Mısır, sadece hazır alımla kalmak istemiyor

Roketsan-ATMACA-Banner

2017 yılında Mısır, Rusya’ya 400+100 adet T-90S siparişi vermişti. T-90 tasarımcısı ve üreticisi olan Uralvagonzavod’dan yapılan açıklamalara göre T-90S tanklarının parçalarının bir kısmı (buna bazı kritik parçalar da dahil olmak üzere) Mısır’da üretilecek ve tankın tüm montajı lisans altında Mısır’da gerçekleştirilecek.

Mısır, neden T-90S alıyor?

STM Banner

1362 adet M1A1 Abrams ve 300 adet M60A1 ile M60A3 tankına sahip olan Mısır, Rusya’dan da 400 adet T-90S tankı aldığında 2000’den fazla ana muharebe tankına sahip olacak. Diğer M1 kullanıcıları olan Körfez ülkelerine oranla Mısır’ın sahip olduğu M1A1 tanklarının büyük çoğunluğu Mısıra sıfır tank olarak geldi. Körfez savaşında kullandığı M1 ve M1A1 tanklarını Amerika Birleşik Devletleri, biz dahil birçok ülkeye satmaya çalışarak hem geri götürme masrafından kurtulmak, hem gaz türbinli motorlarında çöl kumlarının yarattığı ağır hasarların geri dönüşüm masrafından kurtulmak hem de bu işten para kazanmak istiyordu. Fakat Mısır, 1200 tanesi sıfır olan 1360 adet M1A1 tankına sahipken neden T-90S almak hatta kendi ülkesinde üretmek istiyordu?

Mısır, Amerika’nın Körfez Savaşları’nda yaşadığı problemlerin büyük çoğunluğunun kendi başına da geleceğinin farkında. Özellikle Doğu Avrupa Düzlükleri’nde başarılı olmak için tasarlanan M1A1 tanklarının motorları, çöl kumlarının yarattığı yabancı madde hasarı sebebiyle sık sık arıza vererek önemli problemler ortaya çıkarıyordu. Amerika bu problemler ile karşı karşıya kaldıkça çözümler üreterek bir şekilde Körfez Savaşları’nı geçirmiş olsa da Mısır’ın böyle bir tecrübesi bulunmuyor.

İbn-i Haldun’un meşhur sözü olan ‘’Coğrafya kaderdir.’’ sözüne son derece saygı duyduğunu zanneden Mısır, yine çölde M1A1’ler kadar olmasa da sorunlar yaşayabilecek olan T-90S tankını tercih etti. Suriye’de yakaladığı başarılar karşısında hayranlığını gizleyemeyen ilk ülke Irak olmuş ve 73 adetlik T-90S siparişi vermişti. Mısır, M1A1’ler kadar komplike olmayan, daha az probleme sahip, bakımları çok daha kolay ve ucuz olan T-90S’leri tercih ederek oldukça iyi bir iş çıkarmış gibi gözükse de çöl şartları düşünüldüğünde Suriye’ye oranla çok daha zorlu arazilerle karşılaşmak zorunda kalacak olan T-90S’lerin ne derece başarılı olabileceği konusunda çokça soru işareti mevcut.

Ayrıca bu alım ve ortak üretim ile birlikte Mısır, Rusya ile ilişkilerini de geliştirerek ileride yapmayı planladığı alımları daha rahat gerçekleştirebilmeyi amaçlıyor. Küresel güçlerin yanına sığınmak ve bir nevi onlara korunma bedeli ödüyormuş gibi alım yapan Mısır’ın, bu güçlere Rusya’yı da ekleyebilmek için bu alımı gerçekleştiriyor olması kuvvetle muhtemel.

M1A1’lerin verebileceği maksimum verim, ve 400 adet T90-S’in sanki büyük bir savaş hazırlığındaymış gibi alım yapan bir ülke için oldukça az gibi görüldüğünü düşünürsek Mısır, Uralvagonzavod’un kuracağı üretim ve montaj hattında yetiştireceği elemanlar ve kazanacağı tecrübeler ile ilerleyen yıllarda kendi tankını üretmeyi hedefliyor olabilir. Hazır alımlar ile denizlerin bile kuruyabileceğinin oldukça farkında. Özellikle ülkemizin gerçekleştirdiği ALTAY atılımı ve Fırat Modernizasyon projesi, birçok komşumuzda olduğu gibi Mısır’da da büyük yankı uyandırdı. İran’ın ardından Mısır da T-90 tanklarını kendi ihtiyaçlarına göre geliştirerek yerli bir tank üretme planına sahip olabilir.

ALTAY ve Leopard 2A4T1 tanklarımız karşısında Mısır tanklarının şansı

T-90S tankından başlayacak olursak, T-90S tankları, T-90A tanklarının ihracat versiyonu olup pasif korunmada bir farkı bulunmasa da elektronik kabiliyetler ve reaktif korunma açısından T-90A tanklarından geridedir. T-90A tanklarında bulunan Shtora-1 soft-kill aktif koruma sistemi, T-90S tanklarında bulunmamaktadır. ALTAY T2 modelinin güdümlü tankasavar füzesi atabilecek olduğunu ve ATGM envanteri en geniş ülkelerden birisi olduğumuzu da düşündüğümüzde çok büyük bir eksiklik olarak gözümüze çarpmakta. Shtora-1 sistemi, Ural tesislerinde yapılan testlere göre tanka doğru gelen güdümlü mühimmatların 10’da 6’sını kızılötesi sinyaller göndererek, mühimmatın yönünde sapmalara sebep olup tankın vurulmasına engel olmuştur. Bu engellemeyi füzenin aklını karıştırarak, tanktan başka bir noktaya odaklanmasını sağlayarak gerçekleştiriyor. Bu sayede füze tanka yakın başka bir noktada infilak ediyor.

Bir diğer önemli eksik ise Relikt ERA. T-90S tanklarında bulunan Kontakt-5 tepkisel patlayıcılı zırha oranla Relikt, 2 kat üstün bir korunma sağlıyor. ERA isabet aldığında genişleyerek 700mm’lik bir HEAT korunması oluşturuyor ve sahip olduğu pasif korunma ile birleştiğinde anti-tank füzeleri tarafından delinemez bir kale haline geliyor. Fakat Kontakt-5, bu değerin yarısını sağlayabiliyor. Kornet, UMTAS/OMTAS, Tow-2 gibi elinde dünyanın en etkili ATGM’leri bulunan Türkiye’ye karşı yine büyük bir dezavantaj olarak gözümüze çarpıyor. Bu eksikliklerin yanında T-90A tankında bulunan bazı elektronik sistemlerde T-90S tankında bulunmuyor.

ALTAY gibi L55 top kullanan birinci sınıf bir ana muharebe tankı karşısında T-90S tankının hiç şansı bulunmuyor. T-90S tankı, ALTAY tankını delebilecek tek Rus mühimmatı olan Vacuum-1 sabotunu atabilecek bir topa sahip değil. Bu topa sadece T-90MA, T-80BVM ve T-14 Armata tankları sahip. ALTAY için de nasıl ki delinmek çok zorsa T-90S tankı içinde ALTAY karşısında delinmemek o kadar zor. 250mm’lik sabot korunması da sağlayabilen Relikt ERA’nın eksikliği burada yine hissedilerek ALTAY tankı, T-90S tankını büyük oranda istediği yerden delebilecektir. Leopard 2A4T1, Fırat modernizasyonu kapsamında modernize edilen yeni Leopard 2A4 tanklarımızda sahip olduğu çift patlayıcılı gelişmiş reaktif zırh eklentisi, aktif koruma sistemi ve elektronik güncellemeleri ile T-90S tanklarına büyük oranda üstünlük sağlayacaktır.

M1A1 Abrams tanklarına gelecek olursak, Mısır çöllerinde zaten yüksek verim sağlayamayacağını hesap etmeliyiz. Fakat M1A1 tankları, Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye’de tanklarımız ile karşılaştığında T-90S tanklarına oranla bizim için çok daha büyük problemler teşkil edebilecektir. Geçtiğimiz günlerde Mısır, Amerika’dan on binlerce M289A3 sabotu almıştı. 830mm’ye kadar delebilen, seyreltilmiş uranyum içerikli deliciye sahip bu mühimmat, ALTAY tankını kritik bölgelerden kolay kolay delemeyecek olsa da sabotun zırh içerisinde kırılmasının yaratacağı radyoaktif etkilere dikkat edilmesi gerekmektedir. Radyasyon astarına ALTAY tankı sahip olsa da bu mühimmat tarafından yapılan isabetlerde mürettebatımız kontrol edilmeli ve gerekirse değişerek hemen tedaviye alınmalıdır. Leopard 2A4 tanklarımızdan daha üstün olsa da M1A1 tankları yeni Leopard 2A4T1’ler karşısında üstünlüğünü kaybetmekte hatta bazı konularda üstünlüğü bize teslim etmektedir.

Mürettebat eğitimleri, muharebe sahası ve operasyon tecrübe durumları, tankların muharebeye hazırlığı ve bakım durumları, mühimmat stoğu, yedek parça temini ve üretimi, yaşanılan sorunların üstesinden gelebilme süreleri düşünüldüğünde TSK mensupları, kahraman tankçılarımız karşısında Mısır’ın pek şansı kalmıyor. Fakat nicelik olarak 2000’den fazla tanka sahip olacaklarını düşünürsek bizim elimizde bu tanklara cevap verebilecek 850’den fazla tankımız olacak. Önemli bir sayı farkı arada bulunmakta ve bu farktan Mısır’ın yararlanmasını engellememiz gerekecektir. Her ne kadar karadan yaşanabilecek bir aksiyon durumu pek söz konusu olmasa da kara kuvvetlerinin bel kemiğini oluşturan ana muharebe tankları konusunda Mısır’ın bize karşı pek şansı bulunmuyor fakat yine de dikkat edilmesi gereken önemli bir tehdit.


Yazar: Yusuf Metin  Kaynak: SavunmaSanayiST.com

  Sarsılmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu