağlanacaktı.

Üst resimde ElOp Condor II LoROP sistemi Alt resimde Elta El/M-2060P SAR sistemi

TARP projesi, HvKK envanterindeki RF-4E’lerin modernizasyonunu içeren Işık projesinin en önemli ayağını oluşturmaktaydı. Hizmete alındıklarında bu podlar, mevcut ıslak film kameralarının yerini alarak gerçek ve gerçeğe yakın zamanlı uzun menzilli SAR ve EO/IR görüntü keşfinde kullanılacaklardı. TARP Projesi, 2010 yılında cereyan eden Mavi Marmara olayı ve akabinde Türkiye – İsrail ilişkilerinin kopmasından ilk etkilenen savunma projesi oldu. Tüm askeri işbirliği faaliyetlerinin kesilmesi ile birlikte proje, 2011 Aralık ayında İsrail tarafından tek taraflı olarak feshedildi.

Sonuç olarak Işık projesi kapsamında toplamda 18 adet RF-4E modernizasyondan geçirilerek RF-4E TM olarak adlandırılmıştır. 18 adetlik RF-4ETM filosunun 12 adetlik kısmı son derece modern keşif – gözetleme kabiliyetine sahip olmuştur. Kalan 6 adedinin daha ikincil görevlerde kullanılması planlanmıştır.

Ne var ki bu güzel uçak, kamuoyunun gündemine son 3 yılda acı olaylarla taşınmıştır. 22.06.2012 tarihinde 173. Filo’ya ait bir RF-4E/TM, Hatay açıklarında Suriye hava savunması tarafından düşürüldü ve iki pilotumuz şehit oldu. Ertesi sene Sivas Kangal’da bir başka RF-4E/TM düştü; pilotlar fırlatma koltuğu ile atlayarak kurtuldu. Ancak bu sene Şubat ayında Malatya’da iniş için alçalmakta olan iki RF-4E/TM’nin düşmesi ve dört pilotun şehit olması, kamuoyunda oluşan yanlış algı ile birleşince tüm Phantom filosuna yönelen bir şüphe ve tepkiye neden oldu. Eleştiri ve spekülasyonlar zirvedeyken Mart ayında Konya’da bir F-4E/2020’nin düşmesi ve iki pilotun şehit olması, zaten 2015 yılı içinde planlanmış olan RF-4E/TM’lerin emekliliğini erkene çekti. 2014 yılında söndürülen 113. Filo’nun uçaklarını devralan 173. Filo’da aktif kalan son 8 RF-4E/TM, 12.03.2015 tarihinde düzenlenen bir törenle emekliye ayrılmıştır. Yerlerini DB-110 keşif podlu F-16 Block 30lu uçaklar almıştır.

77-0315 kuyruk numaralı RF-4E TM uçağımız jübile uçuşu için kalkış yapıyor. Son görevde çekilen eski nesil son “ıslak tabanlı” hava fotoğrafı da komutanlığın envanterindeki RF-4E uçağının son ürünü olarak kayda geçti.

Not: 2008 yılında Almanya Türkiye’ye, RF-4E uçaklarında kullanılmak üzere 12 adet AAD-5 Linescanner keşif podunu hibe etmiştir. Kısaca bu podlardan bahsedecek olursak BAE Systems’e ait olan AN/AAD-5, RF-4E Phantom II taktik keşif uçaklarında kullanılmak üzere geliştirilmiş ve 1977 yılında hizmete girmiş bir kızılaltı (InfraRed) keşif sistemidir.


Yazar: Muhammed AYYILDIZ   |   Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir Yorum

  1. Sabah sabah duygusallığım tuttu,hayırdır. Evet belki ceylandan çok mandaya benziyor,olabilir.Ama ilk
    uçuşu 1952 yılında, yaş yetmiş. Olabilir,bünyesi sağlam ve devamlı tekamül ettirildi. Ferrari’nin sesiyle neredeyse orgazm olanlar, Fantom’un kalkışını duymadılar herhalde. Hele biraz eskice modellerinin arkasında simsiyah egsoz kuyruğu bırakışını. Dedim ya duygusalım bugün : çift motoru, kamyon gibi taşıma kapasitesi,iki mach sürati,mukavim yapısı daha unuttuklarımı da sayarım sonra.
    Boşuna “baba uçak” denmedi ona. Bizim de dahil kaç kuvvetin kahrını çekti, çilekeş !!
    Kim hor görebilir bu uçan efsaneyi ? Yamanır,lehim kaynak yapılır, çamaşır ipiyle tuttursan gene uçar
    ve görevini yapar. Ne var ki her güzel şeyin de sonu geliyor işte. Gördüğümüz için şanslıyız, uçuran pilot daha da şanslı. Eh, emekliliğine az kaldı, birazcık daha dayan !!!
    Sayın Ayyıldız, bu etraflı yazınıza teşekkürler !!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu